‘’ Kaçmak, kurtulmak istiyorum bu işkenceden. Ne yapsam işe yaramıyor. Yeryüzü, anahtarı onda olan koca bir hapishane ; görünmemek için ağaç altlarına , ev diplerine siniyor, caddelerden koşarak geçiyorum. Tüm sokakları, ağaç altlarını , en kuytu köşeleri bile görüyor. Eve girmesin diye kapıları kilitliyorum. Soluk soluğa arka odalara kaçıyorum, nereye saklansam beni buluyor, duvarlar bile fayda etmiyor. Gece aya dönüşüyor , gündüz güneşe , hiç kaybolmayan göz hep üzerimde. Bazen bir bakıyorum küçülmüş girmiş içime, ince bir sızı, içimi burkan, kanırtan bir bıçak gibi sinsice oradan bakıyor bana.
İşte o zaman dehşete kapılıyorum, damarlarımdaki kan donuyor, akmıyor. Bir ceset gibi soğuyor bedenim. Soğudukça küçülüyor, küçülüyorum.’’

Yurdagül Şahin - Av