Akşam namazından sonra kılacağımız en az iki rekâtlık bir namazla 12 senelik nafile ibadet sevabı kazanabiliriz. Öğle olmadan eda edilecek bir namazla da, kabul olunmuş bir hac ve umre sevabı yakalayabiliriz.
Duha (Kuşluk) namazı: Sabahleyin mekruh olan vaktin çıkmasıyla başlar. Peygamberimiz, “Bir kimse kuşluk namazının iki rekatına devam etse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affolunur.” müjdesini veriyor.
İşrak namazı: Güneş bir iki mızrak boyu yükseldikten yani doğduktan yaklaşık 45-50 dakika sonra kılınır. (Bazı kaynaklarda Duha ve İşrak namazının aynı olduğu belirtiliyor.)
Evvabin namazı: Akşam namazından hemen sonra kılınmalıdır. “Kim akşam namazından sonra aralarında kötü bir şey konuşmaksızın altı rekat namaz kılarsa, (kıldığı bu altı rekatlık namaz) onun için on iki senelik ibadete denk kılınır.”
Teheccüt namazı: Yatsı namazından sonra uyumadan veya bir miktar uyuduktan sonra, kılınacak nafile namaza ‘gece namazı’ denir. Bir miktar uyuduktan sonra kalkılıp kılınan namaza ise ‘Teheccüd’ adı verilir.
Mübarek gecelerde namaz kılmak: Regaib, Mi’rac, Berat ve Kadir geceleriyle ilgili özel nâfile namaz yoktur. Fakat bu geceleri vesile ederek nâfile namaz kılmak, Kur’ân-ı Kerîm okumak, üzerinde düşünmek ve tefekkür etmek güzel davranışlardır.
Namaz tesbihatı: Namazdan sonra okunan tesbihler Peygamber Efendimiz’in (sas) sünnetidir ve insana manen büyük bir feyz kazandırır.
Vacip namazlar: Efendimiz buyuruyor: “Gecenin sonuna doğru namaza kalkamayacağından endişe eden kimse, vitir namazını gecenin baş tarafında kılsın. Gecenin sonunda kalkacağına güvenen kimse de vitir namazını gecenin sonunda kılsın. Çünkü gecenin sonunda kılınan namazda melekler de bulunduğundan vitri bu saatte kılmak daha sevaptır.”
Bayram namazları: Bir hadiste şöyle rivayet ediliyor: “Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi (tellal) şöyle seslenir: ‘Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir.’”
Nezir namazı: Kişinin bir vesileyle “Şu kadar namaz kılmayı adıyorum.” diyerek iradî olarak kendi üzerine almış olduğu namazdır.
Resûlullah, “Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler: ‘Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbiniz’in rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbiniz’e itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.” buyuruyor.
Nafile namazlar
Tahiyyetü’l-mescid: Mescidin selâmlanması, saygı gösterilmesi demek ise de esasında mescidlerin sahibi olan Allah’a saygı ve tâzim anlamını içerir.
Küsûf ve Hüsûf: Allah’ın büyüklüğünü ve kâinatta kurduğu mükemmel sistemi hatırlamak için ay (hüsûf) ve güneş tutulması (küsûf) sırasında kılınan iki rekat namaz.
Hacet namazı:Bir ihtiyacının yerine gelmesini isteyen kişinin kılıp ardından dua ettiği bir namaz.
İstihare namazı: Nasıl hareket edileceği bilinemeyen mübah işlerde manevî bir işarete nail olmak için kılınır.
Yolculuk namazı: Kişinin yolculuğa çıkarken Allah’ın işlerini kolaylaştırması için, eve geldikten sonra ise sağ salim döndüğü için eda ettiği namaz.
Tesbih namazı: Peygamberimiz, insanın ömründe bir kez olsa bu namazı kılmasını tavsiye eder. Bu ibadet sayesinde on türlü günahın bağışlanacağını müjdeler.
Abdest ve gusül namazı: Peygamberimiz, “Her kim şu benim aldığım gibi abdest alır ve aklından bir şey geçirmeyerek iki rekat namaz kılarsa geçmiş günahları affolunur.” diyor.
Tövbe namazı: Resûlullah, “Bir kul günah işler de sonra kalkıp güzelce abdest alıp temizlenir ve iki rekat namaz kılarak Allah’tan bağışlanmak dilerse Allah onu mutlaka affeder.” buyuruyor.
İstiska namazı: Cenâb-ı Allah’tan bolluk ve berekete vesile olacak yağmur göndermesini istemek için kılınır. Namazın cemaatle kılınması menduptur.
Şükür namazı: Allâh Teâlâ’nın ihsân ettiği nimetlere şükretmek insanların eda etmesi gereken bir borçtur. Şükür, nimeti artırdığı gibi, şükürsüzlük de onun zevâline ve hatta sâhibinin şiddetli bir azâba mâruz kalmasına sebep olur.
Hz. Peygamber, “Kıyamet günü, Müslüman kulun ilk hesaba çekileceği şey, farz namazdır. Eğer bunu tam kılmışsa, mesele yok. Aksi takdirde meleklere, ‘Bakınız onun nafile namazları var mı?’ denilir. Eğer nafilesi varsa, farz namazları nafilelerinden ikmal edilir. Sonra diğer farz ameller için de bunun gibi yapılır.” buyuruyor.
Revatip sünnetler: Farz namazlarla birlikte kılınan namazlardır. Resûlullah, sabah, öğle, akşam ve Cuma namazının sünnetleri ve yatsının son sünneti ile Teravih namazını daima kılmıştır. İkindi ve Yatsı namazının ilk sünnetini ise bazen kılmış, bazen de terk etmiştir.
Sünen-i regaib: Peygamberimiz’in (sas) uygulamalarına dayanılarak belirli zamanlarda, bazı vesilelerle ya da kişinin kendi isteğiyle herhangi bir zamanda Allah’a yakınlaşmak ve sevap kazanmak amacıyla kıldığı namazlardır. Duha, İşrak, Evvabin ve Teheccüt namazları da Sünen-i Regaib’dir. Bu namazlar 2 ila 8 rekat kılınabilir.
Cenaze namazı: Cenaze namazı ‘farz-ı kifaye’dir. Farz-ı kifaye, Müslümanlardan lüzumu kadar kimse tarafından yapılınca, diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu farzlardır.
Cemaatle namaz: İki Cihan Serveri (sallallahu aleyhi ve sellem), “Kişinin cemâatle kıldığı namaz, kendi başına kıldığı namazdan yirmiyedi derece üstündür.” diyor. Cemaatin teşekkül etmesi için en az iki kişi gerekiyor. Yani imamla birlikte bir kişinin daha olması yeterli.