Van bölgesinin zengin târihi 4000 sene önce Orta Asya’dan göç ederek bu bölgeye yerleşen Hurrilerle başlar. Hurrilerin bir kolu da Mitannilerdir. Hurriler Hititlerle, aynı çağda yaşadılar. Anadolu’da ilk siyâsî birliği kuran Hititler Van bölgesini Hurrilerin elinden alamadılar. Esâsen Hititler de Orta Asya menşeylidir. Asur ve Babiller hâkimiyetlerini Van Gölü güneyine kadar götürmüşlerse de, bu bölgeyi ele geçiremediler.
Orta Asya’dan gelen Urartular bu bölgeyi Hurrilerin elinden alarak Urartu Krallığını M.Ö. 9. asırda kurdular. M.Ö. 859 ile M.Ö. 612’ye kadar 247 yıl devam eden Urartu Kralığında 12 kral gelip geçti. M.Ö. 713 ile M.Ö. 612 arasında Asur İmparatorluğunun hâkimiyetini kabul ederek krallığı devam ettirdiler. Urartu Krallığının başşehri Van (Tuşba) Asur Dilinde ise (Turuşba) idi. Fakat M.Ö. 830’dan önce Urartu’nun başşehri Van Gölü kuzeynideki “Arzaşkun” idi. M.Ö. 585 senesinde Medler Urartu Krallığına son verdiler. Medlerden sonra onların yerine geçen Persler bu bölgeye hâkim oldular. M.Ö. 331 senesine kadar, Bu bölge Medler ve Perslerin kontrolünde kaldı. M.Ö. 4. asırda (331 senesinde) MakedonyaKralı İskender Pers İmparatorluğunu yenerek sona erdirdi. İskender’in ölümünden sonra Selevkoslar (Asya) İmparatorluğuna dâhil olan bu bölge, sonra Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı. Roma İmparatorluğu ile Partlar arasında bu bölge için sık sık savaşlar oldu. Bu bölgedeki Ermeni Derebeyleri bâzan Roma’ya bâzan da Partlara tâbi oldu. Fakat târihin hiçbir devrinde bağımsız bir Ermeni Krallığı kurulamadı. M.Ö. 225’te Partların eline geçen Van, M.S. 226’da Sâsânîlere devredildi.
Roma İmparatorluğunun M.S. 395’de ikiye bölünmesi üzerine bu bölge Doğu Roma (Bizans)ın payına düştü. Bizans’la Sâsânîler bu bölge için zaman zaman savaştı ve bölge devamlı el değiştirdi. Bu bölgedeki Ermeni Derebeyleri bâzan Sâsânî bâzan da Bizans’a tâbi oldular.
M.S. 7. asırda hazret-iÖmer, İran’ı fethederek Pers İmparatorluğuna son verdi. M.S. 675’te hazret-i Ömer zamânında Van fethedildi. Bu fetihten sonra İslâm orduları Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu tamâmen, Anadolu’nun bâzı şehirlerini de kısmen fethederek bu toprakları İslâm devleti topraklarına kattılar. Van civârındaki bâzı Ermeni derebeyleri İslâmiyetle şereflendiler. Müslüman olmayanlarsa o târihte İslâm Devletinin başşehri olanBağdat’a ve halifeye bağlı kaldılar. Van civârında gerek Müslüman olan Ermeniler, gerekse bu bölgeye gelerek yerleşen Müslümanlarla Müslüman beylikler kuruldu. 975’te Mervanoğulları bölgeye hâkim oldu. İslâm devletlerinde iç savaş, iktidar kavgaları başlayıp devlet zayıflayınca Bizans fırsattan istifâde ederek bu bölgeyi yeniden işgâl etti. Bizanslılar bu bölgedeki Müslümanlara ve kendi mezheplerine girmeyen Hıristiyan Ermenilere çok zulüm yapıyorlardı. Van bölgesindeki Müslüman ve Ermeniler, Selçuklu Hâkanı Tuğrul Beyle onun yerine geçen yeğeni Sultan Alparslan’dan yardım (imdat) istediler.
Selçuklu hükümdarı Alparsan 1065 senesinde Van bölgesini fethetti. Bizans İmparatoru Romanus Diogenes büyük bir ordu ile bu bölgeye geldi. 26 Ağustos 1071’de Van Gölünün kuzeyinde Malazgirt’te Bizans ordusu yenildi ve Bizans İmparatoru esir düştü. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra bu bölge Türklerin eline geçti ve Anadolu’nun kapısı açılarak, bütün Anadolu, Türklerin anayurdu oldu.
Selçuklu Devletiyle Türkleşen Van ve civarı Osmanlı hâkimiyetine kadar çoğunluğu Türk olan çeşitli devlet ve beyliklerin eline geçti. Selçuklu ve bunlara bağlı beyliklerden sonra, Musul Atabegleri (Zengiler) Eyyûbiler 1098’de Artukluların, Ermen Şahların, İlhanlılar (Türkleşmiş İran Moğolları) Celayirliler, 1284’de Karakoyunlular, 1467’de Akkoyunlular, Akkoyunluların yerine geçen İranlı Türk Safevilerin hâkimiyeti altında (1507) yaşadı.
Osmanlı Devletiyle Safevî Türk Devleti arasında bu bölge ihtilaf konusu oldu. Yavuz Sultan Selim Han bu bölgeyi fethettiyse de Çaldıran seferinden sonra Safevîler tekrar bu bölgeyi ele geçirdiler. Kânûnî Sultan Süleyman Hanın “Irakeyn (iki Irak) Seferi diye anılan İran Seferinde bütün Doğu Anadolu ve Irak ile berâber fethedildi ve 1534’te Van ve Doğu Anadolu çevresi kesin bir şekilde Osmanlı Devletinin toprağı oldu.
23 Haziran 1534’te Vezir-i âzam Dâmâd Makbul İbrâhim Paşa, Van’ı fethetti ve Suriye Beylerbeyi Hüsrev Paşayı Van Beylerbeyi yaptı. Van Beylerbeyliği Erzurum ve Diyâr-ı Bekr eyâletleri yanında İran’a karşı yapılan seferlerde büyük önem kazandı ve mühim bir sınır eyâleti oldu. Van’da Osmanlılarla Safevîler arasında birçok çarpışmalar (savaşlar) meydana geldi. Bir ara 1535’te Safevîler Van’ı ele geçirince Kânûnî Sultan Süleyman Han on birinci Seferi Hümâyunu sırasında Tebriz dönüşünde Van’ı 1548’de tekrar fethedince İskender Paşa, Van Beylerbeyi oldu.
Tanzimattan sonra da, eyâlet merkezi olan Van’da birçok değerli ve tanınmış devlet adamı beylerbeyliği (vâlilik) yapmıştır. Birinci Cihan Harbinde 20 Mayıs 1915’te Ruslar Van’ı işgâl ettiler. Rusların yardımıyla Van şehrine hâkim olan Ermeniler Ruslar çekildikten sonra burada yaşayan Müslüman ve Türklere çok zulüm yaptılar. Türkleri şehir dışına sürdüler. 2 yıl 10 ay 13 gün süren bir işgâlden sonra Türk ordusu 2 Nisan 1918’de Van’ı işgâlden kurtardı. Ruslarla işbirliği yaparak silâhlı baskın yapan Ermeniler bu bölgeden çıkarıldılar. Ruslar ve Ermeniler işgâl esnâsındaVan’ı yakıp yıkmış ve harâbe hâline getirmişlerdir.
Cumhûriyet devrinde Van aynı ismi taşıyan ilin merkezi olmuştur. 1950’den sonra hızla gelişmeye başlamıştır.