Nedensellik Kavramı
Çocuk sürekli değişmelerle karşılaşıracaba bunları kendi kendine nasıl açıklar. Çocuğun bu açıklamalarını anlamak için bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmada Piaget çocuklara doğayla ilgili sorular sormuştur. “Bulut nasıl hareket eder?”“Güneş ve ay niçin hareketsiz””Gölgenin nedeni nedir?” gibi. Farklı yaşlardaki çocuklardan alınan tepkileri şu şekilde değerlendirir. Bunları üç grupta toplar:
Nedenler güdüseldir. İlk yıllarda olayın nedeni ne olursa olsun neden her zaman bir insandır. Üç-dört yaşlarındaçocuğa göre herhangi bir şekilde iki obje birbirine benziyor ise biri diğerine neden olur. Örneğin odadaki gölge dışarıdaki gölgenin nedeni olabilir.
Nedensellik yapaydır. Çocuğun ortaya koyduğu nedenler doğrudan doğruya gerçek durumla ilgili değildir. Nedenler onun hayal gücü ve yaratıcılığıyla karışır. O “yaprakların içi gecedışı gündüz” diyebilir. Özellikle çocuğun hayal gücünün ve metaforların geliştiği bu devrede5-6 yaşlarındasöz konusu özellik gözlenebilir.
Nedenler dinamiktir. Yedi-sekiz yaşlarındaki çocuk sorusuna cevap aramaya başlar. “Bulutlar rüzgarla hareket ediyor” der. Nedeler daha çok mekaniktir. Rüzgarlar bulutu itti... Çocuk genellemeye de gider. Mesela “güneş ateştendir”. Bilgileri üzerinde fikir yürütebilir. “Su hafiftirçünkü sıvı” derOn- oniki yaşlarında çocukta mantık yetişkinin ki gibi gelişmiştir.
Nedensellik kavramını incelemeninçocuğun diğer kavramlarla ilgili düşünme şeklinin anlaşılmasına daha çok yardımcı olacağı sanılmaktadır.
Gagne (1966) ye göreçocuklar doğrudan doğruya edindikleri tecrübelerle kavramları öğrenirler. Ancak tecrübesiz yetersiz olduğu içingeliştirdikleri kavram eksik ya da yanlış olabilir. Anaokulunda bu eksiklik ve yanlışlarını tamamlarlar ve yeni kavramlar oluştururlar. Her durumdaanaokuluna başlayacak bir çocuğun altındaüstündeaşağıdayukarıdayanındaortasında başladurgelgitotur gibi kavramları bilmesi beklenir. Ama bir ilkeye göre sıraya dizme (büyükten küçüğe...) benzer ve ayrıcalıklarına göre bilemeyebilir. Örgün eğitime başlamadan önce belli temel kavramları kazanmasıtemel eğitim sırasında çocuğa iletişim kurma ve sembolleri kullanmaöğrenme etkinliklerine etkili bir biçimde katılma olanağı vercektir.
Sonuç;
Sembol bir olay ve nesnenin temsilcisikavram ise bir grup obje ve olaya ait bir dizi özelliğin temsilcisidir. Kavram birbirleriyle ilişkili obje ve olayların ortak yönlerini gösterir. Mesela; annemeyvehayvan...
Kavram geliştirme diğer biliş formlarını kullanmayı gerektirir. Çocuk büyüdükçe daha çok şemalar geliştirirtasarımları artarsembol ve objelerin boyutlarını algılar ipuçlarından yararlanır. Bellekte saklanan yığın halindeki şemaları ve tasarımlarıçocuk çoğalan tecrübeleriyle organize etme yeteneğini geliştirir.
Kavram geliştirme bir sınıflama işlemidir. Birey objeleri ya da bir obje grubunun fonksiyonunu algılar. Önce benzer yanlarınısonra diğer gruptan ayrılan yanlarını saptar. Örneğinbir anne kavramı geliştirmedeçocuk annesinin görünüş özellikleriniyüzünüsaçının renginisesinikonuşma tarzını hatta kokusunu algılar. Kendisi ile olan ilişkilerindeki davranışları algılar. Kendisi ile olan ilişkilerindeki davranışlarını algılar. Sonra bu algılarını diğer insanlarla ilgili şemalarla karşılaştırır. Annesinin diğer insanlardan ayırmaya başlar. Çocuk zamanla annenin diğer özelliklerininrolünün ve sorumluluklarının farkına varır. Anne ile ilgili bilgi ve tecrübeleri arttıkçaçocuk daha iyi bir anne kavramı geliştirir.
Çocuk ikinci basamakta kavramların alt gruplara ayırmaya başlar. Örneğin; çalışan annelerçalışmayan anneler vb. Daha basit düzeyde de hayvanları algıladığı özelliklerine göre gruplar; kuşlarkedilerköpekle...
Sınıflama projesi bir ölçüt kullanmayı gerektirir. Ölçüt veya ilke sınıflamada ana kuraldır. Örneğinannelerin statüleriyaşlarıişleri birer ilke olarak kabul edilir. Bu ölçüte uygun ayrı ayrı gruplamalar yapılabilir. Öz anneüvey anngenç yaşlı... Hayvanlar da büyük hayvanlarküçük hayvanlar yararlı hayvanlar...
Sınıflamada ölçütün seçimi metaryalin özüne dayanır. Örneğin; anneler mevsim özelliklerine göre gruplanamayacağı gibimeyveler de statülerine göre gruplanamazlar. Kışlık yazlık anne olamayacağı gibiöz üvey meyve de olamaz.
Kavram öğrenme hızını etkileyen etmenlerden birisi de boyutsal tercihlerdir. Tercih edilen boyutta kavram öğrenme daha kolay olmaktadır. Suchman ve Trabasso (1966)Zeaman ve House (1963) ve Wolff (1966) tarafından yapılan araştırmaların sonuçlarındaçocuk hangi boyutu tercih ediyorsa o boyutu içeren kavramlara dikkatinin öncelikle yönelecek ve bu kavramları daha kolaylıkla öğrenebilecektir.
Yine boyutsal tercihlerin dışındaalgılamada kullanılan duyuların kavram öğrenme hızı üzerinde çocukların yaşlarına göre değişen etkileri olduğu görülmektedir. Ortalama beş yaşındaki çocuklar için dokunma duyusu kavram öğrenmenin hızlı bir şekilde gerçekleştirilebileceği bir duyu olarak ortaya çıkmaktadır. Bruner’ in kuramı ile bağdaşır nitelikteki bu bulgu bu yaştaki çocuklar için bilgi edinmede dokunma duyusunun önemine bir kez daha işaret etmektedir.
Örgün eğitime başlamadan önce belli temel kavramları kazanmasıtemel eğitim sırasında çocuğa iletişim kurma ve sembolleri kullanmaöğrenme etkinliklerine etkili bir biçimde katılma olanağı verecektir. Eğer bu çocukların tamamı okula gelmeden önce temel kavramları oluşturmuşlar isekonuşulanları anlamasembolleri kullanma ve kendilerini ifade etmede yaklaşık düzeydeler isekendi yetenekleri ölçüsünde eğitim etkinliklerinden yaralanabilirler; daha sonraki öğrenmeler için sağlam temeller kurmuş olurlar. Çevresel nedenlerle bir kısım çocuklar temel kavramları öğrenmeden okula başlatılır iseokula alındıkları ve öğrenme etkinlikleri her öğrenciye eşit şekilde sunulduğu haldebu çocuklar diğerleri gibi iletişim kurarak öğrenme etkinliklerinden yaralanamazlar. Son olarakkavram eğitiminde dikkat edilecek noktaları kısaca hatırlatmakta fayda vardır;
Kavram öğretiminde verilecek ilk örnek kavramın tüm özelliklerine sahip olmalıdır. Örneğinkuş kavramı öğretimindegüvercinserçe gibi örneklerden başlanabilir. Sonra alışılmışın dışındaki örnekler sunulabilir.Kavramın kritik özellikleri mutlaka öğretilmelidir. Öğrencilere kavramı temsil eden ve etmeyen örneklerin verilmesiörneklerin görsel araçlarla desteklenmesi. Örnek seçme kurallarına dikkat edilmesiöğrencilerin gösterilen örneklere dayalı olarak kavramın özellikleri hakkında fikir üretipbunları aktarması. Öğretmenin sorularla (nasıl-neden-neye benziyor vb.) öğrencilerin kritik özelliklerini bulsalar bile bütün kritik özelliklerin sıralanması için yeterince zaman tanınmasıolumsuz örnekleri kavramın özelliklerine uyupuymadığını ayırt etmesi kavramın kazanılıpkazanılmadığının kontrol edilmesi. Bir kavramın ğrenciler tarafından kazanılıp kazanılmadığının en iyi göstergesikendi örneklerini verebilmeleridir. Bu nedenleöğrencilerden kendi örneklerini ve kavramın örneği olmayanları vermesi stenir.Transferin sağlanması. Bu aşamada çocukların yeni öğrendikleri kavramlar arasında ilişki kurmaları sağlanır. Bu amaçla öğretmen öğrencilere çeşitli sorular sorabilir. Örneğinniçin ilk şekil kavramı temsil etmiyor? Bu kavram hangi kavramla ilişkili? İki kavram arasındaki ilişki nasıl? vb. Bu tür sorular hem öğrencinin kendi bilişini sorgulaması ve yönlendirmesini sağlarhem de yeni kavramın kendi bilişsel yapılarına yerleşmesine yardımcı olur.