Kadın Neden Evlenmekten Korkar?


Bağlanma korkusu, kadın veya erkek her yaştan insanın karşılaşabileceği, hayatındaki bir takım girişimlerini engelleyen ya da süregelen ilişkilerini olumsuz yönde etlileyen ve devam ettirmelerini zorlaştıran psikolojik bir sorundur.

Bağlanma korkusu popüler literatürde "uzun ilişki" ya da "evlenme korkusu" olarak da adlandırılır. Amerika’da yapılan nüfus araştırmalarında evlenme oranında son kırk yılda ciddi bir düşüş görülüyor.

Bağlanma korkusunun görünen sebepleri; özgürlük ve cinsel yaşamın kısıtlanmasından, kişisel alanlardan taviz vermekten ve finansal bir yükün altına girmekten çekinmek olabilir.

Kişi, sadece karşısındaki kişinin onun özgürlüğünü kısıtlayacağı için değil, karşısındaki kişiye yoğun bir hisle bağlanacağından ve birgün bu durumun kendisini inciteceğinden korktuğu için de uzun süreli ilişkiden ve bağlanmaktan kaçıyor olabilir. Bunun sebebi ise, küçük yaşta yaşadığı bağlanmaların -anne ve baba ile- sağlıklı bir duygusal yakınlık oluşturacak bir temele dayanmamış olması, yeterince ilgi görmemiş ya da ihmal edilmiş olması olabilir. Bunun yanında ailede anne ve babanın boşanmış olması, çocuğun kötü giden bir evliliğe şahit olması ya da kişinin daha önce yaşadığı bir ilişkinin kendisini hayal kırıklığına uğratmış olması da bağlanma korkusunu oluşturabilir.

Yakınlık ve bağlanma korkusu olan bireyler ilişkiye güvensizlik ve ilişkinin başarısız olacağına dair bir inanç ile başladıkları için, bu düşük beklentiler de onların davranışlarını ve ilişkinin gidişatını kötü yönde etkiler.


Kadın neden bağlanmaktan korkar?



Bağlanma korkusu ile ilgili araştırmalarda, kadınların boşanma veya babasız büyüme gibi ailede meydana gelen incitici durumlar karşısında derinden etkilendiği gözlemlendi. Ayrıca yapılan araştırmalarda kadının, ihtiyacı olduğu zaman rahatça arayıp, yardım isteyebileceği bir baba figürüne sahip olup olmamasının, kadının yetişkin yaşamında duyduğu bağlanma korkusu ile doğrudan ilişkili olduğu görüldü.

Bağlanma korkusunun diğer bir psikolojik nedeni ise, kişinin geçmişte yaşadığı yıpratıcı ve travma içeren bir olay nedeniyle insanlara güvenmekte zorlanması ve sürekli tehlike altında hissetmesidir.


Bağlanma korkusunun üstesinden nasıl gelinir?

Karşılıklı empati ve anlayışla bağlanma korkusu ve iletişimsizlik iyileştirilebilir. Karşılıklı empati, kişinin çevresine duyduğu saygının, öğrenme isteğinin, etrafına karşı olan dikkatinin ve merakının artmasına yardımcı olur. Ayrıca karşışıklı iletişim ve anlayış kişinin, çevresine kendisini savunmaya gereksinim duymadan bakabilmesini ve kendisini yalnızlıktan çıkarabilmesini sağlar. Kişi zamanla içsel olarak rahatlar ve etrafı ile iletişimini artırır. Yani içindeki korku yerini umuda bırakır.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, bağlanma korkusu kişinin kendi hikayesine göre farklı nedenlerden kaynaklanabilir ama sağlıklı ve iyi giden, içinde anlayışı ve empatiyi barındıran romantik bir ilişki olumsuz deneyimleri değiştirmekte ve bağlanma korkusunun giderilmesinde etkili olacaktır.