Yatırım, genellikle uzun vadede kârlılık sağlayan bir tür birikim aksiyonudur. Yatırımcılar, varlığını katlamak veya ileriki yıllar için birikim yapmak üzere aşağıdaki gibi yatırım seçeneklerini değerlendirmekteler. Peki, bizler yatırımı nasıl yönetiriz? Gerçekten yatırım nedir?
Bu soruların cevabı gerçekçi olmaktan geçiyor. Mesela bir arabanız var. Değeri 15.000,00 TL olsun. Siz bunu sattınız ve paranızı borsada hisse senedi alıp satarak çoğaltmak istiyorsunuz diyelim. Biz bu işi günlük olarak yapanlara spekülatör diyoruz. Spekülatörler, paranızı bir günde çarparsk size hadi güle güle diyebilecek potansiyeldeler. En doğru tabir bu olurdu galiba.
Şimdi diyeceksiniz ki;
“o zaman bu parayla ne yapalım?”
birikim mi yapsam, yatırım mı
Benim cevabım ise şunlar olurdu:
Gerçek anlamda gelecek için yatırım yapmak istiyorsanız geleceğin sağlam şirketlerinden hisse senedi alabilirsiniz ve uzun vadede tutabilirsiniz. Zarar ihtimali var mı? tabi ki var, ama burada önemle şunu belirttim: “Geleceğin sağlam temelli şirketleri”. Bunlar teknoloji de olabilir gıda veya ilaç üzerine de olabilir. Orası sizin bileceğiniz iş. Yani günlük al-sat işine girmek demek paranızla vedalaşmak demektir. Unutmayın büyük balık küçük balığı yutar.
”Ben borsadan anlamam!”
Diyenler için vadeli mevduatlar iyi bir çözüm olurdu. Finansal piyasalarda işlem yapmak çok araştırma ve vakit isteyen bir iştir. Ancak parayı bir bankaya emanet edip karşılığında faiz geliri elde etmek kolay bir iştir. Sistem şu şekilde çalışır: Bankalar aslında bir aracıdır. Yani elinde fon fazlası olandan bu fonu belirli bir bedel ödeyerek alır. Buna vadeli mevduat faizi diyoruz. Sonra da bu fonu ihtiyacı olana satar. Buna da kredi diyoruz. Yani %10 dan topladıysa bunu %11-12 gibi satar.(Rakamlar semboliktir)
Eğer elinizde bir birikim varsa güvendiğiniz bir bankaya bunu faiz getirisi karşılığı emanet edebilirsiniz. Vadesini ne kadar uzun tutarsanız banka size o kadar yüksek faiz teklif edecektir. Çünkü banka paranızı sistemden çekmenizi istemez. Bu yüzden ne kadar çok tutma sözü verirseniz o kadar yüksek faiz alırsınız.
“Benim faizle işim olmaz!”
Diyenleri de duyuyor gibiyim. Böyle bir fikir sahibi iseniz birikiminizi katılım bankalarında kar payı karşılığı bırakabilirsiniz. Getirisi vadeli mevduatlar kadar olmayabilir.
“Kârı çok olsun ben risk alırım!”
Risk tercihi kişilere özeldir. Kişinin karakterine göre şekil alır. Kâr veya zarar olasılığı olan bir işte zarar edebilme riskini herkes kendine göre ayarlar. Bunu göze alan yatırımcı altın veya döviz gibi enstrümanlardan yararlanabilir. Bu iki yatırım aracımız da kendi içinde ayrılıyor. İnternet üzerinden onlarca para birimine yatırım yapmak mümkün. Doğru hamle yapmak için çok iyi bir finansal okur olmak gerekiyor. Örneğin dolar üzerine yatırım düşünüyorsunuz diyelim. O zaman FED yani Amerikan merkez bankasının açıklamalarını çok iyi takip etmeniz veya ABD ile ilgili siyasi gelişmelerden haberdar olmanız gerekiyor.
Konu bundan daha uzun olduğu için bu yazıda detaya girmek doğru olmaz. Ancak finansal okur olmadan döviz alım satımı, yanlışı peşinden getirir. “Çok yükseldi satayım, çok düştü alayım” yaklaşımı çok amatörce bir yaklaşımdır. İyi yatırımcı için bunlar komik analizlerdir.
BES NEDİR?
Bes bir çeşit emeklilik türüdür. Sizden kesilen bir miktarın üzerinde devletin katkısı eklenir. Sonra bu miktar yatırım fonlarında değerlenir. Siz belirli bir yılı tamamlamadan sistemden ayrılamazsınız. Tabi ki sistemden çıkma hakkınız var ancak yılı doldurmadan ayrılırsanız devlet katkısını alamazsınız. Aylık katkı payını belirlemekte veya güncellemekte özgürsünüz.
Alıntı...