İlk Siyasi Kürtçü İsyan
Bedirhanların ve Seyit Abdulkadir’in siyasi Kürtçü hareketi ve örgütlerindeki lider konumu nedeniyle, doğal olarak Osmanlı’ya karşı ilk tetiği çekenlerin de onlar olabileceğini düşündürüyor ama öyle olmadı.
Beklenildiği gibi ilk tetiği Bedirhanlar çekmedi, Seyit Abdulkadir de çekmedi, siyasi taleplerle ilk harekete geçen Barzaniler oldu ve 1907 yılı baharında, Mesud Barzani’nin amcası olan Şeyh II. Abdusselam Barzani Osmanlı tarihinde ilk kez görülen Kürt ve Kürtçe siyasi taleplerle isyan etti…
Barzani’nin siyasi talepleri neydi, önce onu bir görelim;
“BARZANİ OSMANLI’DAN BEYLİK İSTİYOR”
“Kürt bölgelerinde Kürtçe’nin resmi dil olarak kabul edilmesi;
Eğitimin Kürtçe yapılması;
Kaymakamların, nahiye müdürlerinin ve diğer memurların Kürtçe’yi iyi derecede bilenlerden tayin edilmeleri;
Devlet’in dini İslam olması hasebiyle mahkemelerde verilen hükümlerin İslam şeriatına göre verilmesi;
Vergiler (zorunlu hizmetlerin karşılığı olarak) eskiden olduğu şekliyle alınacak. Ancak bunların Kürt bölgelerindeki yolların onarımı, okulların açılması için kullanılması.”
Bu siyasi talepler günümüzü anlayabilmemiz açısından önem taşıyor çünkü Türkiye bu olaydan tam bir yüzyıl sonra PKK terör örgütünün benzer siyasi taleplerini tartışan günler yaşıyor…
“OSMANLI DUYAR DUYMAZ HAREKETE GEÇTİ”
Bu siyasi talepler önce kağıda döküldü, II. Abdusselam Barzani tarafından imzalandı ve telgrafla Bab-ı Ali’ye gönderildi.
Mesud Barzani’ye göre, telgrafı alan Bab-ı Ali( Osmanlı Sadrazamlığı) bunu devlete karşı bir isyan, bir ayrılık talebi olarak değerlendirdi ve buna karşı bir genel seferberlik ilan etti.
“BARZANİ KAÇTI, NESTURİLERE SIĞINDI”
1907 yılı baharında Osmanlı kuvvetleri Barzan bölgesine girdi ve iki ay süren çatışmalardan sonra Şeyh II. Abdusselam kaçtı ve Hakkari bölgesindeki Nesturilerin Patriği Mar Şemun’a sığındı.
Böylece isyanın ilk aşaması son ermişti…
“OSMANLI’YA İLK SİYASİ KÜRTÇÜ İSYAN BÖYLE BAŞLAMIŞ”
Yazılı kaynaklarda bu isyan, bu telgraf üzerine Osmanlı’nın başlattığı hareketa karşılık Barzani’nin direnişi olarak tanımlanmış. Yani Barzani doğrudan ve bu siyasi taleplerle isyan etmiş değil, çektiği bir telgrafa karşılık yapılan bir askeri harekata karşı direnmiş.
Osmanlı harekata başlayınca da Barzani çatışmaya girmiş, şöyle ki;
‘Telgrafa Osmanlıların genel bir taaruzla cevap vermesi anlamsızdı ama olan olmuştu. Şeyh Abdusselam direnme kararı aldı. İki ay süren savaş boyunca Barzaniler düşmana ağır kayıplar verdiyordu. Brifkan toplantısına(telgraf metinin hazırlandığı yer) katılanlar, telgrafın sorumluluğunu taşıyacaklarına dair ettikleri namus yeminini unutmuş; kimisi susarken, kimisi düşmanla işbirliğini seçmişti’ .
Burada ‘düşman’ olarak tanımı yapılan ‘Osmanlı Devleti’dir. Namus yeminine uymadıkları söylenenler de bölgedeki Kürt aşiret reisleridir.
Bu Osmanlı askeri harekatının ilk bölümüdür.
“BARZANİ BİR DAHA İSYAN ETTİ”
İki ay içinde isyanın bastırılmasından sonra, Şeyh II. Abdusselam’ın Osmanlı’ya başkaldırışı aralıklarla sürdü.
Eylül 1909’da bir daha isyan etti.
“OSMANLI YİNE HAREKETE GEÇTİ”
Osmanlı yönetimi ‘Barzani şeyhi Abdusselam ve avanesinin yerel halk üzerindeki zulmünü ortadan kaldırmak’ gerekçesiyle Barzan’a yeni bir operasyon başlattı.
Bir ay içinde operasyon tamamlandı ve bölgede asayiş sağlandı. Ancak Şeyh ele geçirlemedi, kaçmış ve dağlarda saklanıyordu. Şeyh’in kışkırtmalarıyla bölgede yer yer aşiret ayaklanmaları da başlamıştı.
Bu ayaklanmalar Birinci Dünya Harbi’nin ilk yılına kadar sürecektir…
“BARZANİ’NİN ARKASINDA İNGİLİZ-RUS DESTEĞİ”
İsyan sonrasında yapılan araştırmalarda, isyanın ardındaki devletler de ortaya çıkmıştı.
Şeyh Abdusselam’la buluştuğu tespit edilen İngiltere’nin Musul Boşkonsolosu’nun görevden alınması talebi İngiltere Hükümeti’ne iletilmişti(1910).
Şeyh’in, İran/Hoy’daki Rus generali ile görüştüğü ve Osmanlı’nın nasıl parçalanacağı hususunda planlar yaptıkları da tespit edilenler arasındaydı(1913).
“OSMANLI MESUD BARZANİ’NİN AMCASINI ASTI”
Nihayetinde Şeyh ve adamları yakalandı, yargılandı ve haklarında verilen idam cezaları infaz edildi(14 Aralık 1914).
Şeyh’in bu isyan hareketinin ardında, Bedirhanlar ve Seyit Abdulkadir ve de bunların kurdukları siyasi örgütler bir yana, artık İngiltere ve Rusya da vardır.
“BARZANİ’NİN ŞİMDİ ARKASINDA İSRAİL-ABD VAR, RUSLAR GENEL DESTEKTE”
Tarih tekerrür ediyor…
O ZAMANLAR Barzani’nin arkasında İngiltere-Rusya vardı, şimdi ise ABD-İsrail çünkü o zamanlar daha İsrail kurulmamış ve ABD de henüz Ortadoğu’ya inmemişti.
Ruslar şimdi genel destekte çünkü Mesud Barzani’nin babası Molla Mustafa tam 11 yıl Rusya’da kaldı ve gerilla eğitimi gördü. Yani Ruslarla Barzani ilişkilerinin tarihsel boyutu var.
İşin ilginç yanı ise Osmanlı’nın siyasi isyana kalkıştığıu için astığı bu Barzanileri’yi ADAM edenler de Yeni Osmanlıyız diyen bir siyasetin sahipleri.
Kaynak: Kurt Kapanı- Büyük Suikast