İnsan yalanını itiraf ederken bile düzinelerle yalan söylerler. Detaylar yumuşatılır, sahneler değiştirilir, figüranlar gizlenir. Bazı dostlar aklanır. İtirafçılar akıllıdır. Ayrıntıların toplamından ortaya çıkacak manzara, itiraf edilen o alelade gerçekten çok daha katlanılmazdır çünkü. Büyük ve asıl yalan hep ayrıntılarda gizlidir. Ve hiçbir zaman, en içten itiraflarda dahi ortaya çıkmasına izin verilmez. Kimse ama hiç kimse gerçeğin tamamına katlanamaz – içimizdeki en mert ve en cesur olanlarımız dahil
*Erkekler ve kadınlar affetmek ve unutmak konusunda da biraz farklıdırlar. Erkek çabuk unutur ama asla affetmez. Kadın derhal affeder ama asla unutmaz.
Aslında erkeklerde unutmazlar; sadece hatırlarına getirmezler.
Kısaca: İhanetleri kimse unutmaz. Kimi hatırına getirir. Kimi getirmez. Getirenler mutuz olurlar o kadar
*İtiraf ederiz. Neden mi?
Çünkü bizde aynı suçu işlemişizdir.
Affederiz. Neden mi?
Çünkü bizde aynı suçu işleyebilirdik.
Unuturuz. Neden mi?
Çünkü bizde aynı suçu işleyeceğiz
*Hiç düşünmeden yaşamak kolaydır.
Hiç yaşamadan düşünmek de.
Hem düşünmek hem de yaşamak mı?
İşte bu imkansızdır.
*Kıskanç bir kadın huzurumuzu bozar ama gururumuzu okşar. Ve bencil bir aşık için gururu huzurundan her zaman daha önemlidir.
*Erkeklerin kıskançlığı biraz daha farklıdır. Erkek ihanet eden kadınını kıskanmaz; öbür herifin talihini, cazibesini, neşesini ve keyfini kıskanır. Erkeklerin kıskançlığı kadınlarına duyduğu güvensizlikle ilgili değil, kendi erkekliklerine duydukları güvensizlikle ilgilidir.