Aynı Seni Anlatmış Şişko Abla.
İnsanlara ne kadar muhtaç olursam, onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu.
Sabahattin Ali
Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,
Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı,
Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.Öyle günler gördüm ki, duvarlar gelir dile,
Gözümde canlanırdı eşkiya masalları.
Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle
Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri
Kafada çelik gibi fikirler dursa bile
Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri:Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum,
Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.Öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı.
Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar
Sırtımı sıvazladı, bana öğüt savurdu.
Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar
En alçak tekmelerle beni yere devirdi.Ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı.
Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı.Öyle günler gördüm ki, tabanca sakağımda
Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı
Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda
Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı
Tabancanın namlusu ısındı yanağımda,
Parmağım istemedi tetiğini çekmeyiBir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı
Bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı.Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam
Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmuştur,
Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
Seni her andığımda gözlerim yaş olmuşturYaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,
Gözyaşları içinde seneler yürür gider.Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.
Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.
Ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi:
Garip başımın derdi bir yürek taşıyorum.
Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı:
İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
Görünce gülme sakın çırpınıp aktığımı:
Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum.Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de,
Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.
Sebahattin Ali
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Bugün Pazar
Daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar
Daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Daha uyanmadı komşular
Bugün Pazar
Ve ben seni çok özledim
Dışarı çıkmak istiyor canım
Tek başına haytalık etmek
Islanmak Pazar sabahında yağmurda
Boş caddelerde dolaşmak
Vitrinlerine bakmak mağazaların
Sinemaların afişlerine
Sokakların isimlerine
Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
Bir merhaba demek sessizce
Sahilde martılara simit atmak
Otobüslerin ilk seferlerine binmek
Gitmek istiyor canım
Hayatın gittiği yere…
Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
Fırından taze ekmek alıp
Buğusunu çekmek içine
Ve ben seni çok özledim
Tam böyle bir şey
Çiçeğe su yürümesi
Bebeğin ağlaması
Toprağın uyanması
Yağmurun yağması
Ateşin sıcağı
Bu Pazar sabahı
Tam böyle bir şey
Bir sabahçı kahvesine uğramak
Bir bardak çay
Taze dem kokusu
Hayatın atardamarlarında dolaşmak
Bölmeden şehrin uykusunu
Bir şiir yazmak
Pazar bulmacasının boş karelerine
Şiirde tam da bunu anlatmak delice
Tam böyle bir şey
Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
Bir şiir yazmak
Bir bardak çay içmek
Sokaklarda gezmek
Yağmurda ıslanmak
Ve ben seni çok özledim!.
İbrahim Sadri
Sessiz kaldıkça büyüdü çığlıklarım,
Emsali yok bu yılgınlıkların,
Nasihat kâr etmez ortasındayım kalabalıkların,
Seni aramaktan yoruldum,yoruldu ayaklarım.
İstemem artık gelme dayanmaz bu yürek,
Zor gelir bana son çizgiyi sen çek.
Halimi hiç sorma,hatta arkana bile bakma,
Ellerini de al ellerimden.
Rüyalardasın artık,bilinmez diyarlardasın,
Şahit tutamam seni aşkıma.
En son vedanı hatırlar ancak bu yürek,
Yadeder geçmişi değmezmiş der geçer.
Adın anılsa duymaz,
Razı olmaz aşkından.
Islanır sırılsıklam yine de aşkına yanmaz,
Mesken tutar en viran yeri,sende konaklamaz.
Abdulkerim TİRYAKİ
Uşaklı bir akşam... Yine kavgam var kendimle, gönlüm bırakmıyor ki tadını çıkarayım günahın, nefsim koymuyor ki lezzetine varayım kulluğun. Bunaldım, elime aldım telefonu, ürkek... Şahidi yok konuşulacakların gözyaşlarımdan başka... - Benim hâlim ne olacak böyle, olamamaktan yoruldum... - Ustana güveniyorsan kütük gibi ol. - Ustama güveniyorum ama benim eksiklerim, günahlarım? Cevap tokat gibi geldi: -Kütük bunu düşünür mü?
Şimdi geceye biraz nota gerek, biraz sesinde ki tını.
Hani biraz da kahkahan olsa fena olmazdı.
Tadına doyulmazdı sevmenin.
Şimdi yastığa uzanıp sessizce parmaklarımla
duvara adının baş harfini çizme telaşesinde ki kadar saf ve temizim.
– Şimdi mürekkebinde ayrılık,
duasında mutluluk besleyen bir şairin iç çekişi,
Şimdi şarkıların ayrılık notasında karargah,
Bir yağmurun asfalta çarpışıyla dağılışı ,
bir mum ateşinin rüzgara direnişinde ki cesaretim.
-bir ağustos böceği kadar tembelim kendimi severken.
– sahi seni bu kadar cömert sevip bol keseden özlerken.
Bir bana mı yetmedi bu aşk.
Fatih KABA
Günahsız bir sabiden aşkı çaldım hünkârım
Boynum kıldan incedir, neye yarar inkârım
Pişmanlık, yüreğime kurşun gibi düşüyor
Düşüm ayazda çıplak, yaprak gibi üşüyor
Gündüzün nur yüzüne dönüp bakamıyorum
Gecenin karşısına bir kez çıkamıyorum
Dilim lâl, gözüm âmâ, kulağım sükut, sağır
Başım gövdem üstünde vebalim kadar ağır
Ettiğim eziyetten inan utanıyorum
Vicdanımın sesini bir tek ben tanıyorum
Ben ki solan gülleri, incitmeden severdim
O asil kardelene nasıl da hüzün verdim
Oysaki çok sevmişti, oysa ruhuma eşti
Babam kadar gökyüzü, annem kadar güneşti.
Deniz gibi, dağ gibi, Toprak gibi kokardı
Gözlerimin içine yıldız yıldız bakardı
Kelebek kadar narin, serçe kadar ürkekti
Biraz kaşımı çatsam, sanki can verecekti
Şimdi hangi yanıma sarılıp ağlayayım
Hangi kırık dalıma umutlar bağlayayım
Mevsimler dargın artık semtime uğramazlar
Yalvarsam da nafile fayda etmez niyazlar
Her cezaya razıyım çağır, divan kurulsun,
Bu sevdanın hesabı teker teker sorulsun
İstersen zindanlarda asırlar boyu sakla
İstersen sök kalbimi beni bu dertten akla
Günahsız bir sabiden aşkı çaldım hünkârım
Boynum kıldan incedir neye yarar inkârım.
Serkan UÇAR
Gecemi zehrediyor içime düşen kuşku,
Sırra kadem mi bastın, kaşla göz arasında?
Nasıl anlatsam bilmem aramızdaki aşkı,
Bir sıcaklık vardır ya külle köz arasında..Sen ektin yüreğime en acı duyguları,
Sen çaldın gözümden en tatlı uykuları,
Aşkıma benzetirim tutmayan şarkıları,
Bir gariplik vardır ya sazla söz arasında..Sen yüzüme gül yeter, bırak bahtım gülmesin,
Sen kadrimi bil yeter, başka kimse bilmesin,
Sen bir daha gel yeter, bırak o hiç gelmesin,
Hani bir mevsim var ya, kışla yaz arasında...
Cemal Safi
Şu anda 3 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 3 misafir)