Majiyi içeren inisiyatik ezoterik öğretilerin ortak bir öğesi bir şekilde öte alem kapısını aralamaktır. En eski majisyenler olan şamanlar da bir ayağı sanki sürekli öte alemde. Özellikle Mısır kökenli, eski misterlerde inisiyenin yaşamdayken bir süre ölümü yaşaması ön görülmekteydi. Bu onda büyük bir dönüşüm yaratacaktı. Günümüzde Tibet misterlerinde de aynı şey geçerli, ancak doğu kökenli ama batılılara yönelik tasarlanmış bazı popüler sistemlere bakıldığı zaman bu unsurun noksanlığı dikkat çekmektedir. Golden Dawn gibi Batı Tradisyonunu takip eden inisiyatik örgütlerde astral ve daha yüksek alemlere hayattayken erişmek, nüfuz etmek en temel amaçlardan biri. Öte alemlerle erişim yöntemleri arasında vizyon görücülüğü (scrying in the spirit vision), yükselmek (rising on the planes), ve astral seyahat gelmektedir.
Majisyenlerin hedef aldığı en önemli majikal yeteneklerden biri de astral seyahat, astral projeksiyon veya şuur projeksiyonu denilen edimdir. Şuur projeksiyonu deneyimi oldukça yaygındır, bir çok kişinin başına gelmiştir, ancak çoğu zaman olayın bilincinde olmadıkları için tam kavrayamamışlardır. Şuur projeksiyonda kişiler kendi bedenleri dışına çıkabilmekte, bedenlerini dışarıdan görebilmekte ve düşündükleri yerlere anında gidebilmektedirler. Ruh varlığı olduğuna dair bu denli çarpıcı bir deneyim düşünülemez. Oldukça ayrıntılı ve şaşırtıcı bilgilerle dolu şuur projeksiyon deneyimleri ünlü insanlar tarafında yaşamıştır. Ölümden dönen veya ölüm döşeğinde olan insanlar tarafından aktarılmıştır. C.I.A. ve K.G.B. gibi örgütler de dahil, bu gücü siyasi ve dünyevi menfaatler için istismar etmek amacıyla ciddi araştırmalar yapılmıştır. Hipnozla bu deneyimi yaşatmak oldukça basittir. Durum böyleyken, okültistlerin astral beden ve astral alem tezleri belirli bir itibar kazanmıştır.
Golden Dawn cemiyeti öğretilerinde astral seyahati bilinçli bir şekilde gerçekleştirmek için şöyle bir teknik öneriliyor: Bir süre bir boy aynasına baktıktan sonra, aynadaki görüntü akılda tutulur. Rahat bir yerde otururken veya yatarken hayal gücüyle bu görüntü önünde net bir şekilde canlandırılır. Derin bir nefes alınıp verilirken şuur bedenden bu görüntünün içine aktarılır. Bu çalışmada başarıya ulaşıncaya dek sürekli tekrarlanır. Başarı kişinin yeteneklerine göre ya kısa sürede ya da yıllar sonra elde edilir. Tabii ki başka yöntemler de mevcuttur. Bazı ilkel kabilelerde, Şamanlarda, Eski Mısır'da, Hindistan'da bedene narkoz etkisi yapan ve astral bedeni aniden dışarıya çıkmasını sağlayan otlar da kullanılırdı.
Şuur projeksiyonunda insanın seyyal bedeni olan astral bedeni astral alem dediğimiz seyyal madde planına girer, ilk safhalarda bu projeksiyonlar astral alemin fizik alemine yakın ortamlarında gerçekleşir. Astral alemin daha yüksek boyutlarına girmek için biraz içsel gelişme ve astral deneyim gereklidir. Bu mekan aynı zamanda ölüm sonrası alemdir. Sıkı ve sürekli bir çalışmadan sonra Astral seyahati başarmak mümkündür, zor olan astral bedeni kontrol edebilmek ve onu uygun ortama getirmektir. İnsan, duygularını ve düşüncelerini kontrol edemezse hayalleri şekillenip karşısına çıkar. Negatif düşünceleri negatif varlıkları çekebilir veya onu negatif alanlara çekebilir. 18. asırda yaşayan bir astral gezgini, Emanuel Swedenburg'un anlattığı gibi Cennet ve Cehennem'in asıl gerçeği budur(16). Ayrıca, yolunu bilmeyen bir yolcu da başıboş gezinen bir astral avaresi olur.
Yeryüzü her türlü yaşam türü barındıran bir yerdir. Okyanusların karanlık diplerinden karlı dağlara dek çeşit çeşit yaşam türleri barındırır. Durum böyleyken, elbette maddenin daha narin bir formu olan astral maddeden oluşmuş ve mekan olarak yer yüzeyinden çok daha geniş yaşam alanları içeren astral alemin kendine has yaşam türleri vardır. Bu madde fizik aleme nazaran irade ve düşünce tarafından daha kolay şekil aldığına göre, yaşam türleri de daha zeki olacaktır.
Özellikle Orta Çağ majisyenin popüler bir uygulaması bedeniz varlıkları çağırmak ve belirli görev yüklemekti. Buna evokasyon denilir. Bu varlıklar ileriki bölümlerde açıklayacağımız "Sülyeman'ın Anahtarı" kitabından "Karanlığın Hayvanları" diye söz edilir. Genelde demon, ifrit veya cin olarak adı geçen ve görünümleri ürkütücü olan bu varlıkları, majisyenler görüntülerini göze hoş şekillere bürünmelerini tembih ederler. Dr. Israil Regardie gibi bazı modern majisyenler bunların majisyenin bilinçaltı komplekslerinin projeksiyonu olduğunu ve bu komplekslerin çözülmesi gerektiğini anlatırlar, ancak bu tanım bütün majisyenler tarafından kabul edilmez ve onların objektif birer varlık olduklarını savunanlar da vardır.
Korkunç şekillere bürünmek varlıkların bir nevi korunma mekanizmaları olabilir. Tibet panteonda, inisyasyon riltüellerinde ve majisinde buna yönelik bazı imalar vardır. Buna benzer bir zihniyetle Amerika'da "Cehennem Melekleri" gibi motosiklet çeteleri de kurukafa, svastika, şeytan gibi sembolleri kullanırlar, sanki "bana dalaşma ben tehlikeliyim" der gibi. Demonik varlıklar her haliyle alt seviye varlıkları oldukları belli oluyor. Modern uygulamalarda genelde bunlardan uzak durulur. Ancak ruhsal açıdan gelişmiş, psişik dengeye sahip ve deneyimli bir majisyen bunlarla yüz yüze gelmeye cesaret edebilir. O derecede biri de genelde bu tür çalışmaları aşmıştır. Oysa Orta Çağ majisyeni bu tür çalışmalara yatkın olduğu elimize geçen "grimoire"lardan belli oluyor. Modern Okült anlayışına göre demonik varlıklar alt astral dediğimiz bir bölgede bulunurlar. Alt astral her türlü nefsi duyguların, saldırganlığın yoğunlaştığı bir bölgedir.
Astral madde içinde bulunduğumuz fizik madde ortamından daha seyyal ve o ortamda enerji ve madde arasındaki fark daha azdır. Dünyamızın astral tabakaları fizik aleme kıyasla daha çok farklılıklara tabidir. Bizim anlayışımıza göre cehennem tabakaları olarak idrak edebileceğimiz yerler olduğu gibi, hayal edemeyeceğimiz güzellik ve aydınlıkta yerler de vardır. Ölüm sonrası girilen ve spiritüalistlerin spatyum dedikleri yer de vardır. Swedenburg'e göre ölümden sonra insanlar ruhsal titreşimlerine uygun yerlere giderler. Astralın daha karanlık yerlerine giren kişiler oraya mahkum edildiklerinden değil, kendi gönüllerinden oralara çekildiklerinden ve o ortama daha rahat intibak ettiklerinden dolayı girerler. Yüksek tabakalardaki ruhsal ışık onları rahatsız eder, kendileri gibi loş, pis ve karanlık yerlerden hoşlanan varlıklar ile birlikte olmayı tercih ederler. Fizik ortamında düşüncenin maddeyi etkilemesi astrala nazaran çok daha zor olmasına karşın insanoğlunun da yeryüzünün bir çok yerlerini cehennemleştirdiğini görebiliriz. Çoğu zaman bu doğa yasalarına saygısızlığından, ideal değerleri hiçe saymasından gelmektedir. Fizik dünyada da yaşam enerjisinin negatif olduğu, insanların acı ve çile çektiği alanlar hepsi insan üründür.
Majikal evokasyon cok yaygın bir görüşe göre de her iki tezin doğru olduğu ve varlıkların bir şekilde bilincimizi yansıdıkları kabul edilir. Aslında bu tezi doğrulayacak bulgular vardır, ruh çağırma seanslara aşina olanlar da bu tür aldatıcı yönünün farkındalar. Evokasyonun yanı sıra insan üstü varlıkların davet edildiği bir de invokasyon yöntemi de vardır. İnvokasyonda çağrı ve celp değil davet vardır. Evokasyona ve ayrıca invokasyona da tabi varlıklar vardır, yanlış yöntemi yanlış varlığa uygulamak felakete yol açtığı söylenir. Evokasyonda majisyen etrafında koruma çemberini kurar ve talimatlara çok dikkatli bir şekilde uyar, çünkü varlıkların çok tehlikeli, kurnaz ve aldatıcı oldukları söylenir.
Astral alem düşünce formların mekan ettiği bir alandır. Düşünce formları insanların hayal güçleri tarafından yaratılan formlardır. Bu formların birçoğu dinsel folklorik ve mitolojiktir, bunlar tanrılar, melekler, cinler gibi şekillerde mevcuttur. Kitlesel bilinçte yaratılan hemen hemen her form bir şekilde astralda varlığını koruduğu söylenir ve bazen insanlar tarafından inançla beslenmekte ve güçlenmektedir. Eğer bir düşünce formu ilahi alemdeki arketiple ilintiliyse o bir şekilde güç kazanıp hayatiyet kazanır. Bu ilahi arşetipler çiğ enerji halindeyken insanlar tarafından kültüre göre dış şekilleri, kılıfları giydirilir. Örneğin başmelek Rafael veya İsrafel Grek tanrısı Hermes ve Mısır neteri Tehuti, Toth ile özde aynıdır. Yani aynı ilahi arşetipin farklı yansımalarıdır. İşte majikal varlıklar güçlerini buradan alırlar. Hermetic Order of the Golden Dawn cemiyetinde ağırlık olarak Kabalistik melek majisi uygulandığı halde, özellikler eski Mısır tanrı formları üzerinde çeşitli uygulamalar da kullanılıyordu. Bunlardan en ilginçleri arasında ileri seviye bir çalışma olan tanrı formlarına bürünmek (assumption of god forms) çalışmasıdır. Bu çalışmada belirli bir arketipe tekabül eden mitolojik bir varlık etüt edilir, onun astral kalıbı ile temas kurulur ve majisyen bir süre için bilinçli olarak o tanrı olur. Çalışma sonucunda o tanrının sahip olduğu yetenek veya erdem ona geçebilir. Diğer bir yazımızda belirttiğimiz gibi: "Hermetik Kabala'da genelde melekler bir nevi robot veya programlanmış enerji araçlarıdır, belli kalıp dışına çıkamazlar ve kültüre göre adları ve şekilleri değişir." Aynı şekilde Goetia gibi İbrani kökenli kitaplarda ifritler ordusunda birçok eski pagan tanrıların isimlerini bulmak da mümkündür.
Alıntı