11. yüzyılın sonunda Compiegne papazı Roscelin'in ileri sürdüğü adcılık öğretisine göre genel kavramlar birtakım seslerden başka bir şey değildirler. Bunlar insanların düşünce biçimlerine yakıştırdıkları birer addır ve hiçbir gerçeklikleri yoktur. Gerçek olan bireysel olandır. Roscelin'in bu öğretisi kiliseyi temelinden sarsan bir düşünceydi, çünkü dinler tümeller üstüne kurulmuştu, başta Tanrı olmak üzere bütün dinsel kavramlar soyut ve tümeldi. Genel kavramların gerçek sayılmaması dinin de gerçek sayılamayacağı sonucunu zorunlu kılıyordu.
Yunan düşüncesinde de Stoacılar ve Epikurosçular adcıydılar. Kinik düşünür Antishenes, Platon'un gerçek saydığı ideler için "Atı pek iyi görüyorum ama atlılığı göremiyorum" demişti.
Öğreti 14. yüzyıl skolastik Aristotelesçilerince yeniden ve daha güçlü canlandırılmış, dinle dünya işlerini ayıracak biçimde yorumlanmıştır.
18. yüzyıl duyumcuları da adcıdırlar. Duyumcu Condillac, "Tümeller addan başka bir şey olsalardı tümel olamazlardı" demektedir. Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM