Çoktandır merak ettiğimiz, görmeye heveslendiğimiz şelalelere gitmeye karar verdik önceki gün. Şelaleler Kayseri’nin Yahyalı ilçesi sınırları içerisinde. Yahyalı Niğde’ye 86 km, şelaleler ise Yahyalı’dan sonra 76 km daha. Yahyalı’dan hemen sonra bir de Derebağ Şelalesi var oraya da gittik oldukça kalabalıktı sanırım Yahyalı halkı yol nedeniyle orayı tercih ediyorlar piknik için, fakat Kapuzbaşına göre oldukça küçük Derebağ şelalesi.




Sonrasında yola koyuluyoruz ama ne yol. Bol virajlı, bol uçurumlu daracık yollardan geçiyoruz. Bir önceki hafta Niğde’den giden bir öğretmen kafilesinin kazası ve bir kişinin hayatını yitirmesinin bizim üzerimizdeki olumsuz etkisi de tartışılmaz. Dağları aşıp vadileri geçiyoruz. Yol bir türlü bitmiyor. Bazı yerlerde manzara muhteşem, yükseklerden aşağıları izlemek ya da vadilerden yamaç tepelerine bakıp güneşi seyretmek gibi. Şırıl şırıl akan dereleri, yemyeşil sulu bir barajı, eşek yavrularını, yolun ortasına konumlanmış inekleri aşıp şelalelere varıyoruz. Babamın gözü sürekli saatte, karanlık olmadan dönüş yoluna başlama telaşında.
Biz kuzey şelalelerini tercih ediyoruz daha önceden duyduklarımızla. Arabayı park edip manzaranın güzelliğine hayretler içerisinde dalıyoruz. Sanki gizli kalmış bir yer burası, cennet gibi. Önce Elif şelalesinin yanına gidiyoruz, su buz gibi, yanına yaklaştıkça toz gibi yağıyor üzerimize





Ardından dere kenarında kendimize bir masa bulup mangal işine koyuluyoruz. Bu sırada Elif de ordaki diğer çocuklar gibi dalıyor suya . Bu arada annemin leziz zeytinyağlı sarmalarını mangala değişmem doğrusu, ha bir de közde patlıcan salatası .
Yemek işinden sonra takım şelalelerine doğru ufak bir yürüyüş yapıyoruz. Tek kelimeyle muhteşem hayran olmamak elde değil, su o kadar gür ki, biraz daha ilerleyince sırılsıklam olmamak elde değil, bir yandan da korkutucu, Allah korusun düşse biri kazara kurtulması çok güç.




Dönüş yolu ise evlere şenlik, ordaki hissettiğimiz huzur bir anda yerini endişeye bırakıyor, geldiğimiz yol burası mıydı değil miydi derken yanlış bir köy yoluna saptığımızı farkediyoruz, Esas yol ile aşağıda birleştiğini görüyoruz fakat dönmemiz de mümkün değil, yol çok dar, toprak, eğimli ve virajlı . Yani ancak geri geri çıkabiliriz ama sürekli U ve S gibi virajlar var. Bi yandan da arabanın frenlerinin çok yumuşamış olduğunu söylüyor eşim, kabus gibi . Elif sürekli konuşuyor bu esnada. “Kızım sus bak çok tehlikeli bi yoldayız arabamız devrilmesin dua et ” diyorum cevap komedi “Bizim araba değil ki devrilsin” (Babamın araba ile gtimiştik) . Neyseki o yol 5 km kadar sonra birleşiyor diğer yolla, gelirken yaşadığımız korku da neymiş ki diyoruz, ve ben her yolculukta olduğu gibi uykuma dalıyorum mışıl mışıl. Önerir miyim bilemiyorum, mekan harika ama o yollardan bir kez daha gitmek istemeyeceğime göre kararsızım.
İki dağın arasından muhteşem suların akışını görmek gerekir..