-Üç kuruşun hesabını yapanlar
Lafımız parası olmayana değil, olup da kullanmayı bilmeyene. Her şeyi ödesin demiyoruz da arada bir bir şeyleri de sen ısmarlayıver yahu, Alman hesabının dibine vurmayıver, ayıp.
-“Şu an neredesin, yanında kim var”dan başka söz etmeyenler
Kıskançlık iyi şey güzel şey de tadında bırakmak lazım, her şey dozunda güzel. Kendi eşimiz dostumuz, özel planımız da olmasın mı canım? Kusura bakmayın tüm dünyamız siz değilsiniz.
-“O arkadaşının adı neydi” diyenler
Tam dayaklık bunlar, insanın aklında “benim neyimi beğenmedi de onu sordu” şeklinde bin tilki dolandırır. Sana ne benim arkadaşımdan hem? İlgileneceksen benle ilgilen. Durduk yere depresyona girdik bak!
-Ölümüne kanka olan “bacım”cılar
Tamam canım kardeşim, her şey sevgili ilişkisi değil tabii ki ama açık açık sana meylimiz varken hâlâ neyin bacısı, neyin kardeşliği, zaten sinirimiz tepemizde.
-“Bıraksan onun ağzını yüzünü kırardım”cı barzolar
Sizi koruyormuş kisvesi altında içindeki mağara adamını ilk fırsatta görebileceğiniz erkektir. Yarın öbür gün tepesi atar size de sarar bu. Hiç bulaşmayın, bırakın fırsatı varken kav***a girsin, muhtemelen kendinden daha ayısına denk gelip dayak yiyecektir.
-Bir önceki sevgilisine fazla yatırım yapmış olanlar
Ah o koldaki Cansu dövmesi yok mu, her gördüğünüzde sizi delirten? Bu neyin güveni arkadaş, insan vücuduna yazdırır mı geçici bir sevdayı. Sevgili dövmesi diye bir şey olur mu? Neyse ortak Facebook profillerini yeni kapadılar, bu da büyük bir adım.
-Asosyallikten size saranlar
Erkek dediğinin bir işi uğraşı ilgi alanı hobisi falan olur. Olmazsa ne mi olur? İki dakikada bir siz bir şeylerle uğraşırken sizi arar “Eee aşkım ne yapıyorsun?” der sarar da sarar. “Ne yapayım canım işteyim işte, daha 5 dakika önce konuştuk ya…”
-Verdiği söz bir yana kurduğu cümleyi unutanlar
– Hayatım Cemal Süreya dinletisine ne zaman gideceğiz?
– Heaa öyle bir şey mi varmış? Anadolu turnesinden dönsün gideriz. (Ekikiki…)
– Hatırlamıyorsun değil mi?
– ?!?
-Arabasına kendinden daha çok özen gösterenler
Bu sarmalda size yer yok farkındasınız değil mi?
-Alkolü şişede durduğu gibi taşıyamayanlar
Tamam içince hepimiz güzelleşiyoruz da her şeyin de bir adabı var. Öyle içip sapıklaşan ya da çocuk gibi ağlamaya başlayan veya bitmek bilmeyen öğrencilik/askerlik anısına dalan adamdan ne köy olur ne kasaba.
-Garip garip imajlar edinenler
Yıl olmuş 2014, top sakallı adam mı ararsın, kısa kollu gömlek giyen mi, beline çanta takan mı, takım elbisenin altına spor ayakkabı giyen mi, tişört içinde atlet şovu yapan mı, Matrix gözlüğüyle piyasa yapan mı… Bize de yazık vallahi…
-“Bakarız, yaparız, hallederiz” üçlemesini gün içinde en az üç kez kullananlar
Bir tek kendini akıllı sanan grubun tanımlaması da diyebiliriz kısaca. Sen unutursun ama kadın unutmaz, en azından bunu unutmamaya çalış.
-Annesinin bir tanesi olanlar
Bu tür de tehlikeli bir türdür, hem de çifte tehlike, hepimiz için anne candır, kutsaldır ama ikili ilişkide de insan bir öncelik bekliyor zaman zaman, hoş gerçi Allah kimseyi iki kadın arasında bırakmasın.
-İlgi manyaklığında çığır açanlar
Her muhabbette konuyu kendine getiren, sadece kendiyle ilgilenelim, onun hakkında konuşalım isteyen, nasıl diyelim tam ağzına çarpmalık tiplerdir. Şayet ortamda muhabbete giremezler ya da ilgi toplayamazlarsa “Ben çok sıkıldım haydi gidelim, bir ton yapacak işim var.” derler, sen git canım bay demek en temizi.
-Alıngınlıkta dünya devi olanlar
Bunların “sen orada niye öyle dedin”leri bitmez, en komik en eğlenceli anların ardından “beni rezil ettin ben öyle biri miyim” deyip tüm tadınızı kaçırırlar. “Ha canım aynen öylesin.” deyip yolcu etmek iyidir, nettir.
-“Biz size haber vereceğiz” kafasındaki plazacılar
Romantik olmasına gerek olmayan belli bir etkilenme düzeyini yakalayan bir tanışma sonrasında karşılıklı alınan telefonların ardından 3 gün geçince hâlâ aramayan bir adam varsa karşınızda bilin ki o adam yok.
-Ağır olamayan ve haliyle molla denilemeyenler
80’lerden kalma Lambada figürleriyle yürüyenler, eli dursa gönlü oynayan adamlar. Bir o zamansız attıkları kahkahaları eksik, düşününce bile sinirlendik.
-Dürüstlük ve dobralık arasındaki ince çizgi üstünde yürüyemelenler
Dürüstlük her ne kadar bir erdemse de bunu patavatsızlıkla karıştırmanın alemi yok, bilin istedik.
-Kendini ıssız adamın dublörü sayanlar
Filmin üzerinden seneler geçse bile bu benzetmenin ötesinde bir kavram türemeyecek. Ben kimseyle olamam, sadece takılırım formatının literatüre girmiş hali.
-Kendini bir dünya markası zannedenler
Kibir, ego, küstahlık, kendine über güven ne ararsanız tek bir kişide: Berke Can! Adeta MFÖ’nün “Peki Peki Anladık” şarkısı onlar için yazılmış. “Sen neymişsin be abi?” deyip hayatımıza devam ediyoruz.
-Sosyal medyadan adım adım takip edilebilenler
Arkadaş bu neyin fenomenliği? Hangi ülkenin rockstar’ısın da biz kaçırdık? Araba sürerken selfie, plajda selfie, dostlarla bir arada selfie’si, yeter yahu timeline alev alıyor sayende. Yüzyüze konuşulacak bir konu bırakmadın her şeyini ülkece takip eder olduk.
-Sakız çiğneyenler
Allah aşkına! Bak Allah’ın adını verdik!
-Bir de mayo konusunu ciddiye almayanlar
Slip giyenden koşarak kaçın, Fedon hariç.
Özeleştiri bonusu: Düzgün erkekler (taze bitti)
Evet haydi bu kez de kendimize gömelim. Çevremizdeki nice düzgün, kibar, iyi huylu, yakışıklı adamı da “ay ama işte elektrik alamadım”, “her şeyi iyi de beni heyecanlandırmıyor” gibi boş beleş bahanelerle harcadık ve yukarıdakilere muhtaç kaldık. Nerede o Erol Evgin gibi adamlar? Yine de çok düzgün erkekler de bizden uzak olsun, nazar mazar değer uğraşamayız. (Uslanmadı.)