ACI LOKMA ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ

Yazarı: Fahri Erdinç

Sayfa Sayısı: 272

Eserin Konusu: Eser, yolunu arayan genç bir adamın otuz yıl boyunca yaşadıklarını, sıkıntılarını, mutsuzluklarını anlatır.

Eserin Ana Fikri: İnsanlar yaşamları boyunca kendilerine bir amaç edinmeli ve bu amaçları doğrultusunda hareket etmelidirler. Gideceği yönü bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgar yarım edemez.

Romanın Özeti



Üç arkadaş yaşadıkları hayattan memnun değildirler. Yaşamlarını anlamlı kılmak için Türkiye’den Bulgaristan’a gizlice geçerler. Ancak gittikleri ilçenin muhtarı Bulgaristan’a gelme amaçlarını sorunca telaşa kapılırlar. Mustafa adlı genç hayatını tüm çıplaklığıyla anlatmaya başlar.

Mustafa çok küçük yaşta annesini veremden kaybeder. Ferit adında bir abisi, Emine adında bir ablası vardır. Babası yardımcı öğretmendir. Aile çok büyük ekonomik sıkıntılar yaşar. Babası evi geçindirememektedir. Babası Halil Hoca tütün işine girer. Ancak başarılı olamaz. Abisi Ferit gizlice evden gider ve Urla’da bir öğretmen okulunu kazanır. Ancak kısa bir süre sonra abisi de annesinin hastalığına yakalanır ve ölür. Emine de İzmir Kız Öğretmen Lisesini kazanır. Mustafa Urla’ya abisinin gittiği okula gitmek ister. Çünkü analığı ve babası ablasıyla onu sıkça döver.

Mustafa okumak için gittiği öğretmen okulunu zar zor bitirir. Ancak babası öğretmen olmasından hoşnut değildir. Öğretmenliğin ona bir getirisi olmayacağını düşünür. Tayini ilk olarak Afyon’un bir ilçesine çıkar. Fakat halk cahildir. Çocuklarını okula değil cami imamına gönderir. Mustafa başta inançlı ve kararlıdır. Ancak inatçılığı ve kararlılığı cami hocasının yanında pek bir işe yaramaz.

II. Dünya Savaşının getirdiği sefalet, yokluk, fakirlik herkesi olduğu gibi onu da etkilemiştir. Öğretmenliği bir süreliğine bırakır. Tiyatrocu olmak ister. Babası yine karşı çıkar. Fakat engel olamaz. Orada Sebahattin Ali ve Muhsin Ertuğrul gibi (bilgi yelpazesi.net) ünlülerle tanışır. Mustafa hikâyeler yazmaya başlar. Bu konudaki akıl hocası Sebahattin Ali’dir. Ancak yazdığı hikâyeler başına bela olur. Hapse düşer. Bu dönemde çok bunalmıştır. Üç aylık hapis maratonunun ardından yanlış bir evlilik yapar. Artık yaşadığı olaylara tahammül edemez. Kendine yeni bir yol çizmeye karar verir.

Gittikleri köyün muhtarı konuklarını en iyi şekilde ağırlamak ister. Hepsi Sofya’nın yolunu tutar.

Yazar olayları başından geçmiş gibi anlatır. Yani “ben dilini” ön planda tutar. Bunun yanı sıra görünmeyen bir kimsenin gözüyle anlatma da söz konusudur.

Okuyucu Değerlendirmesi

Yazarın anlatımında başarılı bulduğum nokta anlatımın akıcı, sürükleyici olmasıdır. Okuyucu kitabı sıkılmadan rahatlıkla okuyabilir. Ancak Türk örf, âdet, ahlak anlayışına ters konuşmaların yapılmasını eleştirebiliriz. Ayrıca bu tarz kitapların ergenliğe yeni geçmiş, kişiliğini bulmaya çalışan gençlerin okumaması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden hedef kitlemiz için uygun değildir diyebiliriz.

Ancak genel hatlarıyla baktığımızda bence okunmayacak bir kitap değil. Çünkü yazar romana merak duygusunu çok iyi işlemiş. Bu durum okuyucunun ilgisini çekiyor. Romanda siyasi unsurlar da vardır. Ancak her toplumsal, siyasal olayın, içinde yaşanılan dönemin koşulları içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca bununla birlikte böyle bir temellendirmenin bulunmadığını da söyleyebilirim.