TUTANKHAMUN
M.Ö. 1361 ile 1352 yılları arasında saltanat süren çocuk kral Tutankhamun’un mezarı, 1922 yılında Howard Carter tarafından bulundu. Mısır’ın önemli tarihi altın mirasları arasında yer alan mezarda, kralın vücudu, 1-2 mm. kalınlığında ve 90 kg. ağırlığında saf altından yapılma bir çarşafın içine yerleştirilmiş, baş kısmı ise dövme altından bir maske ile kaplanmıştı.ALTIN TABUT
Tutankhamun’un 110.4 kg. ağırlığındaki altın tabutu British Museum’da 30 mart-30 Aralık 1972 tarihleri arasında sergilendiğinde 1.656.151 kişi tarafından görüldü.
Kral Tutankhamun, Krallar Vadisi olarak bilinen eski Mısır kraliyet mezarlığındaki istirahatgâhından çıkarılırken, öfkeli bir rüzgâr, hayaleti andıran toz bulutları kaldırdı. Gün boyu çöl semalarında koşuşturan koyu bulutlar, o anda gri bir perdeyle yıldızları örtüyordu. Mısır’ın çocuk kralı, mezarının 1922’de keşfedilmesinden bu yana ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Ve bugün CT (Computerized Tomography) taramaları aracılığıyla firavunun yaşam ve ölümündeki sırlar açığa çıkıyor.

Fotoğraf: Kenneth Garrett
Ender Elde Edilen Olanak
Kral Tutankhamun’un tıka basa dolu mezar odasında, arkeolog ve teknisyenlerden oluşan bir ekip genç firavunun sandukasının yaldızlı ahşap kapağını inceliyor. Normalde sanduka, mumyanın kuvarsit bir lahdin zemininde kapalı kalmasını sağlıyor; ama 5 Ocak 2005’in o özel gecesinde Tutankhamun’un dışarı çıkarılması ve bilgisayarlı tomografi (CT) taramasından geçirilmesi için geçici olarak açılmış. Bir süre sonra işçiler, ahşap bir kutuya özenle yatırılan mumyayı Krallar Vadisi’nde kayaya oyulmuş yeraltı mezarının hemen dışında bekleyen özel donanımlı treylere taşıyacak.
Fotoğraf: Kenneth Garrett

Gerçeklik Anı
Mısır Eski Eserler Yüksek Kurulu Başkanı Zahi Hawass (ortadaki), CT cihazının içine konulmadan önce Tutankhamun’un mumyasını hızlıca fiziki bir taramadan geçiriyor. “Kral Tutankhamun Mısır tarihinin simgesi, ama inceleyebileceğimiz binlerce mumyadan sadece biri. CT taramalarıyla bir bakıma ölüleri yaşama döndürebiliriz.” Howard Carter’ın 1922’de mezarı bulmasından bu güne dek, Tutankhamun’un erken ölümüne dair birçok söylenti ve kuram ortaya atılmıştı. 1968 ve 1978’de çekilen röntgen filmleri bu tartışmaya yeni boyutlar kattı. Şimdi yüksek çözünürlüklü CT görüntülerinin 3300 yılı aşkın bir süre önce hüküm süren bu firavunla ilgili sırları açığa çıkarması bekleniyor.
Fotoğraf: Kenneth Garrett

Sağlık Tablosu
Tarama işleminin sona ermesiyle birlikte, elde edilen görüntüler firavunun ölümü konusunda bir ipucu ortaya koydu: Kafatasının sağlam oluşu, firavunun arkadan başına aldığı bir darbeyle öldürüldüğü yolundaki gözde kuramı tarihe gömdü. Taramayı izleyen haftalarda, Mısırlı ve Avrupalı uzmanlar Tutankhamun’u bilgisayarda her açıdan inceledi. Böylece firavunun öldüğü sırada normal, sağlıklı ve yaklaşık 19 yaşında genç bir adam olduğu sonucuna varıldı. Ekipteki bazı kişiler sol bacakta hemen diz üstünde meydana gelen bir kırılmanın ölümcül bir enfeksiyona yol açmış olabileceği kanısındaydı; ama bunu kesin olarak belirlemelerine olanak yoktu. Bu nedenle Kral Tutankhamun’u kimin veya neyin öldürdüğü -en azından şimdiye kadar yapılan çalışmalar çerçevesinde- çözülmemiş bir sır olarak duruyor.
Fotoğraf: Kenneth Garrett
İlginç Baş Şekli
Bir prensese, büyük olasılıkla Kral Akhenaten’in kızı Meritaten’e ait bu kuvarsit baş, olağandışı bir kafatası şeklini sergiliyor. Bunun, o dönemdeki sanatsal üslupla abartılmış bir aile özelliği olması çok yüksek bir olasılık. Prensesin üvey kardeşi ya da amcası Kral Tutankhamun’un kesinlikle uzun ve dar bir kafatası vardı; ama bu, kasıtlı bir deformasyonun sonucu değildi. CT görüntülerini inceleyen uzmanlar Tutankhamun’un kafatası şeklinin hastalıktan da kaynaklanmadığını belirtiyor. Sadece, insan çeşitliliğinin normal sınırları içinde kalan bir örnek söz konusu.
Fotoğraf: Kenneth Garrett

Tamamlanamayan Tapınak
Bir kış gününde akşamın alacakaranlığı basarken, ziyaretçiler Luksor tapınağının salonuna doluşmuş. Kral Tutankhamun’un büyükbabası III. Amenhotep bu salonun inşasını başlatmış, ama oğlu Akhenaten’in firavunluk döneminde proje durmuştu. Mısır’ın geleneksel din anlayışına dönmesiyle, Kral Tutankhamun inşaatın bitmesini sağladı. Bu fotoğrafta tanrı Amon’u eşi Mut’la birlikte otururken betimleyen örneğe benzer heykellerin yapılması için buyruğu da büyük olasılıkla Tutankhamun’un verdiği, ama yapımda kullanılan taşlar daha ocaktan çıkmadan kralın yaşamını yitirdiği düşünülüyor.