Sadaka günahın kalp üzerinde bıraktığı siyahlıkları yok eder, ruhu arındırır...
Hepimiz günah ve hatanın insanın ruhunu kirlettiğini ve kemale ulaşmasının önünde büyük bir engel olduğunu biliyoruz. Günah insanın kalbinin katılaşmasına ve Allah ile münacatın gerçek tadını alamamasına sebep olur. Günah işleyen insan Allah ile arasında bağ kuramaz, O'nun huzurunda bir damla gözyaşı dökemez. İnsanın gece namazından mahrum bırakan, rahmet yağmurunu engelleyen ve belaları insanın üzerine çeken şey, günahtır.
Günahının bağışlanması ve yaşamına verdiği zararın daha büyük boyutlara ulaşmasını engellemek isteyen her insanın bir tedbir almayı düşünmesi gerekir. Elbette kul hakkı olan günahlarda mutlaka kişilerin hakkının iadesi gerekir. Ama kul hakkı olan günahlar dışındaki günahlarda neler yapabiliriz? Peki, Ehlibeyt İmamları ?nın birçok kez sadaka vermenin günahların bağışlanmasında en etkili yollardan biri olarak buyurduğunu biliyor musunuz?
Sadaka verme konusunda hepimiz birçok söz duymuşuzdur hatta Allah'ın bizlere sadaka vermeyi emrettiğini biliyoruz. Allah, Kur'an'da sadaka verenlere bağışlanma ve büyük mükâfat sözü vermiştir. Ehlibeyt İmamları'nın sadakanın insan üzerindeki etkilerini anlattığı hadislerden bazılarında şöyle geçer;
-Sadaka, Allah'ın gazabını söndürür.
- Sadaka, büyük günahların amel defterinden silinmesine yardımcı olur.
- Sadaka, kötü ölüm ve belaları insandan uzaklaştırır.
- Sadaka, insanın ömrünün uzatır.
Evet, sadaka günahın kalp üzerinde bıraktığı siyahlıkları yok eder, ruhu arındırır.
Normalde sadaka dendiğinde birçoğumuzun aklına ilk olarak evin bir köşesinde duran sadaka kutuları gelir. Ama ben şimdi sizleri normalde belki de birçoğumuzun pek umursamadığı başka bir sadakayla tanıştırmak istiyoruz.
İslam, ihtiyacı olan sadaka vermeyi tavsiye ettiği kadar gülümsemeyi de sadakanın başka bir çeşidi olarak buyurmuştur.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: 'Din kardeşinin yüzüne gülümsemen sadakadır.'
Gülümsemeyi sadaka olarak niteleyen bir dinin mensupları olarak İslam'la ne kadar övünsek azdır. İslam, ömrü uzatan ve günahların affını sağlayan sadaka ile hiçbir fakirin aç kalmasını istemiyor ve Müslümanların birbirine yardım etmesi gerektiği tavsiyesinde bulunuyor.
Ama maalesef toplumumuzda maddi sadakaya ehemmiyet veren birçok insan gülümseme gibi çok sade ve masrafsız bir sadakayı göz ardı ediyor. Belki de maddi olarak zengin ama duygusal olarak fakir bir toplumda yaşıyoruz. Farkında değiliz belki ama ihtiyaç sahibi insan ya da bir yetim, paradan ziyade küçük bir tebessüme ve başının okşanmasına muhtaçtır. Müslüman toplumda fakirliği tamamıyla ortadan kaldırmak isteyen İslam, sadece insanların açlıktan ölmesini değil sevgisiz kalmasını da engellemeyi hedefler.
Bir fakire yüklü miktarda yardımda bulunan ama kendi evinde eşine ve çocuklarına karşı küçük bir tebessümü dahi çok gören birçok insan vardır. Gerçi kendi canından, kendi kanında olan çocuklarına, 'hayat yoldaşım' dediği eşine bile gülümsemeyi çok gören bir insandan toplumdaki insanlara karşı güler yüzlü olmasını beklemek yersiz olur.
Ülkenin en ücra köşesindeki bir yoksula hatta sınırları aşarak başka ülkelerdeki ihtiyaç sahibi insanlara yardım yaparken hayatımızın en büyük sermayesi olan yanı başımızdaki eşimizden ve çocuklarımızdan bir tebessümü esirgeriz?
Çocuklarımızın daha yeni filizlenen ruh fidanının bizim sevgi ve tebessümümüze ihtiyacı vardır. Unutmayalım 'gülümsemek' de bir sadakadır; kuruyan dünyamıza rahmet yağmuru yağdıran, belaların uzaklaşmasına vesile olan.
Ehlader