Koç

Yirmi kilo verdim, sıfır bedeni tükettim, her gün maraton koştum; yetmedi, mutlu edemedim! Girişimin biri bitmeden biri başlıyor, her şirketi kapısından selamlıyor, ültimatomu verip bir diğerine zıplıyorsun! İlk görüşte aşka bayılıyor, heyecanlanıp dört kolla sarılıyor, tamam bu kez oldu, artık durur diyorum, gönlün geçiveriyor, maymun iştahın yenisini çekiyor! Sana eşlik etmek çok zor; partiye diye çıkıyoruz soluğu iş görüşmesinde alıyoruz, güya cenazeye gidiyoruz kendimizi düğünde buluyoruz, bu kadar hız da değişim de fazla! Çok yorulduuumm çoook!

Boğa

Zorla iki iş yapıp, kendine dinlenme saati ilan edip boylu boyunca uzanıyorsun ya; daha dünya yansa, memleket tutuşsa, alarmlar çığlık atıp ortalığı ayağa kaldırsa yok! Öldüm desem yerinden kalkmaz, molan bitmeden gözünü açıp ucuyla bakmazsın! Bir kere olmaz dedin ya reis-i cumhur gelse sözünden dönmez, annen söze süt hakkından girse bana mısın demezsin! İnadından kayalar çatlar da sana bir şey olmaz! Sinir küpü oldum, öfke topu gibi ağzıma geleni saydım, azıcık içim bari rahatlasın dedim, kav***a da gelmezsin!

İkizler

İşviçreli bilim adamları ıslak imzalı metin yollasa, konunun yaşayan tek ordinaryüsü itirazını videoya çekip tane tane anlatsa, yine kendine has bir cevabın, elbet söyleyecek bir lafın vardır! Onu da bilmiyorum, ben bunu hiç duymamışım, haberim yok dediğin duyulmamış, bir şeyi de bilmese dişimi kıracağım, bıyığımı keseceğim iddialarında her şeyi bilerek insaflı davranmışsındır! Bazen susmaz, durmaz çenene tahammül, benim dediğim doğrucu tavrına dayanma gücü dileyip, takipçisi bol fenomenlerden amin rica ettiğim oluyor! El insaf ama!

Yengeç

Bayramlarda bir başlıyoruz gezmeye ne tatil kalıyor geri ne dinlenecek beş dakika vakit! Ağaç kavuğundan mı çıktık, cami avlusunda mı bulunduk düşünmeden edemiyor, bir yandan halime şükrediyorum! Sanki iki ev yanımızda oturmuyor gibi her gün özlemle annene koşman, hasretinden göz yaşlarına boğulman yok mu, ama gerçekten yok artık, ne yapacağımı şaşırdım artık. Alt tarafı bir ayakkabı alacaksın, yedi sülalesine danışırsın, arkadaşınla buluşmaya giderken utanmasan anneni de yanında götürürsün! Ne anan biter ne baban ne dayın, teyzen, halan! İllallah geldi!

Aslan

Peki peki anladık, en güzel sensin deyip konuyu kapatayım diyorum yok, övgü nöbetin geçmeden, pohpoh seansının sonu gelmeden, bir de sen bitti demeden biter mi? Üstelik nasıl oluyorsa konular hep daha da açılır! En iyi, en güzel, en bakımlı, en başarılı, en cool, en… dünyadaki tüm enleri sıralasak dahi yetinmezsin illa akla gelmeyen, gözden kaçan, henüz var olmamış ama sende olan bir en vardır! Haklısın “En kendini beğenmiş” sensin!

Başak

Gözüne girmek için kendimi paralasam, uğraşıp çalışıp risk alıp kırk takla atsam, mümkün değil, eleştirilerine yakalanmadan gün geçirip, kendimi bir türlü beğendiremiyoruz! Bakışımdan, konuşmamın içinde yaptığım talihsiz bir tonlamadan, gömleğimin düğmesinin ilik genişliğinden, ayakkabımın bağcığını bağlama şekline, onu niye oraya koymuşum, bu böyle mi yapılırmış! Nasıl yapılır? Biz kusursuz olamıyoruz çok sevgili zat-ı şahaneleri, kusura bakmayınız!

Terazi

Haksız da olsam bir kere de arkamda dursan ölür müsün! Tam alıyorum öfkemi elime, çözüyorum dilimin bağını bir kelime destek, azıcık bir omuz bekliyorum yok! Ama nerde? Herkes haklı bir ben değilim! Şöyle olmuştur da bundan dolayı sana böyle demiştir, herkesi aklayacak deterjanın, kollayacak kalkanın var da bana gelince ortalarda yoksun! Her zaman haklının yanında olmak zorunda değilsin! Bir kere de sırf gönlüm olsun diye benim yanımda olsan, sadece mutlu etmek için haklısın desen ne çıkar?

Akrep

Sürekli peşimde gölgem gibi gezmenden, tüm sosyal medya hesaplarımı didik didik etmenden, konuşmalarımı gizlice dinleyip, beni herkesten kıskanmandan bunaldım artık! Bunlar hep sevgidenmiş, laf! İnsan sevdiğini bu kadar kapana sıkıştırır, böyle şüphe eder mi? Etmez! bir kere de ötesini berisini öğrenmeyiver, sen yapıyorsan vardır bir bildiğin, güvenim tam, itimadım sonsuz de, dibine kadar sormayıver, bir rahat nefes alayım ne olur! Olacak belli; merakından çatlar, kuşkudan deliye dönersin!

Yay

Ne ara plan yapıp ortadan kaybolduğunu anlamıyorum, bir bakıyorum uzanmış dizi izliyor, biz bakıyorum uçaktan el sallıyor, ortalığı ayakta, eşyaları dandini bırakmaya bayılıyor, evde bir hizmetçi var tabi, nasıl olsa ben topluyorum! Ama artık yeter! bu kadar dağınık, böyle de savruk olunmaz, bir günün de planlı programlı olsun, bir kere de yarının bugünden belli olsun! Olmaz, aklına estiğini rüzgarıyla yapmasa, içinde kalır, kurt olur kemirir, bu deli rahat durmaz!

Oğlak

Merakla teklif ettiğim, heyecanla sunduğum tüm önerilerimi reddediyor, hevesimi kursağıma diziyor bir de söyleniyorsun! Bazı şeyleri ilk biz yapsak ne olur! Tarihe geçer silinmez mi oluruz, medyanın diline düşer rezil mi? Geleneklerimize yapışalım, ömrümüzce farklı olan hiçbir şeyi deneyimlemeyelim, sesini çıkarıp şundan da kusur kaldık demezsin! Ama konu işin olunca akar suları barajlara toplar, ne riskler alırsın! Senin şu yanmaz yıkılmaz kuralların, tavize kapalı disiplininden gına geldi!

Kova

Bazen sırf muhalefet olmak için itiraz ettiğini kabul et, bu konu burada kapansın! Her şeyi bildiğinin pekâlâ farkındayız, bırak da bir sohbet edelim, konunun akışına kapılıp, muhabbetin keyfini çıkaralım! Ama seninle ne mümkün! İlla lafın arasına taşlar dizer, itirazlarınla odakları istediğin yöne çeker, sırf haklı olmak için siyahı beyaza boyayıp, yutturmaya çalışırsın! Ama yemezler! Sırf sen keyif alıyorsun diye her sohbeti kav***a çevirmenden, günlük diyalogdan mücadele çıkarmandan bıktım!

Balık

Dünya işleri boşmuş, çalışmak ne kadar da saçmaymış, duy da inanma! Biz de dünya seyahati, akşam partisi, şölen yemekleri, dost sohbetleri varken çalışmaya bayılmıyoruz! Ama yaşamın gereği, değirmenin su kaynağı nerden gelecek! Neyse sonra kabul edip bir iki işi halletmeye, azıcık yük hafifletmeye soyunuyorsun da bu kez de iş ver arkandan gel! Her şey yarım yamalak, eksik gedik! Yarısı unutulmuş, yarısı zaten dağınıklıkta kaybolmuş, kalanı da fuzuli görülüp bir kenara atılmış! Ben sana güvenemeyecek miyim?