YeL VuruşLarı III


Firavunlar secde ediyor bak
Yoksun diye bed kaldı dualar..
...
Durma !

Daya bir gece bile doyamadığım dudaklarını musluklara
Ve iç su pıhtısı paslı kanları..

Ameller uyudu
Ödenmiş tüm bedeller hacizde
Acizde var bu işin içinde tabirine caiz de..

Gülme !
Aksır adımı ispiyonladığın ayrılığın yüzüne
Öksür !
Öksüz şifalara defnettim ben tenimi senin yokluğunda..

Avuçlarındaki sahte gülümseme refakat bırakıldı geri kalan ömrüme
Bak kaçırma gözlerini
Sudaki renk tenini çalmış
Ayaz düşmüş içime çıkıp gittiğin kapının tokmağına aç karnımla dokunurken
Secdede firavunlar !
Seccade gibi dönmediğin yollar
Bakma eğil !
Eğik başım naaşına bile hesap soracak kadar yanmış bir canın bedenini taşır..

Dokun beş vakit sustuğun çığlık bozması Aşk'a
Dallarını budaklarını ayır hayırsız selamlarından
Her düğüm bir ben kör eder
Her kör duruş ağzımdaki lokmayı almak için bir ense vuruşu hak verir sana..

Bak yine
Bak..

Aynalara süs ederken gözlerini erinmeden
Eğil dedim diye değil
Bak
Firavunlar secdede !

Gör !
Bil,duy,hisset..
Bendeki nefret dilde yatalak
Tenimin ******liği bir yalnızlığa bir yokluğuna bir bir karanlığınadır anla..

Ama bak yine
Bak..

Kör cinnet ummalarındayım her gece
Yüzünden men
Nem varsa saçlarına doladın
Nem çoksa yollarına kül edip savurdun bak !
Bak ve Gel
İdamı kesin bir suçun iki bulanık çamuruyuz
Öleceğini bilen basar üzerimize
Gel !

Diz çök önünde yangının
Düz dök gözyaşını oynama dudaklarının abdest bozan ıslak dokunuşlarıyla da
Gel !

Bir el silah sesi sesin
Bir intiharlık har düşürdüğün kimsesizliğim..


Gel !
Koy ver ömründen birkaç dakikayı bir kenara uy bana
Gay banalığıma rakı masallarından kalk gel
Bak !
Olmuş mu sahiden ölmek?

Ödlek iniltiler inceltir sesini cesur gel !
İnim inim titrerken gözyaşları
Gel dibime basarak yaşa
Bastığın gibi ihanetinin kuru çorak kir yuvalı toprağına..

Dön yüzünü gözüme
Gel !
Bak sesini çağırır bendeki zar
Gel onu del !

İnlet kan göllerinin içinde yıkamaya bile kıyamadığım rüzgârlarımı
Bana ya da sol yanıma at adımını
Seç adamının yok oluş maksadını
Seçtir ikimize bizi hangi felç tutmaz eder
Hangi duvar altında göçük kalırız seninle
Gel !

Hüznü cüzam olmuş yüreğimin kan davalı can pazarına gözlerini ban,
Yabancılardan bile utanmayan,o Aşk darlığından nefes alamayan soluğuma tırnaklarını at
Noktalarken ömrü ömründe
Gel !

Çel aklımı
Tel tel ayıklayıp boya gözündeki yaşınla kurban olduğum saçlarının renk bilmez uçlarını..
Kına ellerine yaktığın sebepsiz kınaları
Atlası kaybet
İhanetsizliğime ihanet et yine
Gel !

Erken davran davranmamalarıma
Savur savurganlığınla savrulmuş sav bilmez sol kötürüm yanımı..

Ama gel !
Ama şaşı ama kör baksanda
Gel !

Seni doğuranın hakkı için
Yaradanın sabrı için
Bak !

Bak tövbende de heybetli yalanların var
Zikrine sus dök
Gel mahsus ölümler can yakartırken içime
Kulağım sesinin gölgesini kökünden çıkartırken
Gel !

Senin yüzünden düşen bin parçalar parçaladı benim yüzümü
Bak
Yırtınır öğlesi günün sabahın bıçağından
Öylesi gece
Böylesi kara kadavra
Söylemesi bedavaysa eğer 'sevdim' de
Ve ver Aşkı !

Sıkıştır ellerini ellerime
Batır kirpiklerini yatır yüzümü yere de
Anlat bana secdeden kalkmadan firavunlar
Işık karanlığın varlığını anlamadan,
Duman ateşten uzaklaşmadan
Ateş sudan korkmadan
Gel !

Gel bak alnımın ortasındaki lehçe neyce?
Dilimdeki öfkenin dilini kaç memleket bilir sence?
Sesimin suya sus diye düşmüş halini aldır masallarının düşperest rahminden
Gel !

Gel bak !
Sabahladığın geceliğinin ilmeliğinde sabahlığın kılığı uykularım var..
Dön yüzünü buruşmuş zaman eskisi zindan odalı şehre
Çehrendeki deli gömlek yazgısı adımı başkalarına adım attıkça karala
Yarala yine çürümüş dudaklarımla dokuduğum bardakları
Kır bir bir
Birik parmaklarınla oyduğun göz mazgalımın sancılarına
Gel !

Gel dibimi de kazı benden
Yok etmeye her şeyimi,herşeyinle gayret et,
As sırtıma ölüp duran yılan ısırığı özledim'lerini
Benden ben doğur
Yeni ölümler dene üzerinde biz’in üzerinde susarak..

Ciğerlerime kaç!
Nefes borumu tıkayacak yalanlarını kursağımda sakla yine
Gel !

Kıvransın rüyalar
Duvarları tırmalasın kokundan sinmeyi öğrenmiş fotoğraflar
İlaç raflarını arşa sat
Arafları cehennemin dibindeki tövbe laflarının azabına at
Dön yüzünü düze çıkmaz yüzüme
Ertele bütün dünlerini
Saati kıskandır yine zamanla oyunlar oynaş
Doyurmadığın hamuruna mayalar ara
Takvimlerini çaldığın günahsızların ömründeki törpüleri parçala
Hicri aldat yatalak odalarında sadıklığını
Miladi sadakat besle her sesle uyanan aldatmalarını
Ve gel !

Ayanda alenen üreyen kokulara suçüstü olsun yıkılışım
Ayağında türeyen gez göz gitmelerine yol üstünde rastlasın avunuşlarım..

Bak firavunlar secdede daha !
Dışarımdan vurulmuşluğumun leşi eşmeden çukurunu
Uçkurunu çözmeden ayrılık
Gel !


Gel dön yüzünü vurup gittiğin ölü kapının ardındaki yarı ölüleri dirilmeyecek hüznün koynuna..


‘Git’ diyerek beni yanındaki cennetten kovdun
Havva'nın suçu bir ısırıklık o elmaysa
Ben zaten çoktan beri her elmadaki kurtmuşum !

Emre Gökçe