Osmanlı devletinde Anadolu coğrafyası kahve ile 1540'lı yıllarda tanışmış olmasına karşın İstanbul'un kahve ile tanışması Şamlı Şems ve Halepli Hakem adında kişilerin 1554 yılında kahveyi Istanbul'a getirmesiyle olmuştur. Istanbul halkı kahveyi pek bir sevmiş ve Tahtakale semtinde ilk kahvehane açılmış, fazlaca rağbet görmesi üzerine kahvehaneler gittikçe çoğalmıştır. Kahvehanenin müptelaları arasına Osmanlı bürokrasisinden bir hayli kişi katılmıştır. Bunun üzerine ulema arasında kahve içmenin dini yönden sakıncalı olup olmadığı tartışılır olmuş ve devrin popüler şeyhülislamı Ebusuud kahve içmenin haram olduğunu savunan tarafta yer almıştır. Hatta bazı zamanlarda İstanbul'a kahve getiren gemileri deldirerek kahveleri denize döktürmüştür.


Yıllar sonra ise 1590'lı yıllarda şeyhülislamlık yapan Bostanzade Mehmet Efendi tarafından şu dizelerle kahve adına olumlu yönde bir fetva çıkmıştır;
"Evvela balgamı izale eder
Eridip mahveder komaz asla
Gassan (dolu) ile kayye (fakirlik) manidir
Nef'i (fayda) var ağıza dahi, der hükema (alimler)."