Birçok olay, tespit edilemediği için adli makamlara ya da medyaya yansımıyor Saldırıların çoğunun engelli bireyin (yakın çevre, akraba veya aile içi vb.) tanıklarından ya da hizmet aldığı kişilerden gelmesi, olayların açığa çıkmasını engelliyor. (not: Araştırma kapsamında elde edilen verilerin sayısal dağılımı ve içeriği ekte gönderilen bilgi notunda mevcuttur.) TOHAD, devletin sivil toplum kuruluşları işbirliği içerisinde hareket ederek koruyucu-önleyici tedbirler geliştirmesinin, olayların önlenmesinde kilit öneme sahip olduğunu vurguluyor.
Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nin Açık Toplum Vakfı Desteği ile yürüttüğü araştırma, Türkiye’de görünür olmayan bir soruna dikkat çekiyor. Son 5 yılda ulusal ve yerel medyada yer alan ikiyüz ****en beş bin yazılı ve görsel haberin taranması, emsal mahkeme kararlarının incelenmesi ve nitel araştırma yöntemleri kullanılarak yapılan araştırma, engelli bireylere yönelik fiziksel-cinsel şiddet, istismar ve kötü muamele olaylarının giderek arttığı, olayların birçoğunun sistematik bir şekilde tekrarlandığını ortaya koyuyor. (Araştırma yayınına ulaşmak için http://www.tohad.org/tohad/ )
Engelli bireylerin kendini savunma ve kendini ifade etme konusundaki kısıtları, olayların artmasında ve açığa çıkamamasında önemli rol oynuyor. Bu durum, engelli bireye hizmet sağlayan kuruluşların engelli bireylere ve ailelerine yönelik koruyucu-önleyici eğitim programları geliştirmesinin önemini ortaya koyuyor. Diğer yandan, olayların önüne geçilmesi ve yaşanan olayların tespit edilebilmesi için denetim mekanizmalarının daha da etkinleştirilmesi de bir diğer önemli ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor.
Araştırma kapsamında öne çıkan satırbaşlarına göre:
Medyaya yansıyan olaylar içerisinde cinsel içerikli saldırı ve istismar olayları, tüm olaylar içerisinde %49,6 ile en yüksek orana sahiptir.
Zihinsel engelli bireyler saldırılara en fazla maruz kalan engel grubu. Toplam 391 saldırının %60,36’sı zihinsel engelli bireylere karşı gerçekleştirilmiştir. Toplamda 194 cinsel içerikli saldırının %84’ü zihinsel engelli bireylere yönelik gerçekleşmiştir. Saldırı olayların faillerinin en yüksek orana sahip olduğu grubun %24 ile komşu, mahalleli ya da akraba kişilerden olduğu anlaşılmıştır. Ancak bunun yanında aile içindeki bireylerden yönelen saldırılar, %12,79 ile hiç de azımsanmayacak bir orana sahiptir. Fiziksel-cinsel saldırıya ve istismara uğrayan, kötü muamele gören engelli erkek ve engelli kadın oranları birbirine yakın düzeydedir. Olay mağduru engelli bireylerin %47,83’ü erkek, %47,31’i kadındır. Çocuklar %36,06 oranı ile saldırılara maruz kalan engelli bireyler arasında önemli bir orana sahiptir. Ortopedik, görme, otizm, vb zihinsel engel grubu dışındaki engelli bireyler, daha ziyade, fiziksel-duygusal şiddet, kötü veya insanlık dışı muamele ya da bakımsız bırakma hallerine maruz kalıyor.
Engelli bireylere yönelik saldırıların çoğunun tanıdık kişilerden gelmesi, engelli bireye yönelik saldırının sistematik hale gelmesine neden olmakta ve olaylar çoğu zaman ancak engelli kadının hamile kalması ya da engelli erkeğin maruz kaldığı saldırının travma izi bırakması sonucu açığa çıkabilmektedir. Diğer yandan faillerin çoğunun engelli bireylerin tanıdığı kişilerden olduğu düşünüldüğünde, idari ya da adli makamlara intikal eden olaylarda engelliye yönelik koruma tedbir kararının alınmasında daha hassas davranılması gerekliği ortaya çıkmaktadır. Araştırmanının sonuç bölümünde çözüm önerilerine yer verilmiştir. Önerilerin bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
Saldırıların önlenmesi ve yaşanan saldırıların en kısa sürede tespiti için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın engelli bireylere ve ailelerine yönelik eğitim programları geliştirmesi,
Engelli bireylere sosyal yardımlar, sağlık raporları vb. nedenlerle temas eden tüm kuruluşlardaki personelin olayların tespiti konusunda eğitilmesi,
İlgili kurumlarda gerçekleştirilecek denetimlerin artırılması
İlgili kurumlarda gerçekleştirilecek denetimlerde kamu kurumları ile sivil toplum örgütlerinin işbirliği yapması,
sivil toplum örgütlerinin engelli bireylere yönelik fiziksel, cinsel şiddetin, istismarın, kötü muamelenin önlenmesi konusunda devlet kurumları ile yakın işbirliği geliştirmesi, ortak çalışmalar yürütmesi,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve sivil toplum örgütlerinin toplumu bilgilendirici ve eğitici kamusal farkındalık çalışmaları yapması