Başkasıyla karıştırılmaksızın tanınan düşünce.
1. Mantık: Karanlık ve bulanık karşıtı olarak kullanılan açık terimi, başkaca hiç bir düşünceyle karıştırılmadan kolaylıkla ve hemen tanınan düşünce'yi tanımlar.
2. Bilgi kuramı: Açık terimini, felsefe diline sokan Fransız düşünürü Descartes'dır. Descartes bu terimi, seçik terimiyle birlikte apaçık anlamında kullanmaktadır. "Principes de la Philosophie" adlı yapıtında bu terimlerden ne anladığını şöyle belirtiyor: "Açık bilgiden, dikkatli bir zihne görünen ve belli olan bilgi'yi anlıyorum. Seçik bilgiden, başka bilgilerden ayrılmış bir bilgi'yi anlıyorum. Öyle ki bu bilgide, açıkça görünenden başka bir şey bulunmaz" (45, İlke). "Ancak açık ve seçik olarak kavradığımız şeyler üzerinde asla yanlış yapmadan bir yargıda bulunabiliriz" (43. İlke). "Açıkça bilmediğimiz şeyler üstünde ancak yanlış yargılar verebiliriz. Doğru yargıda bulunmuşsak bu bir rastlantıdır, aldanmadığımızı kesinlikle bilemeyiz. Çok zaman, birçok şeyleri bildiğimizi sandığımız için aldanmaktayız" (44. İlke). "Bilgi, seçik olmadan açık olabilir, ama açık olmadan seçik olamaz" (46. İlke). "Çocukluğumuzun peşin yargılarından kurtulmak için, ki bizi çoğunlukla yanıltan bunlardır, ilk kavramlarımızın her birinde bulunan açık şeyleri yeniden elemeliyiz" (47, İlke)... Görüldüğü gibi, Descartes'a göre seçik bilgi, açık bilgiden daha doğru bir bilgidir; bu yüzden de iki terimi birleştiren açık seçik deyimi daha güçlü bir deyimdir... Bundan çıkan sonuç şudur: Herhangi bir düşünce ya da deyim; çetin, sisli ve güç anlaşılır olmamalıdır. Konusu araçsız olarak verilmiş (açık) ve başka bilgilerle karışmamış (seçik) olmalıdır. Descartes bu iki deyimi bir arada Latince clarus et distinctus terimiyle dile getirmiştir. Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM