Son yıllarda pek çok insandan, ortak bir yakınma dinliyorum:

‘’Canım ne kitap okumak istiyor, ne spor yapmak! Eskiden arkadaşlarımla buluşmaktan zevk alırdım. Şimdi dışarıya çıkmak için çağırmasalar diye neredeyse dua ediyorum. Her şeyim var, isteğim yok!’’

Motivasyonsuzluk zor bir durumdur ve büyük kayıptır!

Çünkü motivasyon, ‘’bir şeyler yapma arzusu,’’ yaratan, onu gerçekleştirmek için gerekli enerjiyi sağlayan güçtür.

Bizi harekete geçiren, amaçlarımıza ulaştıran bir yaşam dinamosudur adeta!

Motivasyonumuzun iki türü vardır:

• Dış motivasyon

• İç motivasyon

Dış motivasyon söz konusu olduğunda insanı harekete geçiren, ya bir ödül kazanma arzusu veya ceza alma korkusudur.

EĞER TEMEL NEDEN:

• Öğrencinin ders çalışmasında, iyi not almaksa,

• Sporcunun antrenmanında, ödül kazanmaksa,

• Dindar olduğunu iddia eden birisinin, yalan söylemek ve hırsızlık yapmak gibi zararlı davranışlardan kaçınmasında, cezalandırılmak korkusuysa,

• Sürücünün aşırı hız yapmamasında, kameraya yakalanmak kaygısıysa,

Bu insanları harekete geçirenin, dış motivasyon olduğunu söylemek mümkündür.

Hepsinde, ya ödül kazanma arzusu vardır; ya da cezadan kurtulma telaşı!

İç motivasyondaysa, bizi harekete geçiren neden içerdedir.
Motivasyon içimizdeyse:

• Bir şeyi, onu merak ettiğimiz ve istediğimiz için öğreniriz,

• Sporu, aktiviteden mutluluk duyduğumuz için yaparız,

• Yalan söylemek ve hırsızlık gibi zarar verici davranışları,
vicdanen yanlış olduklarını bildiğimiz için yapmayız.

• Aşırı hızdan, hem kendimize hem de başkalarına zarar vermemek için kaçınırız.

İç motivasyon her zaman çok daha güçlü ve gerçektir ama dış motivasyon da bazı durumlarda gereklidir.

Kimi insanda dış motivasyon, baştan ilgi duymadığı bir alanla tanışma ve zamanla ona ilgi duyma olanağı sağlar.

Yapılan işin iyi veya kötü olduğuna ilişkin geri bildirim vererek, kişinin kendisini geliştirmesine, yaptığı işi tamamlamasına yardımcı olabilir.

Doğru yapılan bir şeyi takdire dayandığında, dış motivasyon, iç motivasyonu besler.

Araştırmalar, dış motivasyonun aşırı olması halinde, insanların iç motivasyonlarını geliştiremeyeceklerini ve olanı da kaybedebileceklerini ortaya koymakta.

Örneğin, odasını toplaması için sürekli para, oyuncak gibi ödüller alan bir çocuk, bir süre sonra verilen ödülden tatmin olmadığı gibi, yapması gerekenlerin aslında, kendisine ait sorumluluklar olduğu bilincini de geliştiremez.

Giriş sınavlarına odaklı ders çalışan genç, öğrenmenin hazzını tanımaz.

Ödülün olmadığı yerde, sorumluluğunu yerine getirmek istemez.

Modern çağın mutsuz çocuğunun ve gencinin ruh halinde, aşırı dış motivasyon önemli bir rol oynar.

Aynı şeyi, maneviyatta da görmek mümkündür.

İçsel sorgulamasını gerçekleştirmemiş, aklın işleyişine kafa yormamış, manevi derinliğe, iyi ve kötünün etik bilincine ulaşamamış insanlar kendilerini, yalnızca lafla, herkes tarafından görünür davranışlar ve giysilerle, sanki bu erdemlere sahiplermiş gibi gösterebilir, saygı görürler.

Yanlış davranışlarıyla da sık sık, karşılarındakini hayret ve şaşkınlığa sürüklerler!

Gerçek manevi değerlere, salt ödül kazanma telaşı veya cezalandırılma korkusu ile değil, ruhumuzu terbiye ederek, bilincimizi yükselterek ulaşabileceğimizi artık hepimizin görmesi gerekmiyor mu?

Çoğu insan, iç motivasyonla dış motivasyon arasındaki farkı bilmez!

Onun için de, dış ödüller kazanılmış olsa bile, yaşam heyecanı taşımıyor oluşuna anlam veremez.

Unvan, para ve fiziksel güzelliğin yetmemesinin nedeni, iç motivasyon yoksunluğudur!

Şimdi elinize bir kalem alın ve bir çizgiyle ortadan ikiye ayırdığınız kâğıdın, bir tarafına sizi harekete geçiren dış, diğer tarafına ise iç nedenleri yazın!

Hangi taraf daha kalabalık?

Hangi tarafa farklı neler eklenirse, listenizde neler değişirse hayatınızın anlam değerinde bir artış olabilir?

Lütfen mazeretlerinizi, salt ‘’para’’ gerekçesine dayandırmayın!

Düşünen ve merak duygusu taşıyan insanların, her koşulda motivasyon sahibi olduklarını unutmamak gerekiyor!

Zihninizi zorlayın!