Yiyecek aramaya çıkan birçok karınca türü sevk-i İlâhî ile yiyeceğin bulunduğu yol üzerine feromon hormonu bırakır ve bu haberleşme sistemiyle kaybolmadan yiyeceklerini yuvalarına taşır. Büyük Sahra'da yaşayan Cataglyphis karıncaları iseyuva ve yiyeceklerini bulmada feromon hormonu kullanmaz. Çünkü çöl zeminine bırakacakları hormonlar sıcak çöl kumları tarafından soğrulabilir veya rüzgâr sebebiyle savrulabilir. Dolayısıyla çölde takip ettikleri yolu feromonla işaretlemelerinin bir mânâsı olmaz.
Rahmeti ve hikmeti sonsuz Yaratıcı (celle celâluhu) Cataglyphis karıncalarına bu şartlarda yaşayabilmelerine uygun hususiyetler ve farklı bir haberleşme sistemi vermiştir. Bu konuda uzman olan Zürih Üniversitesi Zooloji Enstitüsü'nden Rüdiger Wehner böylesine olağanüstü şartlarda hayatlarını sürdüren bu karıncalar için "harikulade yaratıklar" tabirini kullanır. Cataglyphis karıncalarının bacakları diğer karıncaların bacaklarına göre daha kısa olduğundan bu karıncalar daha hızlı hareket eder. Diğer canlılar gölgelik bir yerde sessiz bir şekilde yatarken bu çöl karıncalarının yaşlı işçi üyelerigüneşin kavurucu sıcağı altında kışa hazırlık yapmak üzere gündüz çalışmaya çıkar. Çöl şartlarında gündüz yiyecek aramak yüksek sıcaklıktan dolayı sıvı kaybına uğrama ve diğer canlılara yem olma gibi riskler de taşır. Bu yüzden bu karıncalar son derece sıcak olan zeminle temas etmeyecek şekilde karınlarını yukarı çekerek hareket edebilecekleri bir yapıda yaratılmıştır.
Çöl karıncalarının yiyecek arama teknikleri Rüdiger Wehner ve ekibinin sabırlı araştırmaları neticesi ortaya çıkarılmıştır. Bu araştırmalardan biri Tunus'ta Cataglyphis bicolor kolonileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bulunan bir yuvanın etrafı birkaç genç işçi karıncayı ortaya çıkaracak şekilde kazılmıştır. Genç işçi karıncaların solgun ve sararmış bir üst derileri vardır. Yapılan bu araştırmada diğerlerinden ayırt edebilmek üzere genç işçi karıncalar başlarından ve göğüs kısımlarından boyanmış ve tekrar yuvalarına konmuştur. Daha sonra yuvanın çevresine her bir karıncanın takip ettiği yolun doğru kaydını yapabilmek üzere eşmerkezli çemberler çizilmiştir. Bu hazırlık safhasından sonra yuvanın girişi dört hafta boyunca karıncalar rahatsız edilmeden gün boyu nöbet sistemiyle takip edilmiştir. Bu süre zarfında boya ile işaretlenmiş işçi karıncaların yiyecek aramaya çıkmalarına izin verilmiştir. Bunlar öncelikle yuvadan iki metrelik mesafeyi kapsayan bölgeyi tarayacak şekilde hızlı bir keşif turu yapmışlar ardından daha uzak mesafelere doğru fakat her biri belirli bir yönde ilerleyecek şekilde gezinmeye başlamışlardır. Bazıları yuvaya yiyecekle bazıları boş olarak dönmüştür. Ölmeden önceyiyecek arayan karıncaların ortalama olarak bir hafta boyunca çalıştıkları ve yaklaşık otuz keşif yaptıkları tespit edilmiştir. Her geçen gün karıncaların daha uzak sahalarda yiyecek aramaya başladıkları ve dolayısıyla zamanlarının çoğunu yuva dışında geçirdikleri müşahede edilmiştir. Bunlar gittikleri sahada ilk birkaç denemede yiyecek bulamadıklarında daha farklı bölgelere yönelmiş; fakat yiyecek bulduklarında da hemen yuvanın yolunu tutmuşlardır. Tedrici bir şekilde günden güne daha fazla yiyecek bulmadaki başarılarının farklı sahaları dolaşmalarıyla orantılı olduğu görülmüştür.
Yiyecek bulduktan sonra yuvaya kayıpsız bir şekilde dönebilmek için takip edilmesi gereken yolun ve yönün belirlenmesinde çöl karıncalarının öncelikle görüntü ipuçlarını kullandıkları anlaşılmıştır. Meselâ taradıkları sahada bir bitki kırıntısı bulduklarında yol boyunca gördükleri nesneleri (bir çalının pozisyonu ışık veya gölgenin desenleri dallar sebebiyle semanın yerden farklı görünüşü vb.) hafızalarında tutabilme ve yuvaya dönerken bu bilgileri kullanabilme kabiliyetiyle donatıldıkları anlaşılmıştır.
Paul-Sabatier Üniversitesi'nden (Fransa) Guy Beugnon ve ekibinin yaptığı diğer bir araştırmada çöl karıncalarının şekilleri ve benzer görünüşe sahip nesneleri ayırt edebildikleri anlaşılmıştır. Beugnon ve ekibi Akdeniz bölgesinde yaşayan Cataglyphis cursor karıncalarını birbirine bağlı ve her biri iki çıkışlı dört kutudan oluşan bir lâbirent içine yerleştirmiş ve karıncaların yuvaya giden en kısa yolu nasıl bulduklarını gözlemiştir. Çıkışlardan birinin üzerine siyah bir desen çizilmişdiğerine dokunulmamış; fakat şekil olarak diğer çıkıştan farklı bir şekil (dikdörtgen ve üçgen gibi) verilmiştir. Karıncalar için işin daha zor tarafı bu kapılardan sadece birisinin diğer kutuya açılıyor olmasıdır. Deneyin neticesi araştırmacı bilim insanlarını hayretler içinde bırakmıştır zîrâ sadece birkaç denemeden sonra karıncalar lâbirenti öğrenmişler yuvaya giden en kısa yolu gösteren işaretleri tereddütsüz ve hatasız çözümlemişlerdir.
Buna benzer bir araştırmayı Rüdiger Wehner de yapmış Yunanistan ve Tunus'ta yaşayan karıncaların görme hafızasını deneme etmiştir. Bunun için bir Cataglyphis kolonisini yuvalarından almış yakındaki bir çöl ortamına taşımıştır. Bazı işaretlemeler yaptıktan sonra karıncaların hareketini incelemiş; elde ettiği netice Wehner'i hayretler içinde bırakmıştır. Çünkü bu koloni kendi yuvalarına giden yolu bulmak için basit bir strateji takip etmiştir: Karıncaların çöl ortamına taşınmaları sürecinde çevrede gördükleri görüntüler sevk-i İlâhîyle hafızalarına kaydolmuş çölden yuvalarına giden yolu bulurken bu görüntüleri kullandıkları rapor edilmiştir.
Âlemlerin Rabbi olan Cenab-ı Hak (celle celâluhu) bu karıncaların minicik beyinlerinde yön bulmaya yardımcı başka bir algoritmayı da çalıştırmaktadır. Wehner otomatik bir kılavuz varmışçasına işaretleme olmaksızın çok iyi yön tayini yapabilen bu karıncaların beyinlerinin tıpkı bir uçak kokpiti gibi pusulası ve navigasyon âletleri olan bir pil barındırdığını ifade etmektedir. Beyindeki "pusula" hangi yönde ilerlendiğini "yol sayacı" da harekete başlanan yerden itibaren ne kadar yol kat edildiğini sürekli ölçmektedir. Bunlara ilâveten bu karıncaların beyninde yol integratörü denen en iyi yolun hangisi olduğunu hesaplayan başka bir mekanizmanın daha bulunduğu ortaya çıkarılmıştır.
Aynen arı ve örümceklerde olduğu gibi çöl karıncalarının beyinlerinde de bir sanal "pusula" vardır. Ayrıca bu karıncaların gözleri bir insan gözünün yapamayacağı şekilde kutuplanmış ışığı analiz edebilecek kabiliyette yaratılmıştır. Güneş ışığı atmosferdeki gaz molekülleri vasıtasıyla saçılmaya uğrayarak kutuplanır (polarizasyon). Karıncaların gözleri ultraviyole ışığa duyarlı reseptörler (alıcı) ihtiva ettiği için polarize ışığı kolaylıkla fark edebilir. Cataglyphis karıncaları yuvayı terk ettikten ve belirli bir vakit geçtikten sonra Güneş'in konumuna ve gün içindeki zaman dilimine göre ışığın kutuplanmasında meydana gelen değişikliği hesaba katarak doğru rota tayini yapabilmeleri için küçük dönme hareketleriyle pusulalarını yeniden ayarlarlar.
Bu karıncaların gerçekten de Güneş'in pozisyonuna göre hareket ettiklerini gösteren mühim bir araştırma neredeyse bir asır önce İsviçreli entomolog (böcek bilimci) Felix Santschi tarafından ortaya konmuştur. Tunus'ta yaptığı bu araştırmada Santschi yuvalarına dönmekte olan çöl karıncalarının yolları üzerine bir ayna yerleştirmiştir. Güneşin aynada yansıması neticesinde karıncalar güneşin tam zıt tarafta olduğunu zannederek U-dönüşü yapmışlar ve yuvadan uzaklaşacak şekilde hareket etmişlerdir. Buna ilâve olarak karıncalardaki "navigasyon cihazı"nın "yol sayacı" sadece kat edilen mesafeyi saymazaynı zamanda yatay bir düzlem üzerindeki izdüşümünü de hesaplar. Bu hesabı yapabilmeleri pratikte çok mühimdir; çünkü çöl ortamında hareket ettikleri zemin daima düz değildir. Bazen tepecikler tırmanmak bazen de tepeciklerden aşağı inmek zorunda kalırlar. Bu iniş-çıkışlar sırasında karıncaların izdüşüm hesabı yapabildikleri Wehner ve Berlin Üniversitesi'nden Sandra Wohlgemuth tarafından yapılan bir araştırma neticesinde ortaya konmuştur. Karıncalar sekiz metrelik bir mesafeyi (ki bu uzunluk izdüşüm olarak 52 metrelik düz bir yola karşılık gelir) kat ettikten sonra tekrar harekete başladıkları noktaya fakat bu defa düz bir yol boyunca hareket ederek dönmüşlerdir.
Karıncaların nasıl bu kadar mükemmel hesap yapabildiğini araştırmak üzere nörofizyolojiden nöroanatomiye davranış biyolojisinden bilgisayar bilimlerine entomolojiden (böcek-bilim) robot bilime kadar çeşitli disiplinlerde çalışan bilim insanları bir araya gelmiş ve çeşitli hipotezler ortaya atmış olsalar da çöl karıncalarının beyninin farklı parametreleri nasıl bir araya getirebildiğini ve değerlendirebildiğini ortaya koyan tatmin edici neticelere ulaşamamışlardır.
Kaynaklar
- Laurent Keller and Elisabeth Gordon The Lives of Ants Oxford University Press 2009 New York.
- Jae Choe Secret Lives of Ants The Johns Hopkins University Press 2012 Baltimore Maryland.