Anadolu coğrafyasında, 1075 yılında kurulmuş olan bir Türk İslam devletidir.
Türkler çeşitli sebeplerden ötürü anavatanları olan Orta Asya'dan göç etmek zorunda kalmışlar ve kendilerine yeni bir vatan aramaya başlamışlardır.
Bu yüzden Büyük Selçuklular; çevre bölgelere akınlar düzenlemeye başlamışlardır.
Örneğin Anadolu'ya yapılan ilk akınlar 1015-1018 yılları arasında gerçekleşmiştir.
Büyük Selçuklular; 1040 Dandanakan Muharebesi ile Gazneliler'i mağlup etmiş ve bağımsız olmuşlardır. Selçuklular'ın bağımsız olmasıyla beraber çevre bölgelere yapılan akınlar daha sistemli hale gelmiştir. Nitekim bu akınlar sonucunda Anadolu'nun; Orta Asya'ya en çok benzeyen bölge olduğu ve buranın Türkler'in yaşaması için uygun bir bölge olduğu anlaşılmıştır.
Anadolu hakimiyeti için Büyük Selçuklular'la Anadolu'yu elinde bulunduran Bizans İmparatorluğu arasındaki ilk savaş, 1048 yılında gerçekleşmiş ve Pasinler Muharebesi olarak bilinen bu savaşla beraber Anadolu hakimiyeti için gerçekleştirilen ilk savaş Selçuklu zaferiyle noktalanmıştır.
Büyük Selçuklu sultanı Tuğrul Bey ve Tuğrul Bey'in kardeşi, aynı zamanda Selçuklu ordusunun komutanı olan Çağrı Bey'in vefatıyla beraber; Tuğrul Bey'in erkek evladı bulunmamasından dolayı Çağrı Bey'in oğlu Alp Arslan Büyük Selçuklu tahtına oturmuş ve Anadolu üzerine yapılan akınları hızlandırmıştır. Hatta Hristiyan alemi için kutsal bir belde olan Ani beldesinin fethine muvaffak olmuştur. Bu dönemde Bizans imparatoru olan Romen Diyojen ise; Anadolu toprakları için oluşan bu büyük tehlikeyi bertaraf etmek için 200.000 kişilik ordusuyla başkenti Konstantinopolis'ten ayrılmış ve Doğu Anadolu'ya doğru ilerlemeye başlamıştır. Bu sırada Halep'te bulunan ve Fatımiler halifeliğini ortadan kaldırmak üzere Mısır üzerine hareket etmek için hazırlanan Sultan Alp Arslan; Bizans'ın büyük bir orduyla Doğu Anadolu'ya geldiğinin öğrenince hızla geri dönmüş ve Ahlat'a ulaşmıştır.
Daha sonra iki ordu 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt'te karşılaşmış ve savaş kesin Selçuklu zaferiyle noktalanmıştır. Bu zaferle beraber İran, Azerbaycan, Horasan gibi bölgelerde bulunan Türkler büyük bir hızla Anadolu'ya göç etmeye başlamış ve başta Artuk Bey olmak üzere Selçuklu komutanları, Anadolu beldelerini fethetmeye başlamışlardır.
Süleyman Şah, Mansur ve tüm Kutalmışoğulları; çeşitli taht kavgalarından dolayı Alp Arslan tarafından hapsedilmişlerdi. Fakat 1072 yılında Alp Arslan'ın ölümüyle beraber serbest kalan Kutalmışoğulları; önce Suriye'ye gelerek bazı faaliyetlerde bulunmuşlar fakat başarısız olmuşlardır.
Daha sonra Kutalmışoğulları'ndan Süleyman Şah; Anadolu'da ilerleyerek Bizans'ın başkenti Konstantinopolis'in hemen yakınlarındaki Nikea şehrini fethetmiş ve Anadolu Selçuklu Devleti'ni kurmuştur (1075).
Anadolu'da güçlü bir devlet kuran Süleyman Şah; Bizans'ın içinde bulunduğu taht kavgalarından yararlanarak sınırlarını hızla genişletmiştir. Öyleki Süryani Mihael gibi müelliflere göre Nikomedia'yı (İzmit) dahi fethetmiştir.
Bu dönemde Büyük Selçuklu sultanı olan Melikşah; Anadolu'da kendisinden bağımsız bir devlet kurulmasından ve bu devletin güçlenip kendisine rakip hale gelebileceğinden dolayı telaşlanmış ve Porsuk Bey idaresindeki bir orduyu Anadolu'ya göndermiştir. Fakat Porsuk Bey; sadece Süleyman Şah'ın kardeşi Mansur'u ortadan kaldırmış ve başka hiçbir şey elde edemeden geri dönmüştür.
Daha sonra Süleyman Şah; Ermeni Philaretos'un (Filaret) Fırat boylarından Kilikya'ya kadar uzanan büyük bir Ermeni prensliği kurması ve bu prensliğin; Anadolu Selçukluları'nın doğudaki İslam dünyasıyla bağlantısını kesmesinden dolayı doğu seferine çıkmış ve Tarsus, Çukurova gibi yerleri fethetmiş ve Filaret'e karşı olan Antakya halkının davetiyle bu şehri fethetmiştir. Süleyman Şah'ın Antakya'yı fethinden sonra Halep'i de kuşatması üzerine Halep'e hakim bulunan Şerif Ebu Hasan; Melikşah'ın kardeşi olan ve Melikşah tarafından Suriye melikliğine getirilerek, bu bölgede Büyük Selçuklu Devleti'nden bağımsız olarak hareket eden Atsız Bey idaresindeki Yabgulu Türkmenleri'ni itaat altına alan, Şam'ı kendisine merkez edinen Tutuş'tan yardım istemiştir. Bunun üzerine Tutuş Halep'e doğru yola çıkmış ve Süleyman Şah'la 4 Haziran 1086 tarihinde Ayn Seylem mevkisinde karşılaşmış ve savaşı Tutuş kazanmıştır. Bu savaşla beraber Süleyman Şah hayatını kaybetmiş ve Halep'de defnedilmiştir. Ayrıca Anadolu Selçuklu Devleti büyük karışıklıklara sürüklenmiştir.
Süleyman Şah; sefere çıkarken yerine vekil olarak Ebu'l Kasım'ı bırakmıştı ve kendisinin ölümüyle beraber Ebu'l Kasım, Anadolu Selçuklu Devleti'ni idare etmeye başlamıştır. Büyük Selçuklu sultanı Melikşah ise; Porsuk Bey'i tekrar Anadolu üzerine göndermek suretiyle Anadolu Selçukluları'nı itaat altına almak istemiştir. Fakat Porsuk Bey başarısız olunca bu sefer de Bozan Bey'i Anadolu üzerine göndermiştir. Bozan Bey'i geri çekmesi için birçok hediyeyle beraber Melikşah'la görüşmek için İran'a giden Ebu'l Kasım; Melikşah'dan Bozan Bey'in iradesiyle kendi iradesinin aynı olacağı, eğer Bozan Bey bu seferden vazgeçerse kendisinin de vazgeçeceğini, bunun için Bozan Bey'le görüşmesi gerektiği şeklinde bir cevap almıştır. Daha sonra Ebu'l Kasım, İznik'e geri dönerken kendisini takip etmekte olan Bozan Bey tarafından yakalatılmış ve boğdurulmuştur. Kendisinin ölümü üzerine kardeşi Ebu'l Gazi Anadolu Selçukluları'nı idare etmeye başlamıştır.
1092 yılında Melikşah'ın ölümüyle beraber Anadolu'yu itaat altına almak için bölgede bulunan Bozan Bey geri dönmüş ve Türkiye Selçukluları istiklallerini korumuşlardır. Yine Melikşah'ın ölümüyle beraber; Süleyman Şah'ın Ayn Seylem savaşında ölümünden sonra İsfahan'a götürülen oğulları Kılıç Arslan ve Kulan Arslan serbest kalmışlardır. Kılıç Arslan ve Kulan Arslan serbest kaldıktan sonra İznik'e ulaşmış ve Ebu'l Gazi; hiçbir direniş göstermeden idareyi Kılıç Arslan'a devretmiştir. Böylece Anadolu Selçukluları içinde bulundukları büyük karışıklıklardan çıkmış ve yeniden fetih hareketlerine başlamışlardır.
Sultan Kılıçarslan ; tahta çıkınca İzmir, Rodos, İstanköy, Sakız ve Midilli adalarını fethetmiş ve ilk Türk donanmasını oluşturmuş olan Çaka Bey'in kızıyla evlenmiştir. Daha sonra Peçenekler, Çaka Bey ve Kılıç Arslan arasında bir ittifak oluşturulmuştur. Bu ittifaka göre Peçenekler ve Selçuklular karadan, Çaka Bey ise denizden kuşatmak suretiyle İstanbul'u fethedecek ve Bizans İmparatorluğu ortadan kaldırılacaktı. Fakat bu durumun farkında olan Bizans imparatoru Aleksi Komnen; ilk önce Kıpçaklar'la anlaşmış ve 1091 yılında Peçenekler'i bertaraf etmiştir. Daha sonra Aleksi Komnen, Kılıç Arslan'ın ülkesinde; Çaka Bey'in çok güçlü olduğu ve sultanlık ***esinde olduğu şeklinde dedikodular çıkartmış ve bu dedikoduları öğrenince kaygılanan Kılıç Arslan, çok büyük bir hata yaparak kayınpederi Çaka Bey'i ortadan kaldırmıştır.