Cansız olan bir takım maddelerin bir araya gelmesi sonucu canlı bir organizmanın meydana geleceği görüşüne abiyogenez denilmektedir. Abiyogenez kendiliğinden oluş olarakta adlandırılmaktadır. Abiyogenez görüşü ve abiyogenez teorisi ile ilgili bilim tarihinde ilginç çalışmalar ve bu görüş ve teoriye inanan insanlar bulunmaktaydı.
Eski Yunanlıların ünlü filozofu Aristo abiyogenez teorisine inanmaktaydı. Aristo, canlı varlıkların cansız varlıklardan tesadüfen yani kendiliğinden oluştuğu görüşüne inanmaktaydı.
Aristo’nun abiyogenez görüşüne (teorisi) göre, döllenmiş yumurta gibi bir takım maddelerin, bir aktif öz (aktif prensip) taşıdığı varsayılmıştır. Bu aktif öz uygun ortam ve koşullar altında yeni bir canlıyı meydana getirebilmekteydi.
Aristonun abiyogenez görüşüne (teorisine) uzun bir süre inanılmıştır.
20. yüzyılda buluan birçok insan kazların okyanus kenarlarında bulunan köknar ağaçlarından oluştuğuna inanmaktaydı.
Bir diğer öenek ise, 17. yüzyılda yaşamış olan Helmont’un abiyogenez görüşü (teorisi) için yapmış olduğu bir deney bulunmaktadır. Helmont, kirli olan bir insan gömleğinin üzerine buğday taneleri gibi cansız maddeleri yerleştirip farelerin oluştuğunu göstermeye çalışmıştır.
Peki abiyogenez görüşü (teorisi) nasıl çürütülmüştür?

Abiyogenez görüşü (teorisi) bilimsel olarak F. Redi tarafından bir deney ile çürültülmüştür. Redi’nin yapmış olduğu deneyde ağzı açık kavanozlara et ve balık etleri yerleştirip bir süre bekledi. İlerleyen zamanda Redi kavanozların içerisinde kurtçukların oluştuğunu gözlemledi.
Redi deneyde yaptığı gözlemler sonucu kurtçukların oluşma nedeni olarak kavanoz içine giren sineklerin olduğunu söyledi. Redi bu ifadesini de ispatlamak için aynı deneyi bir ağzı kapalı bir kavanozda gerçekleştirdi. yapılan bu deney sonucunda Redi’nin ifade ettiği gibi herhangi bir kurtçuk oluşmadı.
Kendiliğinden oluş hipotezi olarakta adlandırılan abiyogenez teorisi (görüşü) Redi’nin yapmış olduğu deneylerden sonra ünlü bilim adamı Pasteur’un çalışmaları ile kesin olarak çürütülmüştür.