Şu sıralar İstanbul’da sokağa çıksanız ve karşınıza gelen ilk kişiye mahalle nedir diye sorsanız, muhtemelen size kentsel dönüşümden bahsedip, kendi mazisinde tura çıkarak “Nerede o eski mahalleler” tadında bir serzenişte bulunacaktır.
Kentsel dönüşümün her sokağına yeni bir kimlik kazandırdığı, bazı yerlerde “soylulaştırma” suretinde bölgeyi tamamen değiştiren günümüz inşaat hamlesi bir yana dursun akademisyen İmre Özbek Eren’in çalışması “Mahalle: Yeni Bir Paradigma Mümkün mü?”, kitaptaki ifadesiyle şunun peşinde: “Mahalle için tarihsel bir analizden veya geçmişe dönük bir özlemden öte, bu ‘özel’ ölçeğin bugünkü karşılığı ile kent, toplum ve giderek birey için ne anlam taşıdığı/taşıyabileceği sorusuna aranan cevaplardır…”
Mahalle için bir yarın var mı?
Herkesin mutlaka eski güzel günlerini yad ederek kötüye gittiğine inandığı ‘mahalle’nin gelecekte yeni haliyle iyi olması mümkün mü sorusunun da peşine düşüyor Eren. Akademik araştırmaların titizliğiyle özenli bir dille yazılan kitabın içerisinde mahalle şu kapsamda ele alınıyor. Dünyada mahalle ve komşuluk ne anlama geliyor? Türkiye’de mahalle ve komşuluk ne anlama geliyor? Eğer mahalle için bir yarın olacaksa bu nasıl yorumlanacak? Ve bir de son bölüm: Mahalle ve komşuluğun hem mekansal hem de sosyal çözümlemesini yapmaya yönelik, İstanbul’daki 6 mahalleye ilişkin alan çalışması.
Kitaptan devam edelim. Diyor ki Eren: “Toplumsal bellekte kodlanmış mahalleden yakın gelecekte bahsedilecek mi, bahsedilecekse hangi bağlamda? Ve eğer bir paradigma değişiminden bahsedilecekse ‘Mahalle için yeni bir kuram mümkün mü?’
Geleceği yeniden bulmak
Kitap “evet” diyor “Çünkü bir yerde olmak hâlâ önemli. Bugün başka bir dünya görüşü, başka bir toplumsallık, başka bir mekân deneyimi, başka bir zaman algısı var. Mahalleye dair kırık bir aynada izlenen pek çok yansıma var sanki… Zamana, insana, değerlere bağlı bir yer olarak mahalleyi parçalarına ayırıp o parçalardan tekrar anlamlı bir bütün kurmak imkânsız. Çünkü mahalle, tarihinde hiçbir zaman nesne olmadı; üstelik insanın ontolojik değerleri de hiç değişmedi.”
Kitap, Italo Calvino’nun görünmez kentler kitabından bir alıntıyla başlıyor: “Bütün yolculuklar geçmişini yeniden yaşamak için mi, diye sordu Han. Şöyle de sorabilirdi aslında: “Bütün yolculuklar geleceğini yeniden bulmak için mi?”
Bu sorunun peşinden gelen kapsamlı çalışmasıyla İmre Özbek Eren, en önemli yaşam alanımıza ilişkin araştırmasını ve sözünü söylüyor. Keşke herkes okusa.
Mahalle: Yeni bir paradigma mümkün mü?
İmre Özbek Eren
Tuti kitap
278 sayfa