* Yağmur Sularıyla Beslenen Akarsular:
Türkiye'de akarsuların önemli bir kısmı yağmur sularıyla beslenir. Bunun doğal sonucu olarak, o yöredeki yağış rejimi, doğrudan akarsu rejimine yansımaktadır. Akdeniz Bölgesi'ndeki akarsuların (karstik kaynaklarla beslenmeyenleri) akıttıkları su miktarı, yazın iyice azalmakta hatta bazı küçük akarsular kurumaktadır. Kış aylarında ise yataklarındaki su seviyesi çok yükselmektedir. Bu durum, Akdeniz iklimi yağış rejiminin karakterini yansıtmaktadır. Buna karşılık Karadeniz Bölgesi akarsuların (kar ve buz sularıyla beslenenler hariç), her ayında birbirine yakın seviyede su taşıması da, deniz iklimi yağış rejiminin sonucudur. Ege Bölgesi'ndeki akarsularda yine yağmur sularıyla beslenen akarsu rejimine sahiptirler. Orta Anadoludaki akarsuların büyük bölümü bu rejime sahiptirler.
* Kar Ve Buz Sularıyla Beslenen Akarsular:
Türkiye'de bu şekilde beslenen akarsular, yüksek dağlardan beslenen akarsulardır. Yüksek dağlar üzerinde bulunan kar ve buz kütleleri, sıcaklığın artmasıyla eriyerek suya dönüşür ve akarsuları besler. Bu nedenle ülkemizde ilkbahar ve yaz başlarında akarsuların akım değerinin en yüksek düzeye ulaşması sadece artan yağışların sonucu değildir. Bunda, kar ve buzların erimesiyle oluşan suların da önemli katkısı vardır.
Yurdumuzda kar ve buz sularıyla beslenen akarsuların çoğu, kaynaklarını Doğu Karadeniz dağları, Hakkari Dağları ve Doğu Anadolu'daki yüksek dağlardan alır.
* Yağmur ve Kaynak Sularıyla Beslenen Akarsular:
Türkiye'de kaynak sularıyla beslenen akarsular, küçük akarsulardır. Bu akarsuların çoğu Toroslar'da bulunur. Karstik kaynaklarla beslenen bu akarsular, kalker yapılı arazilerden doğmaktadır. Manavgat çayı bunlardan biridir. Tamamen kaynak sularıyla beslenen bu akarsulardan başka bir kısım akarsular da kısmen kaynak sularıyla beslenmektedir. Bu akarsularda kollarından bazıları kaynak sularıyla beslenirken diğer kolları yağmur, kar ya da buz sularıyla beslenebilmektedir. Örneğin, Fırat'ın kolu olan Suıtan suyu, Bey dağlarının yamaçlarından çıkan bir karstik kaynak, diğer kolları ise yağmur ve kar sularıyla beslenmektedir.
* Göl Sularıyla Beslenen Akarsular
Türkiye'de bazı akarsular, göl sularıyla beslenir. Bu akarsular, gölden kaynaklanıp, gölün sularını başka yerlere taşır. Onun için bunlara, göl ayağı ya da gideğen denir. Gideğenler, küçük akarsulardır. Bu akarsuların akım değerleri göl sularının düzeyine, dolayısıyla gölün çevresindeki yağış rejimine bağlıdır. Göl sularının kabarması sonucu, gideğenin taşıdığı su da artar. Göl seviyesinin alçalması sonucu gideğenin suyu azalır. Hatta kuruyabilir. Bu nedenle gideğenlerin bir kısmı, geçici akarsulardır. Bu tür akarsuların en tipik örneği Çarşamba suyudur. Bu akarsu, Beyşehir Gölü'nün fazla sularını Konya Ovası'na taşımaktadır. Ayrıca Eğirdir Gölü'nden beslenen ve güneydeki Kovada gölüne dökülen Kovada suyu.
* Karma Rejimli Akarsular
Yüzölçümü geniş olan Türkiye'de yerşekilleri, yükselti farkları, kara ve deniz ilişkisi kısa mesafelerde değişiklik göstermektedir. Bunun sonucu olarak uzun akarsularımızın yukarı, orta ve aşağı çığırları farklı iklim bölgelerinde bulunmaktadır. Buna bağlı olarak çığırlar, değişik şekillerde beslenmektedir. Ayrıca aynı akarsuyun değişik kolları farklı su kaynaklarından değişik şekilde beslenebilmektedir. Örneğin Fırat'ın bir kolu olan Sultan Suyu karstik bir kaynaktan beslenirken, diğer kolları kar ve buz sularıyla beslenmektedir. Bu akarsuyun akımı üzerine özellikle yaz ve sonbahar aylarında yağmur sularının da etkisi vardır.
Bu özellikler gösteriyor ki; Türkiye'deki büyük akarsuların karma rejimli olduklarını ortaya koymaktadır. Kızılırmak, Yeşilırmak ve Fırat karma rejimli akarsuların başında gelir.
* Sel Rejimli Akarsular
İç Anadolu Bölgemiz'deki akarsuların genellikle bu özelliği taşıdığı söylenebilir. Aniden meydana gelen yağışlarla kabararak akan akarsu, kısa bir süre sonra kuruyacak kadar az su taşır. Ani kar erimeleri ve ilkbaharda meydana gelen yağışlar bu duruma neden olarak sayılabilir.