Balık yetiştiriciliği
Balık yetiştiriciliği binlerce yıldan beri bilinen, yapılan ve diğer sektörlerle işbirliği içinde çalışan bir tarım koludur. Sanayi sektörü balıkçılık için, makineler, yemlikler, ekipmanlar üretir. Yem sanayi yemini yapar. İnşaat Sektörü havuzlarını, kuluçkahanelerini, işleme yerlerini inşa eder. İlaç sektörü ilacını aşısını üretir. Onun için balıkçılık, ekonominin önemli bir koludur. Dünyada en çok sazan ve alabalık yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Sazan yetiştiriciliği, dünyada 2-3 bir yıl, alabalık yetiştiriciliği ise yaklaşık 100 yıldır yapılmaktadır. Ülkemizde ise her iki balık ancak yaklaşık 20 yıldır yetiştirilmektedir.
Şekil 1. Balık yetiştirme tesisinden genel görünüm.
Balık eti, protein bakımından koyun ve sığır gibi diğer hayvansal gıdalara göre daha iyidir. Çünkü yağ oranı onlara nazaran düşüktür. Daha besleyicidir ve lezzetlidir. Hazmı, kısa zamanda ve kolayca olmaktadır. Bu yüzden özellikle midesinden şikayetçi olanlara, hastalıktan sonra iyileşme döneminde olan insânlara, bedeni faaliyeti az olan meslek mensuplarına tavsiye edilmektedir. Bunun dışında, çocuklar ve yaşlılarda çok kolay ve rahatça balık yiyebilirler.
Balık etinin diğer bir özelliği, yağının insan sağlığı için çok uygun olmasıdır. Diğer hayvansal yağlar kalp, damar, beyin rahatsızlıklarına sebep olur ve yüksek tansiyonlu insanları da olumsuz olarak etkiler. Bu sebeple, çağımızda insanlarda hayvansal yağlara karşı bir korku vardır. Fakat balık etine karşı bu korku yersizdir. Çünkü balık etindeki yağlar, diğer hayvansal yağlardan dolayı oluşan kolesterolü parçalayan bir etkiye sahiptir. Bu yüzden kolesterolü yüksek hastalara, balık eti tavsiye edilmektedir. Hatta haftada bir balık yiyen insanlarda kalp ve damar hastalıkları hemen hemen hiç görülmemektedir.
Ayrıca, balık eti mineral ve vitamin bakımından da zengin bir gıdadır.
Şekil 2. Balık yetiştirme tesisi.
Nüfusumuz hızla artmaktadır, ama toprağı işleyerek ve hayvan yetiştirerek elde ettiğimiz gıda maddelerimiz ise aynı hızla artış göstermektedir. Gıda maddelerimiz artmayınca da, beslenmemiz zorlaşmaktadır. İhtiyacımız olan besin maddelerini yeteri kadar almazsak, fiziksel olarak belki doyarız ama beslenmemiş oluruz. Beslenmemizde ihtiyacımız olan maddelerin en önemlisi hayvansal 'proteindir. Ergin bir insan, günde 35-40 g hayvansal protein almalıdır.
Şekil 3. Balık yetiştiriciliğinin diğer tarımsal üretimle ilişkisi.
BALIKLAR YEMİ ETE ÇEVİRME MAKİNESİDİR
Yetiştirdiğimiz sığır, koyun, tavuk gibi çiftlik hayvanları vücut sıcaklığını sabit tutmak için ilave yem tüketirler. Halbuki balıkların soğuk kanlı olmalarından dolayı, vücut sıcaklığını sabit tutmak gibi bir mecburiyetleri yoktur. Bu sebeple, daha az yem tüketirler ve yemden daha iyi yararlanırlar. Mesela; Sazan balığı sığırdan 2-2.5, tavşandan 1.5, domuzdan 1.3 kat, daha fazla yemden yararlanır. Sazan balığı üretimi için 2 kg. ve daha az yem gerekirken 1 kg. tavuk üretimi için 2.5-3 kg. yem gerekir.
Şekil 4. Balık yetiştirme havuzları
BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİMİZ
Balık yetiştiriciliğimizin çok iyi durumda olduğu söylenemez. Ülkemiz üzerinde bulunduğu iklim kuşağı nedeniyle, iç su ve deniz balıklarının yetiştiriciliğine çok uygundur. Yetiştiricilik yapabileceğimiz, buz gibi soğuk sularımız olduğu gibi, sıcak, acı ve tuzlu sularımızda bulunmaktadır. Halen iç sularımızda alabalık, sazan, denizlerimizde çipura, levrek ve Salmon (Somon) balığı yetiştirilmektedir.
Bugün, daha çoğu alabalık olmak üzere 350 civarında balık yetiştiriciliği yapan çiftliklerimiz vardır. Bu çiftliklerimizde yılda yaklaşık 5.500 ton balık üretilmektedir. Bu üretim tüm su ürünleri üretimimizin yaklaşık % 1.5'u kadardır. Dünyada yılda yaklaşık 100 milyon ton olan toplam ürünleri üretiminin yaklaşık % 13'ü yetiştiricilikten elde edilmektedir.
Bugün balık yetiştiriciliğine başlayacak olân üreticilerimiz şüphesiz 20 yıl önce yetiştiriciliğe başlayan meslektaşlarının karşılaştığı problemlerle karşılaşmayacaklardır. Ama gene de her işte olduğu gibi, bazı sorunların olacağını da unutmamalıdırlar. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür.
1. YETİŞTİRME ALANLARI
Balık yetiştirme alanları, kendi arazilerimiz değil de, kamu arazileri veya su alanları ise bu arazilerin, kurulacak işletmeye tahsisi veya işletme haklarının kiralanması sağlanmalıdır.
2. YUMURTA VE YAVRU TEMİNİ
İşletmenin ihtiyacı olan yumurta ve yavrular, kendi üretim tesisinde yetiştirilemiyorsa yavru ve yumurta alımını garanti altına almalı, bunların temin edilebileceği yerler belirlenmelidir.
3. YEM TEMİNİ
Balık yetiştirme tesisinin en önemli girdisi yemdir. Masrafların yaklaşık % 70'i yemden kaynaklanır. Yemin ucuz ve kaliteli olarak nereden temin edileceği daha önceden planlanmalıdır:
4. TECRÜBELİ İNSAN
Balık yetiştiriciliği, hem yeni bir iş alanı olması, hem de çok değişik faktörlerden etkilenmesi, dolayısıyla, bilgili ve tecrübeli insan gücüne ihtiyaç gösterir.
5. HASTALIK
Hastalık, üretim havuzlarına girince balıkları kırıp geçirir. Hastalığın işletmeye girmemesi için tedbir alınırsa balıkların hastalıklara yakalanması da asgariye iner. Üretim havuzlarında hastalık gör üldüğünde, balıklar hemen ilaçlanmalı, aşılanmalı ve gerekli karantina tedbirleri alınmalıdır.
6. PAZARLAMA
Bugün halkımızın büyük bir kesimi balık yeme alışkanlığı edinmiştir. Bu yüzden balık artık kolayca pazarlanabilmektedir. Elde edilen balık, insanların en çok ihtiyacı olduğu mevsimde pazara arz edilerek azami kar sağlanmasıdır.
Günümüzde üreticilerimiz balık yetiştiriciliğine daha çok önem vermektedirler. Yapılan yatırım da, bir-iki yıl içinde ürüne ve paraya dönüşmektedir.
Artık ülkemizde, modern balık yetiştiriciliği yapılmaktadır. Devletimiz de bu yetiştiricilik kolunun gelişmesi için her türlü tedbiri almaktadır. Bu nedenlerle, balık yetiştiriciliğimizin geleceği aydınlıktır. Balık avlayanlara rasgele dendiği gibi bizde yetiştiricilik yapanlara bol ürünler diyoruz.
Şekil 5. Balık yetiştirme tesisi
Şekil 6. Deniz balığı yetiştirme tesislerinden genel görünüm.
Şekil 7. Balık üretim alanı olarak bir dalyandan görünüm.
Şekil 8. Deniz balığı yetiştirme alanı olarak ağ kafeslerden genel görünüm.