Hayatı (mecburen de olsa) ciddiye aldığımız kadar kendimizi ciddiye alıyor muyuz?

Hevesli bir şekilde daldan dala atlarken aldıgımız tepkilere göre devam etmiyor muyuz?

Hani profesyönellik? Hani ileri görüşlü yaşam?


Hayatımızdaki tüm alışkanlıklar, yer etmiş her ne varsa bir oturmuşluğun bir kendine inanmışlığın göstergesi değil mi?

Hayatın neresinden bakıyoruz? Uzağından... İçinden belki de kimsenin görmediği bir kıyısından...

Fazla uzak olmadan yaşamın tam kalbine doğru yol alalım. Asıl enerji orada yani senin varlığında.

Kendini uzak tutma...

Kendini önemse...

Unutma!

Sen yaşamın içindesin yaşamın en büyüğü senin içinde...

Onu göstermek için geç kalma...