Zamana tanık olup toplumsal hafızanın haritasını yeniden çizerken sözcüklerin gücüne yaslanmak zorundadır şair. Yaşadığı çağın seslerini biriktirir ve orada ilk nefesini dünyaya savuran bir çocuğun çığlığı yankılanır dizelerine. Dünyanın bir yerinde savaş ve açlık varsa, orada kadınlar ve çocuklar, orada işçiler ve şarkılar sızılıysa anadiliyle adaleti ve aşkı savunur şair.
Sennur Sezer geçmişten günümüze kahkaha ve ıslıkla dolu şiirlerin şairidir. Bireyin özgürlüğünden toplumun özgürlüğüne giden yolun uzlaşmazlığında yontar kalemini. Tanıktır; yaşadıklarını, kendisine ya da topluma yaşatılanları yazar şiirlerinde. Bir kadın ve anne olmanın itirazlarına tanık olabileceğimiz gibi, hemen yanımızda, yakınımızda bir şairdir. Şiiriyle okuru arasına engel koymaz, okudukça yakınlaşır insan onun dünyasına.
Bütün şiirler bir arada
Yayın hayatına ciddi bir ısrarla başlayan Manos Kitap, Sennur Sezer’in Bütün Şiirleri’ni “Direnç” başlığı altında ilk defa yayımladı. Sennur Sezer’in yazdığı “2012 Dünya Şiir Günü Bildirisi”yle başlayan kitap 1964 yılında yayımlanan ilk kitabı “Gecekondu”yla devam ediyor. “Direnç”in sürprizi de var okuyucuya; dergilerde yayımlandığı ya da bitmiş olmasına rağmen hiç yayımlanmamış toplam 28 şiir yer alıyor son sayfalarında. “Rengarenk Özgürlük” şiirinde kendine ve kalabalığa sesleniyor şair: “Güneşti. Kokusuna karanlık inmayecekti./ Kadınlığımın sevincini saklamayacaktım erimden,/ oğlumdan, eş dosttan. Kına yakacaktım saçlarıma.”
Ağrıyan yüreğinin yerini tarif ederken, fiyakalı imgelere yaslanmıyor Sennur Sezer. Duru olduğu kadar coşkun şiiri olanı yansıtıyor, anlatıyor hatta. Sezdirmek için değil okuyucunun bakması ve görmesi için yazılmış şiirler toplamı “Direnç”. Sokak ortasında ya da ev içlerinde öldürülen kadınların sesiyle yazılmış şiirler var bu kitapta. Bazen bir grev çadırında, bazen dilsiz bir dengbêjin dalgın gözlerinde zamanı sorguluyor şair.
Bestelenmiş şiirlerinde “işte içimizde biriken ve anlatmak istediklerimiz” diye sesleniriz kendimize. “Arife Türküsü”nden iki dize geleceği haber verir umutla: “Yel estikçe bu kayalar kertilir/ Güneş çıkar bu karanlık yırtılır”.
Kuşaktan kuşağa edebiyatçılar
İlk kitabı “Ezmira”yla şair Yaprak Damla Yıldırım; 50 kuşağı öykücülerimizden ve Sennur’un hayat arkadaşı Adnan Özyalçıner’in okuyucuyu gerçeklik ötesine davet eden “Torik Akını”; şiir, roman ve inceleme kitaplarıyla hayatın rutinine müdehale eden Zeynep Uzunbay’ın kadınların adı ve sesiyle yazdığı öykülerini bir araya getirdiği “Kamçılanma Mesafesi” ve bu satırların yazarı C. Hakkı Zariç’in yeni şiir kitabı “Zona”yı yayımlayan Manos Kitap, Sennur Sezer’in “Direnç” şiirleriyle kuşaktan kuşağa edebiyatçıları bir araya getiriyor.
Ertelenmiş sonbaharın burukluğu da gelecek olan baharın cıvıltısı da saklı “Direnç” şiirlerinde. Soruya yanıt aramak, yanıta soru sormak ve kuşaktan kuşağa aktarılacak bir şairin tılsımını paylaşmak için bir başyapıt aynı zamanda “Direnç”.
Direnç
Sennur Sezer
Manos
488 sayfa