Deniz’in Mart’ı Suskunluğu
Susmak ten’den ve sen’den ölü hikâyelerini toplamaktı ve ne zaman nerde sussan, ben orda biz mezar kazıyordum ceset sayıp bedenimi, gömüyordum kendimi bedeninin toprağına…
Bakışların yaşam kıyısında tarihsiz…
Zaaf adı altında ezilen gözlerim ve sensizlikten gayri yere bırakamadığım kendimle, ağzıma geleni saydım sana…
Adından başka bildiğim yokmuş…
Bir an var ki, yokluğuna teselli ikramiyelerinde, birileri anlar ki az süsü verilmiş bir çokluğun yokluktan ve gırtlağına kadar tokluğundan…
Damıtıldığında ve tortusunda saçlarının bana hep kalan rüzgârlar…
-‘kalın giy üzerini’ diyen bir kadın sesinin inceliğinde soğuk…
En ince ayrıntısına kadar ayrışmış bir sukut…
Normal şartlarda adı ayrılık olan kopuş bizim lisanımızda edebiyat inkârı…
Her yeni istifasında bir aşkın biz iki yorgun çalışan, aşk mesaisi asgarisinde…
Taleplerin yerini alan küskünlüklerle, belki boğulmanın eş anlamıydı gözlerine bakmak…
Çatlatılmış bir kalemin nefsi müdafaasında, iki ayrı yöne gönderilmiş tek bir terk edişin hikâyesinde…
Yorumsuzluğa beş kala…
Ağzım dilim ıslak…
Dudaklarım sana çatladı…
İçim sana ve ne yazsam az geliyor varlığına…
Bir ayna olabilseydim elbet…
Bakacak kadar duracaktın bana karşım olup…
Sen?
Üzerine kahve dökülmüş bir A4’ten daha uzaksın yanı başıma şimdi…
Ayakucumdan atladım başucundaki haklılıklara…
Senin açtığın bütün kapılar benim anahtarlarımı kilitlerin içinde kırdıkça ve anahtarlar kırılıp başka kapılar seçtikçe…
Ben senden başkalarına beri’yim sanaysa öte…
Oysa içimdeki yara yar dediğimden hatıradır bana…
Hatıralarsa yar dediğim kadar gaddar yüreğimdeki sana…
Gözlerimde deşifre edilmiş bu ayrılık sen olanca aşk’ı şifreli yaşatmışken…
Ceylanı yavrusundan eden illetin derdindeyim…
Yani İlk baştan olmasaydın sonunda sensizde kalmayacaktım ben…
Terimden silinmene damlıyor şimdi merdivenlerden dökülen boncukların peşinden koştuğumuz anlar…
Ben ‘’Yar’’ desem?
Senden başka yine kim anlar?
Gözüne uyku dökülmüş bir gece ve uğruna yazılmış binlerce hece arasında…
Ne SEN ayrılabildin ben’den nede BEN sen’den ayrıldım hecelere…
Emre Gökce