Yayınevi: Bilgi Yayınevi
Kitap Türü: Yabancı Romanlar, Macera
Yayınlandığı Yıl: 1951
Sayfa Sayısı: 136
ISBN: 978975221682
Orjinal Adı: The Old Man and the Sea
Çeviren: Orhan Azizoğlu
Arka Kapak Bilgisi
Yaşlı Adam ve Deniz, HEMINGWAY’in en ölümsüz eserlerinden biridir. Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. Bu hikâyesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.
Kitap Özeti
Yaşlı Adam ve Deniz Ernest Hemingway
Ne olursa olsun umutsuzluğa düşmemeyi, mutlaka savaşmayı ve umut etmeyi anlatan Yaşlı Adam ve Deniz çok sade bir dille yazılmış oldukça kısa bir roman. Fakat okuduktan sonra durup düşündüren bir etki bırakıyor insanda.
Yüzü yaşını belli eden, ensesi kırışıklarla dolu yaşlı adam tam 84 gündür balık tutamıyordu. Her gün denize açılıyor fakat her seferinde eli boş dönüyordu mavi sulardan. Onun dışındaki diğer balıkçıların ise adeta kısmeti açılmıştı. Bir sürü balıkla dönüyordu hepsi. Denize açılırken bir de çocuk oluyordu yanında yaşlı balıkçının. Ona yardım ediyor sandalda gereken şeyleri hallediyordu. Bir nevi yardımcısıydı yaşlı adamın. Akşam denizden döndüklerinde sandalın içindekileri eve kadar getirmesine yardım ediyor, ona yemek ve gazete getiriyor sonra da geri gidiyordu. Yaşlı adamda onu her sabah erkenden uyandırıyordu. Fakat çocuğun ailesi 84 gündür balık tutamayan bu balıkçının kısmetinin kapandığını düşünüyorlardı. Bu nedenle onu başka bir balıkçıya verdiler. Yine de çocuk hep yardımcı olmak istiyordu balıkçıya.
Bir sabah balıkçı yine kaldırdı çocuğu fakat onu yanına almadı. Diğer balıkçılarla olmasının daha iyi olacağını düşünüyordu. Tek başına açıldı ama herkesten çok daha fazla ileri gitti. Artık kıyı gözükmüyor sular koyu bir renge dönüşüyordu. Yaşlı adam oltalarını hazırladı ve altı adet ipi suya bıraktı. Yine balık yoktu. Oltanın ipini hiçbir balık titretmiyordu. Derken birden ipi bir şey kıpırdattı. Balıkçı heyecanlanarak ipi çekmeye başladı fakat çok ağırdı. Balıkçı bunca yıllık deneyimlerinin sonucu bunun çok büyük bir balık olduğunu anladı ve onunla savaşmaya karar verdi. Balıkçı önce balığın yorulması gerektiğine karar verdi ve tekneyi onun sürüklemesine izin verdi. Balık yavaş ama sürekli sürüklüyordu tekneyi. Artık gece olmuş her yer kararmıştı. Balıkçı geceyi burada geçireceğini anlamıştı. Fakat ip o kadar ağırdı ki elini uyuşturmuştu. İçinden dua etmeye başladı. Eğer bu balığı tutabilirse ona çok para getireceğini ve itibarını tekrar eline alacağını düşünüyordu. Balıkçı yoruldu fakat balık yorulmadı. Sabahın ilk ışıkları düşene kadar çekmeye devam etti balık tekneyi. Güneşin ortaya çıkmasıyla balık suyun üstüne çıktı birkaç kere. Balıkçı şimdi görebilmişti. 600-700 kilo olduğunu düşünüp heyecanlandı. Yine oltayla çekmeye çalıştı fakat ipler kopacak gibi olunca yine bıraktı. İkinci gecenin başlarında artık balık yorulmaya başlamıştı. Balıkçı hamle yapması gerektiğine karar verdi ve sandalın sabit durduğu bir anda zıpkınla balığı tam kalbinden yaraladı. Balık anında öldü. Onu başından, kuyruğundan ve gövdesinden zıpkın ipleriyle bağladı. Geri dönmeye başladı. Fakat önüne bir tane köpekbalığı çıktı. Büyük balığın kuyruğundan koca bir et parçası ısırınca balıkçı son kalan zıpkınla onu da vurdu. Yolda karşısına tekrar köpekbalıkları çıksa da o hepsiyle savaşmayı başardı. Fakat koskoca balığın neredeyse sadece başı kalabilmişti.
Eve döndü ve hemen yatağına yattı uzun bir süre uyuyacak, bu yorucu deniz yolculuğunu üstünden atması gerekecekti. Balığı da sandala bağlı bir şekilde bıraktı. Her gelen bakıyor balığın büyüklüğünü tartışıyordu. Böylece balıkçı umudunu yitirmeden savaştı ve başarılı olarak tekrar adından söz ettirmeyi başardı.