İnegölde yapılan Arkeolojik kazılarda çıkarılan tarihi eserlerden İnegöl ve civarında M.Ö. 3000 yılından itibaren yerleşme olduğu anlaşılmaktadır.
Bölgemiz M.Ö. 2000-1900 yılları arasında Anadolu’ya ilk gelen Etiler’in ( Hititler ) hakimiyetinde kalmıştır. 5000 yıl önce yerleşim olduğu anlaşılan bu topraklarda sırasıyla ; Lidyalılar, Persler, Bitinyalılar yaşamışlardır. Bölgemiz M.Ö. II. Y.Y.’ın sonlarında Bergama Krallığı ile beraber Romalılar’ın hakimiyetine girmiştir.
M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla bölge Doğu Roma İmparatorluğuna kalmış, daha sonra da Bizans İmparatorluğuna geçmiştir. Bizans döneminde kuzeyden Got’lar ve Hun’ların, güneyden de Arap’ların akınları sonucu bölgemiz uzun süre çeşitli devletlerin hakimiyeti altında kalmıştır.
TÜRKLER ZAMANINDA İNEGÖL
Uzun süre Bizanslıların elinde kalan bölgemiz Anadolu Selçuklu Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın ( 1075-1081 ) İznik’i alarak Başkent yapmasıyla da Anadolu Selçuklular’ının hakimiyetine girer. Türkler çok kısa zamanda orta ve batı Anadolu’nun hakimi olurlar. Doğuya doğru fetihler yapmak amacıyla yola çıkan 1. Kılıçarslan Malatya kuşatmasını sürdürürken Haçlılar Anadolu’ya geçerek İznik’i kuşatırlar. Yapılan savaşlar sonunda İznik, Bursa ve çevresi 1097 yılında Bizanslılara bırakılır. Anadolu Selçuklular’ı İznik, Bursa ve çevresini tekrar alarak Çanakkale Boğazına kadar ilerlerler. Güçlenen Bizans kuvvetleri Türkler’i birdaha İç Anadolu’ya doğru çekilmek zorunda bırakır. Batı Anadolu tekrar Bizanslılar’ın eline geçer.( 1143 )
İnegöl’ün Osmanlılar tarafından fethine kadar da Bizans egemenliği bölgemizde devam eder. İstanbul’un 1204 yılında Haçlılar tarafından alınıp bir Latin Krallığı kurulması üzerine Bizanslılar yönetim merkezlerini İznik’e taşırlar. Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat, Ertuğrulgazi’ye Söğüt ve dolaylarını kışlak Domaniç ve Ermeni Dağlarını da yazlık olarak verir. Ertuğrulgazi yaşadığı bölgedeki komşu Rum Beylerine ve Tekfurlarına karşı iyi geçinme politikasını uygulayarak Aşiretini maddi ve manevi yönden güçlendirir. Bir süre sonra yaşlanan Ertuğrulgazi Beyliğini oğlu Osmanbey’e devreder. Osmanbey de babası gibi Bursa, Bilecik ve civar Tekfurlarla iyi geçinme politikasını sürdürür.
Lakin Angelacoma ( İnegöl ) Tekfuru Nicola, Osmanlı Beyliğinin gelecekte bir tehlike olduğunu düşünerek Osman Bey’e karşı da düşmanca tavırlar sergiler. Osmanlı Aşiretinin her yıl Uludağ’a Domaniç Yaylasına gidiş gelişlerinde çok defa yol keserek zarar vermekten geri kalmaz. Meydana gelen üzücü olaylar karşısında Osmanbey baba dostları Abdurrahmangazi ve Akçakoca kendi arkadaşları Turgut Alp, Konur Alp ve Aykut Alp’in katıldığı bir değerlendirme toplantısı yapar. Bu Tarihi toplantıda İnegöl’ün Fethi kararlaştırılır. Osman Bey’in bir ilkbahar gecesi Angelacoma Kalesine saldıracağı haberini alarak Tekfur Nicola Ermenibeli denilen yerde pusu kurar. Yapılan savaşta Osman Bey’in genç yeğeni Bay Hoca Şehit olur. ( 1284 – 1286 ) Kardeşi Savcı Bey’in oğlunun şehit olması Osman Bey’i çok üzer. Bu üzücü durumun ardından 300 kişilik bir kuvvet ile Angelacoma’ya çok yakın Kolça ( Kulaca ) Kalesini alır. Bu olay Osmanlı Tarihine ilk Kale Fethi olarak geçer. ( 1286 )
Osman Bey İnegöl Tekfuru Nicola’nın tüm çalışmalarını uzun yıllar bu kaleden takip eder.
Bu süre içinde Karacahisar ( İnönü Kalesi ), Bilecik ve Yarhisar Kalelerini alır. Böylece Angelacoma’nın ( İnegöl ) Tekfurluğunun birçok dostu Tarih sahnesinden silinmiş olur. Yapayalnız kalan Nicola’nın da bertaraf edilmesi için kapsamlı ve planlı bir hazırlıktan sonra Osman Bey çok sevdiği dostu Turgut Alp’i Ancelacoma’nın Fethi için görevlendirir. Turgut Alp, 14 yıl akıllıca uygulanan plan sayesinde çevresi iyice daralmış olan Ancelacoma’nın fethini gerçekleştirir. ( M.1299 ) Bu fetih ile Osman Bey Burussa kapısına dayanmış olur. Zaman bir miktar durarak düşünme, planlama ve sorumlulukları paylaşma zamanıdır diyerek, Devlet Kuruluşlarının oluşmasını arzular. Bu amaçla da bugüne kadar alınan toprakların yönetimlerini yakın çalılşma arkadaşlarına devreder. İnegöl ve çevresinin yönetimi Turugut Alp’e verilir. Turgut Alp, bir yanda savaşlara katılırken bir yanda da yaptığı güzel hizmetlerle bölgesine “Turgut İli” damgasını vurur. Orhangazi ile Bursa’nın fethine katılır. 36 yıl İnegöl ve çevresini yönetir. Yapılan araştırmalar bu yüce insanın kabrinin Turgut Alp ( Gence ) Köyü mezarlığında olduğunu göstermiştir. Aziz hatırasına da 1986 yılında Kabrine güzel bir Türbe ve çevre düzenlemesi yapılmıştır.
İNEGÖL ADININ KAYNAĞI
İnegöl’ün Bizanslılar dönemindeki adı ; ANGELACOMA’dır. İlk Osmanlı Eserlerinin birçoğunda Şehrin ismi genellikle İne-göl ( Ayna-göl ) şeklinde yazılmıştır. Ayrıca Osmanlı döneminde, refah, huzurlu, mamur yahut konumu itibarı ile ayrıcalığı olan şehir veya yerlerin adlarının başına “İne” kelimesi getilrilerek vurgu yapılmıştır. İnebahtı,İnebolu,İneçay,İneoba gibi. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde ise şöyle açıklama yapılır. İnegöl “Ezinegöl”den türeme bir isimdir.
Bu şehir fethedildiğinde Ezine Günü yani Cuma günü imiş. Türkler bu isimdeki “Ez” harfini kaldırarak İnegöl derler. Hala bu diyarlarda Camilere “İnedamı” yani Cuma Camii derler. Önceleri Göl kenarında Cuma Kılındığı için de İnegöl derler. İnegöl isim kaynağı için ; Efsanelere dayandırılarak farklı yorum ve değerlendirmeler de Halk arasında anlatılır.
İnegöl 6 EYLÜL 1922 tarihinde ise düşman işgalinden.. kurtarılmıştır İNEGÖLDEN KARELER