Berlin Duvarı yıkılalı 28 yıl oldu. 9 Kasım 1989 tarihinde kentliler tarafından yıkılan Berlin Duvarı, 27 yıl boyunca şehri ikiye ayırmıştı. Ayakta kaldığı süre boyunca pek çok insanın hayatına mal olan Berlin Duvarı bugün şehrin turistik noktalarından biri.
09.11.2017 PerşembeGüncelleme : 09.11.2017-17:48 Perşembe
Berlin Duvarı 9 Kasım 1988 gecesi binlerce insanın katılımıyla yıkılmıştı. Berlin Duvarı'nın yıkılışı yıllardır ikiye ayrılmış olan Berlin'i birleştirdiği gibi dünya siyasetine de etki etti. Günümüzde turistlerin önünde fotoğraf çektiği Berlin Duvarı, yıllarca şehrin diğer yakasına kaçmaya çalışanlara mezar olmuştu. İşte Berlin Duvarı hakkında bilinmesi gerekenler...
Berlin Duvarı tarihçesi
Berlin Duvarı 12 Ağustos 1961'de yapımına başlanan ve Berlin kentini ikiye ayıran 37 kilometrelik beton duvardır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Amerikalılar ve Sovyetler arasında iki ayrı yönetime ayrılan kentte 16 yıl boyunca herhangi bir duvar yoktu. Ancak Soğuk Savaş'ın git gide etkisini hissettirmeye başlamasıyla birlikte, güvenlik politikaları ön plana çıkmaya başlamıştı. İkinci Dünya Savaşı sonrası Hali hazırda Batı Almanya ile Alman Demokratik Cumhuriyeti olarak ikiye ayrılan eski Almanya'nın başkenti Berlin de bu durumdan nasibini almıştı.
Berlin Duvarı'nın inşa edilmeye başlamasındaki en önemli etkenlerden biri de kentin doğu tarafında yaşayanların batı yakasına sürekli geçmeye başlaması ve oradakilerle etkileşim halinde olmasıydı. Soğuk Savaş döneminde bunun çok da hoş görülen bir durum olmaması nedeniyle Doğu Almanya meclisi tarafından alınan karar doğrultusunda Berlin Duvarı'nın inşaatına başlandı.
12 Ağustos 1961 gecesi inşaatına başlanan duvar, kentin özellikle doğu yakasında kalanlarda büyük paniğe neden olmuştu. Zira binlerce insanın yakınları kentin her iki yakasında yaşamaktaydı. Berlin Duvarı inşaatının başlaması üzerine çok sayıda insan sevdikleriyle uzun yıllar boyunca görüşemedi. Hatta kimisi bir daha hiç buluşamadı.
Berlin Duvarı inşa edildikten kısa bir süre sonra 24 yaşındaki bir genç olan Günter Litfin, şehrin batı tarafına geçmeye çalışırken öldürüldü. Berlin Duvarı'ndan şehrin batı tarafına geçmeye çalışırken öldürülen son kişiyse Chris Gueffroy oldu. 6 Şubat 1989'da öldürülen Gueffroy ile birlikte toplamda en az 89 kişi Berlin Duvarı'nın ayakta kaldığı yıllar boyunca kaçarken öldürüldü. Kimi araştırmalar Berlin Duvarı'ndan atlayıp kaçmaya çalışanların sayısının 238 olarak verir.
Berlin Duvarı'nın yıkılışı
1989 yılına gelindiğinde artık çok sayıda Doğu Almanya vatandaşı, ülkeden kaçmak için Çekoslovakya, Macaristan veya Yugoslavya'da bulunan Batı Almanya büyükelçiliklerine sığınma başvurularında bulunmaya başlamıştı. Bu durumun nedeni Doğu Almanya'daki işsizlik ve baskı gibi faktörler ağır basıyordu.
Berlin Duvarı artık iyice çatırdıyordu. Doğu Almanya'nın ekonomik olarak içinde bulunduğu zor durum ve halktaki hoşnutsuzluk devlet yöneticilerini bir karar almaya zorladı. 9 Kasım 1989 gecesi Doğu Almanya Hükumeti bir basın toplantısı düzenleyerek şehrin batı tarafına geçişte uygulanan engellerin kaldırıldığını açıkladı.
Bunun üzerine binlerce kişi Berlin'in tarihi Brandenburg Kapısı önünde toplanmaya başladı. O dönem şehrin doğu yakasında bulunan Brandenburg Kapısı'nın önünden geçen Berlin Duvarı alanda toplanan binlerce Berlinli tarafından yıkılmaya başlandı.
Bir gece yarısı inşaatına başlanan Berlin Duvarı yine bir gece yarısı yıkılıyordu. Berlin Duvarı'nın resmi yıkımıysa 13 Haziran 1990'da gerçekleşti.
Berlin Duvarı ve kültürel yansımaları...
Berlin Duvarı geride pek çok iz bıraktı. Bugün bir kısmı hatıra olarak kalması için yıkılmayan ve "Utanç Duvarı" olarak anılan Berlin Duvarı, kente gelen turistlerin mutlaka gördüğü noktalar arasında yer alıyor. Charlie Checkpoint ile birlikte Berlin'in Soğuk Savaş dönemine ait en önemli iki simgesinden biri olan Berlin Duvarı günümüzde grafiti sanatçıların çalışmalarıyla süslenmiş durumda.
Berlin Duvarı bir kuşağı olduğu kadar sanatı da etkilemişti. James B. Donovan'ın kaleme aldığı Casuslar Köprüsü romanı, Berlin Duvarı'nın başrolde olduğu bir hikayeye sahip. Roman geçtiğimiz yıl Steven Spielberg tarafından beyazperdeye de uyarlanmıştı. Wolfgang Becker'in yönettiği 2003 yapımı Elveda Lenin filmi de yine dönemi anlatan önemli yapımlardan biridir.
Gelelim müziğe... 1980lerin en önemli Rock gruplarından Almanya çıkışlı Scorpions'un en bilindik şarkılarından biri olan Wind of Change de Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla başlayan süreci konu edinir.