Üzüntüyü zihinden nasıl atabiliriz?
Öğrencilerimden biri olan Marion J. Douglas başından geçen olayı bize şöyle nakletti.
Bize felaketin başına bir defa değil iki defa nasıl gelmiş olduğuğunu anlattı. İlk defasında çok sevdiği evladını beş yaşındaki kızını kaybetmişti. O ve karısı bu ilk kayba tahammül edemeyeceklerini düşünmüşlerdi fakat onun dediği şekilde: " On ay sonra Allah bizebir küçük kız daha verdi. Ve o da beş günlükken öldü" Bu çifte kayıp hemen hemen tahammül edilmeycek kadar fazlaydı. Bu baba bize: "Buna dayanamadım. Uyuyamıyor bir lokma yiyemiyordum. Sinirlerim son derece bozulmuş ve kendime olan güvenim kaybolmuştu." diye anlattı.
Nihayet doktorlara gitmişti. Biri uyku hapı diğeride bir seyahat tavsiye etmişti. İkisinde de dinlenmişfakat hiçbirinin bir faydası olmamıştı.
Vücudum sanki zımbayla sıkıştırılmış gibi bir his duyuyordum ve zımbanın dişleri beni gitikçe daha daha fazla sıkıştırıyordu. Ama Allah'a şükür geriye bir evladım kalmıştı. Dört yaşında bir oğlum kalmıştı. O benim vaziyetime bir hal çaresi buldu. Bir gün öğleden sonra kendimi üzüntülü hisederek bir kenara oturduğum esnada Oğlum "Babacığım benim için bir kayak yapar mısın ? diye sordu. Hiç de kayık yapacak halde değildim. Ama oğlum inatçı bir küçüktür. Kabul etmeliydim.
O oyuncak kayığı yapmak üç saat kadar vaktimi aldı. Bittiği zaman birden o kayığı yaparak geçirmiş olduğum üç saatin aylardan beri ilk zihni huzur ve sükun saatlerin olduğunu farkettim.