Her yıl Türkiye'de yaklaşık 30 bin kadına meme kanseri tanısı konuluyor. Onlardan biri de Zerrin Atuk.
Hastalığını, kontrol amaçlı mamografi çektirirken öğrendiğini belirten Zerrin Atuk, o anı şöyle anlatıyor:
“Mamografiyi çeken doktor bir şeyler söylemeye çalışıyor ama ben ne demek istediğini anlamadım. Doktora, ‘ihmal edersem kötü huylu mu olur?’ dedim. O da ‘çok özür dilerim Zerrin hanım ama siz kansersiniz’ dedi...”
Teşhisin ardından ameliyat olan ve iki göğsüne de protez takılan Zerrin Atuk, ağır bir tedavi görmüş. Şimdi durumu iyi ancak yine de pişman...
Atuk, “41 yaşındayım, 40 yaşında 'artık şu mamografi ritüeline başlayalım' dediğimde tesadüfen kanserle yüzleştim. En büyük pişmanlığım keşke 35 yaşında meme ultrasonuna başlasaydım demek” şeklinde konuşuyor.
Uzmanlara göre meme kanserinin görülme yaşı 20'lere düştü. Nedenler arasında ise beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle ortaya çıkan şişmanlık, geç yaşta anne olma ve hormonal ilaçların etkisi gösteriliyor.
İLK MAMOGRAFİ 35 YAŞINDA YAPILMALI
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, meme kanserinden korunmada yaşam şeklinin önemine vurgu yapıyor. Uras, “Kadınlarımızın kilolu olmamaları büyük önem taşıyor. Egzersizin faydası da çok büyük. Ayrıca kadınların gereksiz hormonal manipülasyonlardan kaçınmaları gerekiyor” diyor.
Erken teşhisin hayat kurtardığını vurgulayan Prof. Dr. Cihan Uras, kanser tarama programlarının sıklığı hakkında ise “Risk taşımayan bir kadın ilk mamografisini 35 yaşında çektirmeli, 40 yaşından sonra 2 yılda bir, 50 yaşından sonra ise yılda bir mamografi yaptırmalı” bilgisini veriyor.
Kadınların her ay elle kendi kendilerini muayene etmeleri ve yılda bir kez doktor kontrolünden geçmeleri de meme kanserinin erken tanısı için yapılan öneriler arasında.