Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 30 Mart seçimlerinin ardından Türkiye'nin yeni bir siyasi atmosfer ile karşı karşıya kalacağını savunarak, "Bana sorarsanız aslında şu an Meclis'in bir erken seçim kararı alması gereklidir" dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Antalya'nın Manavgat ilçesinde BBP Belediye Başkan adayı Hacı Çayır'ın seçim ofisinin açılışını gerçekleştirdi. Yukarı Pazarcı Mahallesi'ndeki açılış öncesinde partililer tarafından Evrenseki'de karşılanan Destici, konvoyla Manavgat'a geldi. Vatandaşları selamlayarak karanfil dağıtan Destici'ye ilçe ziyaretinde BBP İl Başkanı Bekir Bağcı, BBP Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hulusi Kızılkaya ile partililer eşlik etti. Destici, seçim ofisine gelişi sırasında partililerce sloganlarla karşılandı. Burada konuşma yapan Destici, Manavgat'ı Büyük Birlik belediyeciliği ile tanıştırmak istediklerini söyledi. Destici, "Allah'ın takdiri ile Manavgat Hacı Çayır'ı seçtiği takdirde Büyük Birlik Partisi hizmetlerine Manavgatlı kardeşlerimiz kavuşacaklardır. Biz 2009 yerel seçimlerinde 20 civarında belediye kazandık. Kazandığımız belediyelerin tamamını iktidar partisinden devraldık. Şimdi iktidar partisi propaganda yapıyor. Neymiş efendim belediye iktidar partisinden olmazsa hizmet gelmezmiş. Bu büyük bir yalan. Bakın biz bu 20 belediyenin tamamını iktidar partisinden devir aldık. Gelin iktidar partisi ve Büyük Birlik Partisi belediyelerini bir kıyaslayalım. Biz BBP döneminde Sivas'ta, Şarkışla'da, Suşehri'nde, Sarıveliler'de ve diğer belediyelerimizde bir katı değil, iki katı değil, en az üç katından az hizmet yaptıysak ben adaylarımı çekeceğim. Yerel hizmetlerde Türkiye'nin en başarılı partisi Büyük Birlik Partisi'dir" dedi.
BBP'li belediyelerin yatırımcı belediyelerin en büyük örneği olduğunu belirten Destici, "Hem hizmet belediyeciliğinin en büyük örneklerindendir, hem sosyal belediyeciliğin en büyük örneklerindendir, hem de turizm belediyeciliğinin en iyi örneklerindendir. Kültürel değerlerimize, manevi miraslarımıza, turizm zenginliklerimize sahip çıkan belediyeciliğin en iyisini ama her şeyden önce kardeşliği ön planda tutan ve Anadolu'nun neresinde olursa olsun, Alevi, Suni, Kürdü, Türkmen'i, Çerkez, Laz, Boşnak'ı hangi şehirlisi olursa olsun en iyisine layık olduğuna inanan ve bu anlamda iyileştiren, bütünleştiren, birlik ve beraberliğin tek adresi BBP'dir. Onun için de bütün vatandaşlara BBP kardeşliği inşallah tesisini kuracağımız, büyük hizmetlerin getirileceği Manavgat'ta yaşayan bütün kardeşlerimizin bu hizmetten eşit bir şekilde yararlanacağı bir hizmet belediyeciliğini size buradan vaat ediyoruz" diye konuştu.
"ÜRETİCİ HAKETTİĞİNİ ALAMIYOR"
Çiftçinin ürününün hak ettiği değeri bulmadığını söyleyen Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Narenciye, yaş meyve ve sebze üreticimizin maalesef ürünleri değerini bulmuyor. Üreticimiz para kazanamıyor. Aradaki fırsatçılar para kazanıyor. Patatesin fiyatı 5 TL'ye çıkmış ama üretim zamanında patates üreticinin tarlasında kalmış. Etin, sütün de öyle. Biz Ankara pazarlarında portakalı 4-5 TL'ye, domatesi 7-8 TL'ye alıyoruz. Şu anda şu mevsimde çilek almak isteyenler 15 TL'ye alıyor. Ama buraya gelin, burada üretici bunları onda bir fiyatına bile satamıyor. Bunun sebebi ülkeyi yönetenlerdir. Para politikalarını uygulayanlardır. Orantısız bir şekilde tarım destekleri veriliyor. Ama bizim Antalya, Mersin yaş meyve ve sebze üreticilerinin günahı ne? Niye buraya destek vermiyorsunuz? Onun için bütün bu desteklerin adil bir şekilde dağıtılması gerektiğini düşünüyorum."
Ülkede büyük bir çoğunluğun açlık ve yoksulluk sınırında yaşadığını savunan Destici, "12 milyon çalışan kesimimiz var. Bunların 6 milyonu asgari ücretlidir. En büyük adaletsizlik vergi sisteminde yapılıyor. Anayasa'da vergi kazanandan alınır denmesine rağmen maalesef verginin yüzde 85'i dar gelirliden, çalışan kesimden alınıyor. Dolaylı vergiler adı altında alınıyor. Var mı böyle bir adalet? Nerede sizin adalet duygunuz? Nerede sizin ahlak duygunuz? Ama maalesef bu böyle devam ediyor. Ama Allah şahidimdir ki Büyük Birlik Partisi iktidarında bu fakirden alınıp zengine verilen kapitalist sistem yıkılacak. Zenginden alınıp fakire verilen sosyal ve adil bir sistem gelecek. Bu ülkenin ihtiyacı budur. Türkiye'nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Kardeşliğe ihtiyacı vardır. Barışa ihtiyacı vardır. Türkiye'nin ayrışmaya, kamplaşmaya, çatışmaya tahammülü yoktur. Özellikle devlet yönetiminde bulunanlar, elinde yetki bulunduranlar, bu konuda çok daha büyük bir hassasiyet göstermek zorundadırlar. Ülkeyi yönetenler öncelikle kendi, parti menfaatlerinden önce ülke, millet menfaatini düşünmek zorundadırlar. Kendileri kaybedeceklerini, zarar edeceklerini bilseler de onların fedakarlık yapma gibi bir sorumlulukları, yükümlülükleri vardır. Çünkü hepimiz aynı gemi içerisindeyiz. Eğer bu gemi batarsa burada olan her birimiz batarız. Onun için bize düşen el ele vererek, gönül birlikteliğimizi sağlayacağız ve ülkemizi huzuru, milletimizin geleceği için birliğimizi bozmak isteyenlere, aramıza nifak sokmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bize hepimize düşen şey bu yangına benzin dökmek değil, tam tersine hepimiz bir damla su dökerek bu yangını nasıl söndürürüz gayreti içerisinde olacağız. Bir yerde haksızlık, zulüm, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet varsa hiç birimiz bunu görmezden gelemeyiz. Bunun üstünü kapatmak için çalışanlarla yan yana duramayız değerli arkadaşlarımız. Hepimize düşen hukukun önünü açmaktır. Çünkü hukuk hepimize lazımdır. Bu gün lazım olmayanlara da yarın lazım olabilir. Onun için hiç kimse adaleti geciktirmemelidir" diye konuştu.
"ERKEN SEÇİM KAÇINILMAZ"
Seçimlerin çok önemli olduğunu vurgulayan Destici, şunları kaydetti:
"Bu seçimlerden sonra ülkemiz yeni bir siyasi atmosfer ile karşı karşıya kalacaktır. Bir erken seçim kaçınılmaz hale gelecektir. Bana sorarsanız aslında şu an Meclis'in bir erken seçim kararı alması gereklidir. Bu Meclis yürütmenin vesayeti altındadır, milletvekilleri bağımsız değildir. Liderlerin iki dudağı arasından seçilmiştir. Liderlerin görüşüne aykırı bir görüş beyan ettiklerinde ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilerek istifa etmeye zorlanmaktadırlar. İki her türlü kışkırtmaya, her türlü ayrıştırmaya rağmen sakinliğini muhafaza etmektedir ama Meclis'teki milletvekillerimiz uçan tekmeler, yumruklu kavgalar. Ey vekiller siz bu milletin vekili olamazsınız. Siz bu milleti temsil etmiyorsunuz. Onun için derhal erken seçim kararı alın ve gerçekten milleti temsil edecek milletvekilleri orada otursun. Seçim barajı olmayan, hazine yardımının adil dağıtıldığı, liderlerin iki dudağı arasında seçilmeyen, milletin tercihli seçtiği sistemle milletvekili seçimi istiyoruz. Üç; bu Meclis millete sivil bir anayasa veremedi. Bu Meclis Anayasa meclisi idi ama yapmadılar. Komisyon kurdular. Ama Anayasa yapmadılar. Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Allah'ın izniyle Büyük Birlik Partisi iktidar olunca biz bunu gerçekleştireceğiz. Yani bu ülkede Bakanlar'da aynen Cumhurbaşkanı gibi en fazla iki dönem seçilebilecek. Çünkü bu uzadığı zaman herkes bunun baki olduğu gibi bir hissiyata kapılıyorlar. Vazgeçilmez oldukları noktasında bir düşünce içerisine giriyorlar. Bu millet bugüne kadar nice devlet adamları, nice kahramanlar doğurdular. Millet hiçbir kimseye, hiçbir zümreye mahkum değildir. Milletin alternatifi var. Alternatif Büyük Birlik Partisi. Herkes vicdanının sesini dinlesin. Bu yolsuzlukları bitirecek, milletin yoksulluğuna çare olacak, Türkiye'yi yeni sivil demokratik bir Anayasaya kavuşturacak. Adil paylaşım düzenini kuracak. İşsizliğimize çare bulacak. Terörist başı ile el sıkışarak değil, mücadele ederek terör örgütünü yok edecek bir alternatif var. O alternatifin adı Büyük Birlik Partisi. Türkiye'nin yerel yönetimlerde en başarılı partisi Allah'ın izniyle bize milletimiz tarafından teslim edildiğinde. Bakın iki dönem demiyorum. Bir dönem 4 yılda bu milletin tüm problemlerini çözeceğiz. Bunun projeleri elimizde var. Tertemiz mazimiz bunun teminatıdır."