Yorum #1




Japon çiçek düzenleme sanatına ikebana denmektedir. Bu düzenlemelerde ağırlıklı olarak çiçek yerine çiçeğin gövdesi ve yaprakları üzerinde yoğunlaşılmaktadır. İkebananın doğa ve insanı bir araya getiren ve insanın doğa ile yakınlığını geliştirmesine dayanan bir felsefesi vardır.

İkebana ile şekil, çizgi ve formu vurgulayan bir çiçek düzenlemesi ortaya çıkar ancak unutulmamalıdır ki İkebana bir çiçek aranjmanından çok daha fazlasıdır.

İkebana sanatının geçmişi 16. Yüzyıla kadar uzanmaktadır. Budistlerin ölülerin ruhlarına çiçek sunma ritüelinden ortaya çıkmış olmasına rağmen dinden bağımsız bir sanattır. Budizm’in doğduğu yer olan Hindistan’da ölülerin sunaklarına çiçekler karışık olarak yerleştirilir bazende sadece yapraklar etrafa saçılırdı. Bununla birlikte Budizm, Japonya’ya geldiğinde Japon rahipler sunaklara çiçekleri kaplar içerisinde düzenli bir şekilde koymaya başlamışlardır.

İkebana Okulları

Japonya’da ve yurtdışında 1000’in üzerinde farklı İkebana okulu vardır. Ancak en fazla bilinen ve en iyi okullar Ikenobo, Ohara ve Sgetsu’dur. Bu okullar kullanılan bitki ve vazoya göre farklılıklar gösterir.

İkebana okullarında Lemoto denilen katı bir hiyerarşik yapı vardır Her Lemoto genellikle bir usta tarafından yönetilir ve sonrasında da unvanı bir aile üyesine geçer. Geleneğin değişmemesi için kurulmuş olan bu okullar, kısıtlayıcı olması sebebi ile de eleştirilmektedir.

İkenobo, Budist papaz Ikenobo Senkei tarafından 15. Yüzyılda kurulmuş en eski okuldur. Rikka stilinin bu okulda geliştirildiği düşünülmektedir.

Günümüzde eski Lemoto sistemine dayalı olmayan serbest stil, okullarda ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunlar eski okullara göre daha yenilikçi ve modern okullardır.

İkebana Felsefesi

Ikebana, tam bir sessizlik içerisinde yapılır. Sessizliğin uygulamayı yapanın sabrını ve estetik anlayışını geliştirdiği düşünülmektedir. Bazı uygulayıcılar bu sessizliğin gerekli olmadığını da düşünmektedirler.

İkebana yapan kişi için İkebana zamanı, yoğun hayat temposu sebebi ile göz ardı etmiş olduğu diğer şeylere yöneldiği bir zamandır. Bu süreçte kişi sadece doğa ile bütünleşmez aynı zamanda da tüm farklılıklara karşı sabır ve hoşgörü geliştirir. İkebana yapıldığı zaman sürecinin zihin, beden ve ruhun doğa ile yakınlaşması olarak görülür.

İkebana Stilleri

İlk İkebana stili, kuge olarak adlandırılan, az sayıda çiçek ve yaprak dalı içeren basit bir İkebana stili idi. Ancak özellikle 15.yüzyılın sonlarından sonra gelişerek daha sanatsal bir yapıya dönüşmüştür.

Rikka (ayakta duran çiçekler) tarzı, doğanın güzelliğini Budist bir ifade ile geliştirilmesi stilidir.
Chabana tarzı Japon çay seremonilerinde çay töreni odaları için geliştirilen bir stildir. Momoyama’nın (Momoyama Dönemi 1573 – 1615) tersi olup basitliği vurgular.

Nageire, Seika veya Shoka diye adlandırılan tarzın gelişmesine vesile olan da tarzdır. Bu tarzın özelliği üçgen üç dallı bir asimetrik düzenleme ile sıkı bir sap kısmını şeklinde yapılan aranjmanlardır.

Seika veya Shoka tarzı, on (cennet), chi (toprak) ve jin (insan) olmak üzere üç ana bölümden oluşur. Bitkinin kendi güzelliği ve eşsizliğini göstermek için dizayn edilmiş basit bir tarzdır.

Jijuka, serbest tarzdır. Sadece çiçeklerle olmayıp her malzeme kullanılır.

Japonya’da çok ilgi gören bu sanat ülke çapında çok yaygın olan İkebana resim ve heykel gibi bir sanat kabul edilir.