Seni düşünmek…
Misal bir çay demlemişim…
Çöl havası bilmem de işte;
ona benzer bir yazın, serin gecesindeyim.
Ve sen pencere kenarında içtiğim, üç beş kuruşluk bir neşesin.
Hani bir Hıdırellez akşamında Ahırkapı’nın ya da paşa semtinden bir delikanlının coşkusu kadar bile değil…
Oysa ne vakit niyetlensem ben aşka, gönlümde ramazandın…
Ben aşk orucumu seninle bozardım.
Sen demek; Piyer Loti’nin, Eyüp Sultan’ın türbelerine adanmış dileklerin toplamı…
Sen demek; padişahı gelse hatta tillahı…!
Yine de sen demekti işte…
Şimdi göğün yedi kat tepesinden çakılmış gibisin bir kaldırım taşına düşen bakışlarımda.
Belki de olur diye söylüyorum aleme bir ibreti.
Sevgim gönlünün pazarına düşeli beri,
üstüme şimdi bu şehir yıkılsa seni düşünmekten iyi…


Olcay MEŞE