ARGUŞTAK:
Asya Türk oyunlarının eskilerinden olup, adı ileri zamanda Farsça ferhenklere de girmiştir. Arkuşta gibi söylenişlerle doğumuzda hâlâ çeşitleri vardır. "Arguştak" iml'sı en eski söylenişe göredir. Kelime Türkçe ve "Argış" kısmı büyü demekti. Eki ile birlikte; ortak, koytak, kırıştak, kırıtak, kıstak, otak (otağ) tipli en eski Türkçe sözlerdendir.

Arka Oyunu

ARKA OYUNU:
Samsun merkez ilçesinin Asarağa köyünde düğünlerde yürütülen kibar halli bir oyundur. Erkeklere mahsustur. 4-10 kişi tarafından davul zurna önünde topluca yapılır.


Arkuşta

ARKUŞTA:
Bitlis merkez ilçesinde geçen nesillerden kalmalığı pek yaşlılarca bilinen ve şimdiki mahalli nesle anlatılmış bulunan kadim oyunlardandır. Türkçe sözleri şudur:

Bitlis'in dağlarında
Bülbülüm bağlarında
Bitlis'in içi dere
Derenin içi kale ray ray ram (Arkuşta)
Kaleden gördüm y'ri
Oturmuş ağlar yavrı
Ağlama nazlı yârim
Sızlama nazlı yârim
Zeybek avradın olmuş
Topraklar başak olmuş
Bir Bitlis metninde "zeybek" sıfatının geçmiş olması dikkati çekse yeridir.

Arpazlı

ARPAZLI:
Arpazlı oyunu yerlisince çok eski olarak bilinir. İlk arpa mahsulünü iyi ve bol yetiştiren kimse köy halkına bir kır yemeği tertipler ve harman karşısında bu oyunu oynarmış. Tek ve çift yapıldığı gibi toplu da oynanılabilir. Diğer oyunlara nispetle hareketleri çevikçedir. Yedi figürü, sekme ve eşmeleri, ayak çaprazları vardır. Diz çökme ve vurmalarıyla şehir cemiyetlerinde rağbet kazanabilir mahiyettedir.
1. Yürüyüş: Oyuna kalkılınca sol ayak önde, sağ ayak arkada (bir karış aralıkla) durulur. Buna esas duruş derler. Üç yapılır; yani yerinde olmak üzere sol, sağ ve sol ayak kaldırılır ve indirilirler (Harmandalı'nda olduğu gibi). Yürüyüş; kollar aşağıdadır. Sağ ayak bir adım ileri (bir), sol bir adım ileri (iki), sağ bir adım ileri (üç), atılır. Sol ayak sağ ayağın sağ ayağın yanına getirilip bir defa yere vurulur (dört) ve bir karış kadar sola açılarak yere basılır (beş). Bu hareket üç defa tekrarlanır.
2. Sağ - sol eşmeler: Üç yapılır. Sağ ayak dizden bükük yukarı kalkar, havada ilerden geriye dört defa sallanır (buna eşme derler). Beşinci sayıda sağ ayak bir karış ileri yere konur, sol diz üstüne çökülür. Sol ayak geri alınarak sağ ayağın yanına getirilirken kalkılır. Üç yapılır. Bu sefer sol ayak dizden bükük yukarı kalkar havada ilerden geriye dört defa eşilir. Beşincide sol ayak sola doğru dönerken yarım dönüş kadar sola atılıp basılır. Sonra sağ ayak üstünde kalınır. Bu vaziyette bir devir yapılmış olur.
3. İleri - geri çapraz: Üç yapılır. Sağ ayak sol ayağın arkasına (bir), sol ayak sağ ayağın arkasına (iki), sağ ayak sol ayağın arkasına (üç), sol ayağın arkasına (dört), sol ayak yerinde vurup sola bir karış açılarak yere basılır (beş). Buna "arkaya çapraz" derler.
Bir de "ileri çapraz" yapılır. Önce üç yapılır. Sağ ayak yarım adım ileri (bir), sol ayak sağın arkasından çaprazlamaya gelip yere basar (iki), sağ ayak yarım adım ileri (üç), sol ayak sağın arkasına çapraz gelir (dört), sağ ayak ileri solun yanına gelir ve basar (beş). Üç yapılır. İkinci figürdeki eşmeler tekrarlanır.
4. Eşmeler: Üç yapılır. Sağ ayak ile sol diz üstüne çelme yapılır (bir), sağ ayak bir adım ileri basar (iki), sol ayak sağ diz üstüne çelme yapar (üç), sol ayak ileri basar (dört), sağ ayak bir adım ileri atılırken çökülüp sol diz yere konur (beş) ve ayağa kalkılır. İsteniyorsa aynı hareket tekrarlanabilir.
5. Çökme el vurma: Üç yapılır. Sol ayakta bir defa sekilirken sağ ayak ileri atılır ve hafifçe çökülürken eller bir defa birbirine vurulur (bir), sağ ayak ileri basılıp sol diz üzerine çökülür (iki), diz yere vurulurken eller de vuruşur (üç), ikinci defa diz vuruluşta eller tekrar çarpışır (dört), beşte ayağa kalkılır, kollar havadadır. Sol ayak ilerde, sağ ayak -bir karış açıklıkta- geride durur. İstenilirse tekrarlanır.
6. Gerileme: Üç sayı ile dönme yapılır. Sağ ayak soldan arkaya doğru açılıp basılır. Sol ayak da atılır. Sağ ayak öne atılır, sağ ayak üstünde durulur, sonra geri gitme yapılır. Bunun için de sağ ayak bir adım geri (bir), sol ayak geri bir adım (iki), sağ ayak geri (üç), sağ ayak üstünde yarım sol olurken, sol ayak bir karış sola yer basar (dört), ve sola bir karış açıklıkta yere basar (beş). Sağ kol havada, sol kol aşağı doğru olduğu halde (yani selam vaziyetinde) oyun son bulur.

Artırma Horonu

ARTIRMA HORONU:
Trabzon'un Sürmene ilçesinde Horon, Sıksera, Artırma Horonu, Sallama Horonu vardır. Kemençe veya davul zurna ile 3-50 kişi oynarlar. Oyuncu sayısı çoksa halka kapanır. Kadınlar ayrı oynarlar. Bu bölgede karma horon yapılmaz. Yarma - Asan köyünde de karma oyun ancak hususi yerlerde yürütülebilir. Umumi yerlerde ve kalabalıkta yalnız erkekler halka kurar. Kemençe veya tulum ile 5-50 ve daha fazlası halkada yer alabilirler. Düğün, bayram, bağ bozumu ve en çok yayla ve derneklerde yapılması görenektendir. Bu oyunlar kısmen sportif de sayılıyor; bütün o Karadeniz Bölgesinde keyfiyet bu merkezdedir. Oyunun saatlerce sürdürülmesi biraz da tahammül yarışı teşkil eder.

Artvin Timurağası

ARTVİN TİMURAĞASI:
Bu Artvin oyununda iki veya fazla sayıda oyuncu düz sıra halinde dizilip elele verir ve oyuna hazır dururlar. Münhani (eğri, yay şeklinde) istikameti yoktur. Düz sıra halinde bir mekik işleyişiyle sağa gidip gelmelerle yürütülür. Parçasının (müziğinin) her iki ölçüsünde bir figür yapılır yani her iki ölçüye bir figür üleşerek oyun akıp gider. Her "iki ölçü" figürün tamamlanmasına kadar tekrarlanır.
Her figür parçanın iki ölçülük kısmında icra olunur. İlk figürlerde parça moderato'dan başlayıp gittikçe hızlanır, allegro'ya geçer. Son figürlere doğru vivaçe derecesine kadar kıvraklık edinir. (Dikkat: Artvin Timurağası, Erzurum'dan oraya alınmış olmakla beraber, figürlerine bazı katımlar (katmalar) yapıldığı açıktır.)
Arzu ile Kamber

ARZU İLE KAMBER:
1. Ankara'nın bazı köylerinde oynanır. Figürleri irticalidir.
2. Rumeli Türklerinin de bu isimde bir oyunu vardır.
Arzumani

ARZUMANİ:
Kars'ın tanınmış oyun havalarındandır.

Asgerani

ASGERANİ:
Kars'ın tanınmış oyun havalarındandır.
Ası Zeybek

ASI ZEYBEK:
Bazı Isparta köylerinde vardır.

Aşiney

AŞİNEY:
Galata isimli oyun havası gibi Aşiney Oyunu da Antep'in eğlence günlerini şimdilere kadar fazlasıyla ilgilendirmiştir. Havası muayyen (belirli) fakat figürleri sabit değildir. Bu tip türkülü ve tekli kadın oyunlarında umumiyetle kullanılan o bölge oyun motifleri seyrin münasip (uygun) yerlerine yakıştırıla yakıştırıla yürütülür. Oyunun adında bir "Ayşe" anılmaktadır. Kadınlarca kendi meclislerinde oynanır. Adı, Ayşe'den kinaye olup "aşina"kelimesiyle ilişiği yoktur.

Aşırma

AŞIRMA:
Bingöl'ün Kiğı ilçesinden Çerme Köyü dolayına kadar yaygın olan daha kuzeydoğu Anadolu oyunlarındandır.
Siirt'te Şirvan ilçesinin Küfre köyü oyun çeşitlerince zengin olup Aşırma başta gelir. Aşırma, Harkuşta, Hora, Tepme, Garzani, Daldala, Kılınçkalkan, Lorke. Davul zurna ile açık havada veya darbuka, def, kemençe ile odalarda yürütülürler. Erkeklerin yalnız oynaması bu dolayda adet değil gibidir. Bilhassa köylerde 15-20 kadın erkek birlikte dizilip oyun yürütürler.
Aşırma Barı

AŞIRMA BARI:
Erzurum barlarındanır. "Aşırma Oyunu" ile aynı şeydir. Fakat, figürlerinin epey değişikliğe uğraması yüzünden yer yer farklılaşmış görünen şekillerdir. Başlanırken eller taraklanıp omuz hizasından yukarı kaldırılmışlardır. Önemli hareket kısımları bacak ve ayaklardadır. Önce ayaklar pek ağır hareket ettirilir. Umumiyetle sol ayaktan başlanıp sol ayakta bitirilir. Oyunun oturması ve yürünmesi vardır. Ancak, bunda, oturulmazdan önce sağ ve sola üç kere fasılasız üçer adımlık bir koşu yapılır. Oturum hareketleri de önce oturup kalkma suretiyle oyunun sonuna doğru da yalnız oturulmuş olarak yapılır.

Aşma

AŞMA:
Tokat'ın Reşadiye ilçesinin meselâ Süleymaniye köyü oyunlar bakımından dikkati çekecek derecede zengin görünüyor. Oyun adlarını ve her birinde yer alabilenlerin sayısı: Aşma (4 kişi), Ağırlama (toplu), Ana Kuru (toplu), Çeçer (2 kişi), Çiçekdağı (toplu), Hoşbilezik (toplu), Köçek Oyunu (8 kişi), Necip Halay (toplu), Uçkur Havası (2 kişi), Yanlama (toplu), Deniz Ortasında (toplu).

Aşşaktan Gelirem

AŞŞAKTAN GELİREM:
Erzurum kadın oyunlarındandır.
Ata Barı

ATA BARI:
İklim ve toprağın ahlak ve mizaç üzerindeki etkilerini görebilmek için bilhassa Çoruh oyunlarını insan ve dekorlarının yağız yalçınlığı ortasında akıyorken seyretmeye koşmalıdır. Mevsimlere uygun çeşitleri bile vardır. Menşei (kaynağı) aşk ve kahramanlık olan oyunlardır. Çoruhluların en meşhur oyunu Ata Barıdır. Adı yeni fakat kendisi eski olan asıl Artvin Barı işte budur. Atatürk bu barı 1936 yılı Balkan Festivali'nde İstanbul'da Çoruh takımıyla daha iyi oynadığı için Artvin Barı'nın adı 3 Eylül 1936'dan itibaren Ata Barı olarak değiştirilmiştir. Dinî ve millî bayramlarda ilk t'zim (saygı, ağırlama) oyunu o günden beri artık Ata Barı kaldı. Mahallin her eğlenti vesilesi Ata Barı'yla açılmaktadır. Adı, Atabarı şeklinde bitişik de yazılmaktadır. Bu Artvin oyunu üçten fazla kişiyle halka halinde yürütülür. Her figür, parçanın (müziğin) tek ölçüsüne uyarlanarak oynanır.
Aten

ATEN:
Davul zurnalı sıra oyunları gibi rakslara Afganistan'da verilen toplu addır.

Atlama Horanı

ATLAMA HORANI:
Trabzon'un Maçka ilçesinden hususiyle Galyan - Mesahor köyünde Atlama ve Titreme Horonları fazlasıyla oynanır. Davul zurna veya sırf (yalnız) kemençeyle oynarlar. Halkaya 5-50 kişi imkan varsa katılabilir. Bu atlama karma halde oynanırsa da, titreme mutlaka sırf erkeklerin oyunudur. Aileler arasında tanışıklığı mucip (sebep olan) ve hele kızlarla erkeklerin anlaşıp evlenmelerine vesile hazırlayabilici oyunlardan ikisi bunlardır. Zanay, Larkan gibi köylerde de yürütülürler. Keza, Of ilçesinde oynanırlar. O bölgede davula çoğu zaman "tavul" deniliyor.

Avşar Beyleri

AVŞAR BEYLERİ:
Denizli oyunlarındandır.

Ayak Oyunu

AYAK OYUNU:
Anadolu'da nâdiren de olsa umumiyetle raksa yer yer "Ayak Oyunu" denildiği görülür. Altaylarda da raksa yer yer ayak oyunu denildiği tespit edilmiştir. Uygurlarda Ayak oyunu raksın anlamdaşıdır.

Aydın Zeybeği

AYDIN ZEYBEĞİ:
Ağır Zeybek oyununun öbür adıdır. Aslında Ege bölgemizin temkinli ve ağırbaşlı oyunudur. Bununla beraber Aydın Zeybeği başka taraflarda da epeyce gün görmüş olup ikinci adı Ağır Zeybek'tir.
Evliya Çelebi Güzelhisar (Aydın) yiğitlerinin giyimini şöyle tasvir etmişti: "Taze civan yiğitleri ser'p' Cezayirli esvabı giyüp başlarında kırmızı fes ve bellerinde pala bıçak ve ellerinde balta ve nacaklı şehbaz yiğitleri vardır. Ser'p' boyanmış mavi zemin dizlik giyerler. Evliya Çelebi'nin zeybeklik görenek ve oyunlarından hiç söz açmayışı buna fırsat düşmemesiyle izah olunabilir. Ancak, zeybekliğin kızanlarından epey söz düşürebilmiştir.
Bir Aydın "Efe Türküsü" ile Aydın havasından birincisinin sözleri şunlardır:
Uzun olur (aman) efelerin pıçağı
Beş yüz dirhem Şam Trablus kuşağı
Serbest olur (aman) Anadolu uşağı
Aşırdılar karlı (da) dağdan Keşiş'ten
Bilmiş ol ki geçmiş olur iş işten
Silâhı da elinde, kaması da belinde
Yavrum İzmir yolunda ben bir güzele vuruldum
Beyitlerin eksik ve fazlaları derleme 'nının veya verenin suçudur. İkincisi şudur:
Çıksam dağların başına
Başımı koysam taşına
Bu ne yaman sevda imiş
Gelmesin düşman başına
Aynayı almış dizine
K'külün dökmüş yüzüne
Sürmeler çekmiş gözüne
Yaktı beni ah o güzel
Bu kadın oyununda söylenir.

Ay Dolanaydı

AY DOLANAYDI:
Erzurum'un Çat ilçesinin Yanî köyünde tutunmuş yarı irticalli oyunlardandır. Adını türküsünden almıştır. Köylü barlarındandır. Oraya yakın beş on köyde daha oynanır. 9-10 oyuncu çalınan tef refakatinde bir ağızdan kendi türküsünü çağırarak şenlikli günlerde oynarlar.

Ayı Oynatma

AYI OYNATMA:

Ayı veya maymunu bir çeşit cebrî oynamaya alıştırmak ve çalgıyla oynatarak para kzanmak erkek Çingelerin marifetlerinden biridir. Bu işin kıdemi ve yaygınlığı bilhassa Çingene göçlerinin tarihindeki menşelerinde aranmalıdır.
Çingene çergelileri ayıyı bir gelir ortağı gibi sever, bakar ve kullanırlar. XVII. yüzyılın bizdeki durumunu Evliya Çelebi şöyle anlatmıştır: "Esn'f-ı Ayıcıy'n: Bunlar pîrsiz kıptilerdir, cümlesi Sultan Balatşah mahallesinde sakindirler. Avcıbaşılara mensup olduklarından alaya gelirler. Yetmiş kadar olup Kar Yağdı, Avare Durucan, Bin Bereket, Bazu Oğlu, Hayvan Oğlu, Sürü Oğlu n'm Çingeneler ayılırını çekerek ellerinde sopa ve daire ile ayılarına;
Kalk da gidi ya vasıl
Al bahşış it fasıl
Seni dağdan tuttular
Ayı deye oynattılar
Bahçede dolap düz
Sen de dön de görsünler
Gibi mühmel (anlamsız) lafızlar (sözler) söyleyerek Alay Köşkü dibinden ubur ederler (geçerler)...

Aykırı Oyunu