Hayatımızın bir döneminde her şeyi bırakıp, ardımıza bakmadan uzaklaşmayı istediğimiz olmuştur. İş değiştirme ya da işi bırakma, bizi boğan ilişkilerimizden uzaklaşma isteği boğulur gibi hissetmemize yol açmış olabilir; ya da sadece konfor alanımızın dışına çıktığımızda neler olacağını merak etmiş olabiliriz. Bu hayali kuranların büyük çoğunluğu bunu gerek maddi sebeplerle, gerekse de bakmakla yükümlü olduğu bir aile bireyi olması gibi manevi sebeplerle gerçekleştiremez. Ancak, karşınıza böyle bir fırsat çıktıysa ve siz bu hayalin peşinden koştuysanız tebrikleri kabul edebilirsiniz: Bir maceraya atılmak için gereken kararlılık ve azmi gösterdiniz, bravo!
Televizyon haberciliği yapan Nicole Krasavage bu insanlardan biri. Ülkenin diğer tarafında, daha önce hiç görmediği ve yaşamadığı bir kente gitmek için yola çıkan Krasavage bu macerada öğrendiklerini anlatıp adaptasyon için ipuçları verirken, bir yandan da insanın kendini bulması için dünyayı dolaşmasının hiç de gerekli olmadığını anlatıyor.
Kravasage’ın anlattıklarını ve çok farklı bir mekan ve kültür içinde yaşamayı planlayan insanlar için izole edilmişlik hissi ile başa çıkmayı sağlayan motivasyonları siz Uplifers okurları için derledim.
Kilit sözcükler: Anlayış, öngörü ve emek
Nicole Krasavage’ın öyküsünden yola çıkmak gerekirse; öncelikle yaşamayı planlandığımız yere alışmak için kendimize zaman tanımamız gerektiğinden bahsedebiliriz. Doğru karar verip vermediğimizi düşünerek panikleyebileceğimizi daha yola çıkmadan bilirsek, içinde bulunacağımız çalkantılı duygu durumları için kendimizi daha rahat hazırlayabiliriz. Böyle bir durumda, bu değişikliğin uzun vadede bize kişisel ve/veya profesyonel olarak neler katacağını hatırlamakta fayda var.
Gerek başka bir şehirde ya da ülkede, gerekse de yaşadığımız yerde farklı bir benlik ve bakış açısı yakalamak için birkaç ipucu vermek gerekirse;
1. İlgi duyduğunuz şeylere zaman ayırın
Her zaman çok iyi pasta yapan biri olmayı ya da bir enstrüman çalmayı öğrenmek mi istediniz? Bunları yapmak için hayatınızın tümden değişmesini beklemenize gerek yok. Aslında, hayatı değiştirmek bunları yapmakla, çaba harcamak ve emek vermekle mümkün oluyor.
Yer değiştirecekseniz, hem yaşadığınız yeni yere alışmak ve yalnızlık hissini azaltmak, hem de motivasyonu artırmak için yapabileceğiniz, ilginizi çeken bir aktiviteye zaman ayırmak çok faydalı olacaktır. Farklı bir ülkeye gidiyorsanız dil öğrenebilir; ya da uzun süredir boşladığınız sporlara devam edebilirsiniz.
2. Kendinizi konfor alanınızın dışına çıkmaya zorlayın
Kişisel gelişimin belki de en büyük parçası, birbirimize destek sağlayacağımız yeni ortamlar ve insanları tanımaktır. Aile, arkadaş, dost gibi hep yanınızda olduklarını bildiğiniz insanlarla paylaştıklarınızı bir kenara koyup, bu kişilerin size sağladığı rahatlıktan bir nebze sıyrılarak farklı denizlere yelken açmak, bu konuda olabildiğince açık fikirli olmak gerekir.
Gerek farklı bir şehirde, gerekse de bulunduğunuz yerde, konfor alanınızın dışında olduğunuzu hissettiğiniz yerlere gitmek, yeni insanlarla, yeni ilgi alanlarıyla haşır neşir olmak manevi gelişiminiz için çok faydalıdır. Zaman geçtikçe, bu yeni ilgi alanlarından ve kişilerden hangilerini ne derece hayatınızda tutmaya devam edeceğinize karar verebilirsiniz. Bu sürecin sonunda, birkaç yenilik ve birkaç yeni kişiyi mutlaka kazanmış olacaksınız.
3. Dört gözle bekleyeceğiniz planlar yapın
Gideceğiniz yerle ilgili planlarınızı zaten yaptıysanız, “hazır gitmişken” gezeceğiniz yerler varsa ne mutlu size; işin büyük bölümü bitmiş demektir. Eğer yoksa ve kendinizi bu konuda çaresiz hissediyorsanız, bundan kurtulmak için sevdiğiniz şeylerden yardım alabilirsiniz. Krasavage, şehir değiştirdiğinde yaptığı ilk işin, önündeki ilk aile ziyaretini planlamak olduğunu söylüyor. Yeni yer değiştirmiş birinin bunu yapması biraz korkakça gelebilir; ancak bunu bir kaçış değil, bir ödüllendirme olarak görmek gerekir.
Sizi ne mutlu edecekse o konuda iple çekeceğiniz bir plan yapın. O gün geldiğinde kendinizi son derece motive olmuş hissedeceksiniz.
4. Sessizliğin keyfine varın
Başarılı insanların hafta sonu alışkanlıklarından bahsederken, Mark Zuckerberg’in kız kardeşi Randi Zuckerberg’in (konumu itibariyle biraz ironik olan) “Anı kaçırmanın da tadını çıkarın”deyişinden bahsetmiştik. Her an her yerde, sürekli birileriyle iletişim halinde olmak zorunda hissetmek, belki de bize artık boğucu gelen bu hayatın bir cilvesidir ve öncelikle bundan kurtulmak gerekir.
Kafa dinlemek size iyi gelebilir. Sessizlikte huzur bulmaya ve düşüncelerinizi toparlayacak fırsat edinmeye düşündüğünüzden daha kısa sürede alışabilir ve hatta sevebilirsiniz bile. Sosyal olarak çok garip kaçmayacağı durumlarda kendi kendine konuşmanın da epey faydalı olabileceğini söylemekte yarar var.
5. Kendinize karşı anlayışlı olun
Fiziksel ya da ruhsal yolculuğun ilk adımlarından biri, kendinize karşı anlayışlı olmaktır. Siz kendinizi desteklemezseniz, başka kimse bunu sizin yerinize yapmayabilir. Ufacık, bencil bir pencere açıp kendinize odaklanın ve kendinize sorun: Ne istiyorsunuz? Ne amaçlıyorsunuz? Sizi neler mutlu ya da mutsuz ediyor?
Alışmak her zaman kolay olmayabilir. Özellikle de farklı bir şehir ya da kültüre adapte olmak herkesin eşit sürede başarabileceği bir şey değil. Eğer uzun süreliğine yer değiştirecekseniz ve bu ilk uzaklaşmanız olacaksa, kendi başınıza vakit geçirmeye alışmak için kısa ve yalnız bir tatile çıkabilirsiniz. Daha önce alışkın olmadığınız durumlarla başa çıkmak için bir uzmana danışabilirsiniz. Hayatınıza kattığınız yeni insanlardan, aşina oldukları konularla ilgili destek alabilirsiniz. Tüm bunları yaparken, sizin yerinizde olan herkesin aynı yoldan geçebileceğini ve benzer tepkiler verebileceğini düşünmek sizi sakinleştirecektir.