Başarı mı, Mükemmellik mi ?

Başarıya ulaşmak mı istiyorsunuz yoksa yaptığınız her işte yüzde 100 en iyi olmak için mi çabalıyorsunuz? Eğer kusursuz olmanın peşindeyseniz mükemmeliyetçilik kısırdöngüsüne yakalanmışsınız demektir. Hata ile başarısızlığın eşit tutulduğu bu kısırdöngü gerçekçilikten uzaklaşmayı da beraberinde getiriyor...

MÜKEMMELİYETÇİLİK

· Yaptığınız işler asla yeterince iyi değilmiş gibi hisseder misiniz?
· Kusursuz olması için uğraşırken sık sık işlerinizi ertelemek zorunda kalır mısınız?
· Yaptığınız her iş %100 iyi değilse kendinizi oldukça vasat hatta başarısız hisseder misiniz?

Eğer durum böyleyse, sizin başarı için çabaladığınızı söylemek zor; aslında daha çok, mükemmel olmayı deniyorsunuz demektir.

Mükemmeliyetçilik, kendine zarar verici düşünce ve davranışlar yolu ile aşırı derecede ve gerçekçi olamayacak kadar yüksek hedefler edinmektir. Toplum içinde zaman zaman olumlu ve başarı için gerekli bir tutum gibi görülse de bu tamamen hatalı bir yaklaşımdır. Mükemmeliyetçiliğin, gerçekte, başarıyı engelleyen bir tutum olduğu araştırmalar ile kanıtlanmıştır. Mükemmeliyetçilik, kendinize olan saygınızı ve memnuniyetinizi olumsuz etkilediği için, daha gerçekçi hedefleri olan insanların yakaladığı başarıyı elde etmeyi engelleyebilir veya geciktirebilir.

Neden Mükemmeliyetçi Olunur?

Mükemmeliyetçilik genellikle, çocukluk döneminde "ancak bir şeyler başardığım zaman değer görür ve sevilirim" şablonunun öğrenilmesi ile hayata geçer ve zamanla genel bir tutum haline gelir. Bu düşüncenin bir sonucu olarak kişi, kendisine de başkalarının onu onayladığı ölçüde değer vermeyi öğrenir. Bu durumda özgüven tamamen başkalarının değerlendirmesi üzerine kurulur. Bütün bu çarpık düşünce ve oluşan tutum, kişiyi, başkalarının eleştiri ve düşüncelerine karşı son derece hassas ve kırılgan kılar. Sonuçta kişi, acı verici eleştirilerden kaçınmanın tek yolu olarak mükemmelliği görür ve umutsuzca mükemmel olma çabası içine girer.

Mükemmeliyetçilik ile ilgili yaygın olarak görülen duygu, düşünce ve inanışlar:
· Başarısızlık korkusu: Mükemmeliyetçi kişiler başarısızlığı kişisel değersizlik ile eş görürüler.
· Hata yapma korkusu: Mükemmeliyetçi kişiler, hata ile başarısızlığı eş tutarlar. Hayatlarını hatadan uzak tutmak için çok fazla uğraştıkları için öğrenme ve gelişme fırsatlarını kaçırırılar.
· Onaylanmama korkusu: Başka insanlar hatalarını görürlerse, artık kabul edilmeyeceklerini düşünürler. Mükemmel olmayı, eleştiri, onaylanmamak ve kabul edilmemekten kaçmanın bir yolu olarak görürler.
· Ya hep ya hiç tarzı düşünme: Mükemmeliyetçi kişilerin düşüncesine göre iki alternatif vardır: mükemmel olmak ve tümden değersiz olmak. Durumu geniş perspektiften görmedikleri için 100 üzerinden 100 olmayan her şeyin sıfır olduğuna inanırlar.
· -Meli, -Malı tarzı düşünme: Mükemmeliyetçi kişiler, sonsuz bir zorunluluklar listesi içinde yaşar. Kendileri, çevrelerindeki insanlar , hatta dünya ile ilgili "olmalı" - "olmamalı" ; "yapılmalı"- "yapılmamalı" gibi katı kuralları vardır. Dünyanın bu doğrulara göre dönmesi gerektiğine, aksi halde her şeyin kötü gideceğine inanırlar. Bu kurallar etrafında kendi istek ve ihtiyaçlarına gereken önemi göstermezler.
· Başkalarının kolayca başarı elde ettiği fikri: Genellikle diğer insanların çok daha az çaba harcayarak ve zaman zaman hatalar yaptıkları halde başarılı olduklarını düşünürler. Buna rağmen kendi çabalarını hiçbir zaman yeterli görmez, kendilerini yıpratıncaya dek çalışırlar.

Mükemmeliyetçilik Kısırdöngüsü

Mükemmeliyetçi tutum, doğasından kaynaklanan kısırdöngü sebebiyle kişiye acı verir. Bu döngü nasıl gerçekleşir? Öncelikle ulaşılması neredeyse imkansız hedefler koyulur. Bundan sonra, hedefler -en azından başlangıç için- imkansız olduğundan, başarısızlık kaçınılmaz olur. Üçüncü aşamada mükemmelliğe ulaşma baskısı ve hissedilen kronik başarısızlık duygusu kişinin verimini ve performansını düşürür. Dördüncü aşamada bu döngü kişinin başarısızlık sebebiyle kendini eleştirmesine ve suçlamasına yol açar. Böylece, başka insanların eleştirilerine gerek bile kalmadan özgüvene büyük bir darbe vurulmuş olur. Varılan noktada yaşanan değersizlik duygusu oldukça şiddetli olduğu için kişi her şeye baştan başlamaya karar verir .Ve döngünün ilk aşamasına geri döner.
Bu kısırdöngü, mükemmeliyetçi bireylerin kişilerarası ilişkilerindeki davranışlarına da yansır. Mükemmeliyetçi kişiler, çevresindekiler tarafından onaylanmama, kabul görmeme beklentisi ve korkusu taşır. Bu korku sebebiyle küçük eleştiri ve şakalara bile oldukça alıngan yaklaşır. Bu konudaki hassaslığı sebebiyle çevresindeki kişileri kendisinden uzaklaştırması da söz konusu olur. Bunun yanı sıra, bilinçsiz şekilde, kendine ait yüksek standart ve kuralları çevresindekilerde görmeyi bekleyebilir ve aksi durumda son derece eleştirel davranabilir. Bu şekilde kendisindeki hataları ve eksiklikleri çevresindekilerin dikkatinden uzak tuttuğuna inanır. Kişilerarası ilişkilerde de ortaya çıkan bu kısırdöngü sebebiyle mükemmeliyetçi kişilerin sosyal ilişkileri de tatmin edici değildir.

Sağlıklı Hedef Belirleme ve Başarı Yönelimi

Hedef belirleme ve başarıya ulaşmak için çaba gösterme yalnız mükemmeliyetçi kişilerin tekelinde değildir. Mükemmeliyetçiliğin kendine zarar verici ve yüklü tarzından oldukça farklı olarak sağlıklı yöntemde, hedefler başkalarının beklentilerine göre değil, kişinin kendi istek ve arzularına göre belirlenir. Başarılmış olan bir hedefin sadece bir adım ötesi yeni hedeftir. Diğer bir deyişle, hedefler gerçekçidir, ulaşılabilirdir ve kişinin kendi fikridir. Sağlıklı yöntemde kişi, sonuca odaklanarak endişelenmek yerine, bir hedefi başarma sürecinden keyif alır. Başaramama durumunda hissettiği olumsuz duyguları sadece içinde bulunduğu durumla sınırlı tutar, tüm benlik değerini bir başarısızlık üzerinden değerlendirmez.

Mükemmeliyetçiliğe Karşı Ne Yapmalı?

İlk yapılması gereken, mükemmeliyetçi tutumu, yukarıda bahsettiğimiz sağlıklı tutumla değiştirmektir. Mükemmellik sadece ulaşılamaz bir illüzyondur.
İkinci adım, kendini değersizleştirici düşünce ve davranışları fark ederek bunlarla savaşmaktır ki mükemmeliyetçiliği besleyen zaten bu düşüncelerdir.

Yardımcı stratejileri kullanarak değersizleştirici düşünceler ve mükemmeliyetçilik kısırdöngüsünden kurtulun:
· Kendi istek ve ilgilerinize yönelik, gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirleyin. Bu şekilde hedeflerinizi gerçekleştirdikçe çok daha güçlü bir özgüven geliştirebilirsiniz.
· Tek bir genel ve karmaşık hedef yerine net ve ardışık hedefler belirleyin. Böylece kafanızı karıştırıp sizi umutsuzluğa itecek büyük bir amaç değil, amaca giden tek tek basamaklar olacaktır.

ÖRNEK

Mükemmeliyetçi Yöntem
AMAÇ : Bölüm birinciliği

STRATEJİ/SÜREÇ:
-Tüm sınavlara uyumadan, dinlenmeden, kendini kapatarak çalışma.
-Yorgunluk ve uykusuzluk sebebiyle zihnin net olmaması.
-"Beceriksiz veya Aptal" gibi algılanacağı düşüncesi ile anlaşılmayan konuları arkadaşlar ve öğretmenlere sormama, kendi kendine anlamaya çalışma
-Yorgunluk ve kafa karışıklığı ile bazı sınavlarda cevabı bilinen soruların bile yanlış cevaplanması
-Diğer sınavlara büyük bir kaygı ile girme
SONUÇ: Vizelerin bir ya da birkaçından alınan vasat not Başarısızlık, değersizlik duyguları, kaygı, performansın düşmesi. "Hedef tümden başarısızlıkla sonuçlandı" düşüncesi

Sağlıklı Yöntem

AMAÇ: Vizelerden olabildiğince yüksek notlar. (Sonraki hedefler: Proje/ Ödevlerden olabildiğince yüksek notlar+ Derse hazırlıklı gelme, derse katılım+ Finallerden olabildiğince yüksek notlar+ Sosyal faaliyetlere katılım)

STRATEJİ/ SÜREÇ:
-En yoğun çabayı kredisi en yüksek olan ve anlamakta en zorlanılan derslere vermek.
-Konuyu anlayan arkadaşlara, eksik kalan konular için öğretmenlere başvuru.
-Uygun çalışma ortamı için program yapma (yapılmış planları uygun zamanlara erteleme, misafirler için evdekileri uyarma vb., kütüphanenin açık olduğu saatlere göre çalışma saatleri planlama vb.)
-Zihnin bulanıklaşmasını önlemek için aralıklarla çalışma, sosyal etkinliklere zaman ayırma ve uyku süresinden kısıtlamama.
SONUÇ: Muhtemel Başarı. Aslında sonuç her ne olursa olsun, başlangıç adımı için elinden gelenin en iyisi düşüncesi. Yeni basamağa hazırlık.

· Hedef için çabalarken sadece sonuca değil, sürece odaklanın. Başarınızı sadece başlangıçta planladıklarınızın ne kadarına ulaştığınıza göre hesaplamayın. Süreçten hesapta olmayan neler kazandığınız ve ne kadar keyif aldığınız da başarının önemli parçalarıdır.

· Yüksek düzeyde endişe ve mutsuzluk hissediyorsanız, bunu bir sinyal olarak kabul edin ve kendinize şunları sorun: "Bu yaptığım işi yapmayı gerçekten istiyor muyum, yoksa kendimi zorluyor muyum?" ve " Yine kendime ulaşılamaz hedefler mi belirledim?"

· Mükemmeliyetçiliğin arkasındaki korkularınızla yüzleşin: "Neden korkuyorum? En kötü ne olabilir?"

· Gelişmenin ve bazı önemli şeyleri öğrenmenin tek yolunun denemek ve hata yapmaktan geçtiğini unutmayın. Hata yaptığınızda kendinize şunu sorun: "Bu deneyimden ne öğrendim?" İnanması güç geliyorsa, elinize bir kağıt ve kalem alıp en son yaptığınız hatadan neler öğrendiğinizin listesini yapın. Her hata öğreticidir.
· Ya hep-ya hiç tarzı düşünce yalnızca hedeflerinize ulaşma gücünüzü değil, yaşamın genelini olumsuz etkiler. Sizin için en yüksek düzeyde önem taşıyan ve daha az önem taşıyan işlerinizi birbirinden ayırın. Daha az önemli işlerinize daha az enerji harcayın. Yaşam enerjiniz, her önem düzeyindeki her işe en yüksek çabayı göstermenizi kaldıramaz.

Elbette ki alışılmış düşünce biçimi bir anda oradan kalkamaz. Fakat bu önerileri izlediğinizde, zaman içinde, size olmazsa olmaz görünen mükemmeliyetçiğin hayatınızı hiç de olumlu etkilemediğini anlayabilirsiniz. Mükemmeliyetçi düşünce tarzı, tek yol değil. Çok daha fazla yarar sağlayabileceğiniz alternatif yollar olduğunu hatırlayın. Mükemmeliyetçiliği bir kenara bırakarak hem daha yüksek performans göstermeniz hem de kendinizi daha iyi hissetmeniz mümkün olacaktır.