İnsülin Enjeksiyonu (İğnesi) Nasıl Yapılır
Enjeksiyonlar derin subkutan dokuya yapılmalıdır. Bunun için deri altı dokusu genişçe kavlanır ve iğne 45 derece açı ile batırılır. Deri altı dokusu iğne uzunluğundan kalınsa enjeksiyon 90 derece açı ile yapılabilir. İnsülin çok hızlı emileceği ve ağrılı olacağı için kas içine enjeksiyondan sakınılmalıdır. Standart insülin enjektörleri 12,7 mm'lik iğneye sahiptir. Günümüzde kısa (8mm) iğneler de mevcuttur. Kısa iğneler ile enjeksiyon yapılıyorsa edolesan çocuklarda her bölgeye 90 derece açı ile enjeksiyon yapılabilir. Bununla birlikte daha küçük çocuklara ve zayıf kişilere 45 dere açı ile enjeksiyon yapılmalıdır. İnsülin kalemleri 8mm'lik iğneler içermektedir.

İnsülin Nasıl Saklanmalıdır
İnsülin aşırı sıcak yoksa oda ısısında bir kaç hafta stabil kalabilir. Kullanılmayan insülinler buzdolabında (2-8 derecede) saklanmalı fakat asla dondurulmamalıdır. İnsülin, şişe açıldıktan sonra veya yüksek ısıya maruz kalınca etkisini kaybedebilir. İnsülin şişeleri açıldıktan sonra buzdolabında üç ay oda ısısında bir ay saklanabilir. Kalem İnsülinler (Penfill) kalemin içinde olarak buzdolabında üç ay, oda ısısında üç hafta saklanabilir. Bütün bunların yanında şişe üzerinde yazan son kullanma tarihine dikkat edilmelidir. İnsülin direkt güneş ışığında bırakılmamalı, flakon çok sert ve hızlı sallanmamalıdır. Yolculukta, küçük bir el çantası içerisinde kendi muhafaza kutusunda taşınabilir. Park edilmiş araba içerisinde bırakılmamalıdır. ( Bu durumda arabanın iç ısısı 30 derecenin çok üzerine çıkabilmektedir). İnsülin asla bagaja verilmemelidir.

İnsülin 75 yıldır diyabet tedavisinde kullanılmaktadır. İnsülin tedavi yöntemlerinde eşitli gelişmeler yanmıştır. İnsülinin kimyası, farmakolojisi ve etki mekanizmaları aydınlatılmış, ileri derecede saf insan insülin preparatları kullanıma sunulmuştur. Monomerik insülin analogları yakın zamanda geliştirilmiş ve klinik araştırma amaçlı kullanıma sunulmuştur. Nazal yoldan absorbe edilen insülinler üzerinde çalışmalar sürmektedir. Diabet tedavisinde kendi kendine kan şekeri izlemi rutin uygulama haline gelmiş, glikoz ile hemoglabin ölçümleri yaygın kullanılır hale gelmiştir. Diabetik hasta izleniminde kan şekeri kontrolünün ne kadar iyi yapılırsa kronik mikrovasküler komplakasyonların o kadar yavaş geliştiği günümüzde kesin olarak gösterilmiştir. Bu amaçla insülin tedavisinde yoğun insülin rejimleri daha yaygın taraflar bulmaktadır. Bu amaçla multiple enjeksiyonlara uygun dispolin pompaları geliştirilmiştir. İmplate edilebilen insülin sistemleri üzerine çalışmalar sürmektedir.


Tip 1 diabetik hastaların hepsi ve Tip 2 hastaların üçte biri insülin tedavisi altındadır. İnsülin tedavisi almayan hastaların bir kısmının diabet kontrolünün subobtimal seviyelerde olduğu ve insülin tedavisine geçilmesi gerektiği bilinmektedir. Genellikle insülin tedavisi hasta tarafından hatta hekim tarafından tedavinin son döneminde başvurulacak bir tedavi yöntemi olarak görülmekte ve geç safhalarda başlanmaktadır. Fizlolojik olarak insülin sekresyonu kan glukoz seviyesine bağlı olarak portal dolaşıma olmaktadır. Diabetes mellitusta bu fizyolojik kontrol bozulduğunda subkütan yolla periferden insülin vererek aynı etkiyi sağlamak oldukça güçtür. Fizyolojik yerine koyma tedavisi o an için ulaşılamaz olda da olanaklar ile bu hedefe ulaşabilmek için daha fazla dikkat ve özen gösterilmelidir. Kan glukoz seviyesi aktivite diyet ve daha pek çok faktör ile değişebildiğine göre insülin dozajını ayarlayabilmek için kan şekeri ölçümleri günlük glisemi değişimlerine uyacak şekilde ve sürekli yapılmalıdır.

İnsülin hangi kaynaklardan elde edilmektedir? insülin nasıl üretilir?

Sığır (Beef İnsülin) Sığırların pankreaslarından ekstraksiyon yöntemi ile elde edilir. 3 amino asidi insan insülininden faklıdır.
Domuz (Pork İnsülin) Domuzların pankreaslarından ekstraksiyon yöntemi ile sağlanır. İnsan insülininden bir amino asidi farklıdır.
Bakteriler/Malar(Biosentetik) Bakteri ve maya (mantar)'ların DNA yapıları değiştirilerek (rekombinasyon) insan insülini üretilir. (Rekombinant DNA teknolojisi).

Değişik kaynaklardan elde edilen insülinler arasında ne fark vardır
Hayvanlardan elde edilen domuz ve diğer insülinler farklı amino asit içerdikleri için vücutta insüline karşı antikor oluştururlar. İnsan insülini (Rekombinant DNA tekniği ile elde edilen insülinler) hayvan insülinine göre daha az antikor oluştutur ve etki düzeyi daha yüksektir. Hayvan insülinlerinde lipoatrofi ve lipohipertrofi görülme sıklığı insan insülinlerinden daha fazladır.

İnsülinler etkilerine göre nasıl sınıflandırılırlar
Kısa Etkili (Regüler) İnsülinler: Berrak görünümlüdür. Bütün insulinler kristal yapıda oldukları halde kısa etkili (regüler) insulinler yanlış olarak kristalize insülin olarak isimlendirilmişlerdir. Gerektiğinde cilt altı (subkutan), kas içi (intramusluler), damar içi (intravenöz) uygulanabilen tek insülin grubudur. ( Orta ve uzun etkili insülinler sadece cilt altı uygulanabilirler.)

Orta Etkili (NPH/Lanset) İnsulinler: Bulanık görünümlü insulinlerdir. Suda erimezler sadece cilt altı olarak kullanılırlar. İnsülinin içine eklenen maddelerle kana geçmeleri yavaşlatılmıştır. NPH (Nötral Protamin Hagedorn) izo elektrik noktada (pH=5,4) pH'sı olduğu için nötral ismi verilmiştir. İnsulin protamin molekülüne bağlanmış olarak bulunur. Hagedorn, bu tip insulini bulan bilim adamının adıdır. Etkisi cilt altı enjeksiyondan 60-90 dakika sonra başlar, maksimuma ulaşması 6-8 saattir. toplam etki süresi 13-20 saattir. NPH insülin yapıldıktan sonra hastalar 45-60 dakika sonra yemeklerini yemeğe başlamalıdırlar. Daha geç yemek yenmesi hipoglisemiye, daha erken yenmesi yemek sonrası ve yemekten 3 saat kadar sonra hipoglisemiye neden olabilir.

Lente İnsülinler : İnsülin çinko molekülüne bağlanmıştır. Türkiye ilaç piyasasında bulunmamaktadır.

Uzun Etkili (Ultralente) İnsülinler : Türkiye İlaç Piyasasında bulunmamaktadır. Etkileri geç başlar, 2-4 saat, maksimum etki düzeyine 8-10 saatte ulaşır ve etkisi 36 saat kadar sürebilir.

Karışım İnsulin Ne Demektir
İnsülinler Nasıl Karıştırılır : Bazı hastalarda regüler veya NPH insulinler tek başlarına kullanılarak kan şekerleri kontrol altına alınamamaktadır. Belli miktarda regüler insulin ile NPH insülin karıştırılarak uygulama yapılmaktadır. İnsülin üreten firmalar hastaların bu tür karışım kullanımlarını kolaylaştırmak için belli oranlarda regüler insülin ile NPH insülini (10/90,20/80,30/70,40/60,50/50) aynı flakonda karışım olarak kullanıma hazır şekilde üretmektedir.
İnsülinler karıştırılırken enjektöre önce kısa etkili insülin daha sonra orta veya uzun etkili insülin çekilmelidir. Böylece kısa etkili insülin şişesinin orta etkili insülin ile kontamine olması ve kısa etkili özelliğini kaybetmesi önlenmiş olur. Kısa etkili insülin ile orta etkili insülin gerek enjektörde gerekse aynı şişede karıştırılabilir. Bununla birlikte Lente insülinin enjeksiyondan hemen önce, kısa etkili insülin ile karıştırılması gereklidir. Kısa etkili insülin hiç bir zaman Lente insülin ile aynı şişede saklanamaz. Aksi taktirde kısa etkili insülin orta etkili hale dönüşür.NPH ve Lente İnsülin aynı enjektörde veya şişede karıştırılmamalıdır.

İnsülin Enjeksiyonu Hangi Yolla Yapılır
Acil durumlarda insülin enjeksiyonu cilt altı (subkutan) yolla yapılır. Kısa etkili insulinler damar yoluyla, kas içi ve cilt altı yolla verilir. Bunların dışında günümüzde ağızdan (oral), burun yoluyla (nazal), solunum yoluyla (inhalasyonla) ve transdermal yolla insulin uygulamıs için çalışmalar yapılmaktadır.