Urfa şivesi..
siye = sana
biye = bana
gelisen mı = geliyor musun
gidisen mı gidiyor musun
gelah = gelelim
gidah = gidelim
anê = anne
babo = baba
nene = nine
dedey = dede
bibi = hala
dayze = teyze
herif = koca
avrat = hanım bayan
güveg = damat
lo = erkek çağırılırken kullanılır
le = bayan çağrılırken kullanılır
deget = yürü git
güz = sonbahar
tez = çabuk
irak = uzak
suvak = sokak
mıhalle = mahalle
henek = şaka
afrit = şeytan yavrusu firlama kimselere denilir
hış oldum = döküldüm
öksedim = özledim
haho = yeter artık
kırtik = azıcık biraz
ağbati başiya = darısı başına
zerzur = sığırcık kuşu
kit = yabani güvercin
pısik = kedi
haket = gerçek
ğas = marul
bahtenis = maydanoz
pırpır = semiz otu
fırenk = domates
balcan = patlıcan
isot = urfa biberi
leymun = limon
pircikli = havuç
hıttı = bir salata çeşidi
bostana = bir çeşit salata (çok güzeldir)
savık = soğuk
ülbe = soğuk
tud = dut
ferik = taze, genç (aynı ben *)
payam = badem
kehke = simit
reçel = biber salçası
puşu = erkek baş örtüsü
haphap = takunya
kahke bezi = amerikan bezi
ezye = bayan elbisesi
sako = ceket
koyneg = gomlek
tuman = don, külot
kuşhana = tencere
teşt = leğen
sülahye = sürahi
koruk = olmamış üzüm
dürmük = dürüm
tike = nasil anlatsam bilmiyorum ama habbe deriz ya da lokma gibi bir şey.
şıllık = bir tatlı çeşididir.
germi = bulgur pilavi
tedirbe = sokak
heyat = evin geniş avlusu
mahle şenigi (şenik) = komşu, aynı çevrenin insanı
hâh = yabancı
hulh = bunu da nasil anlatacagimi bilmiyorum * hulhum dar demek içim sıkılıyor sabrım yok gibi
made = mide
Malatya Şivesi
A
Afin tefin : Darma dağın
Aş erme : Hamilelik hali
Arruta : Sevilen küçük kız çocuklarına denir
Arbet aşeret : Acayip
Arıstak : Toprak damın ağaçları
Alıta : İyi görmeyen
Allek : fitne-fesat

B
Barima : Bari
Bele : Böyle
Bastık : Pestil
Bayma : Üşümeden dolayı donacak hale gelme
Bayak : Demin, az önce
Bıldır : Geçen sene
Boyna : Daima
C
Cılğı : İnce kesilmiş bez parçası
Cılbır : Menemen yemeği
Cıncık : Cam kırığı
Cücük : Kuş yavrusu
Cılkıtma : Oyun bozma

Ç
Çinisi : Omuzu
Çemirlenme : işe koyulma
Çömelme : Ayak üstüne yarım oturma
Çapik : Acele
Çapıh : Alkış
Çar-çapik : Çok acele
Çapıt : Bez parçası
Çömçe : Kepçe
Çörrik : Az akan su
Çirçirik : Ağustos böceği
Çörten : Toprak damlarda su akan oluk

D
De-ya : işte orası
Deleme : Topaç
Dışlık : Sıkılma
Dehliz : Üstü kapalı geçit
Deyirmi : Yuvarlak
Dolambaç : Eğri büğrü yol
Densiz : şakacı
Debelenme : yerde Yuvarlanma
E
Elhem : Herhalde
Elpikleme : Tahılı tepirle samandan ayırma işi
Erinme : Üşenme
Eyin-öyün : Baştan savma
Efil-efil : rüzgar esmesi

F
Fırfırı : Fırıldak
Fırt : Yudum
Fenikme : Bunalma

G
Guncik : Dip, kuytu yer
Guzlacı : Doğuracak ******
Govik : Huni
Gıjileme : Çığlık atma
Gidişme : Kaşınma
Gangırma : bükmek-eğmek
Gıcıktırma : Kızdırma
Göyünme : Yanmaya yüz tutmuş
Gevende : geveze
Gever : Bahçe sulamalarında taksimat yeri

H
Heleki : İyiki
Hezacı : Hile yapma
Hayma : Bahçelerdeki ağaçtan yapılan gölgelik
Him-hime : Sırt sırta, bitişik
Him : Bina temeli
Hümbek : Yerli bir tür oyun
Hoplama : Atlama
Haftar : Obur
Hakket : Hakikaten
Hârim : Bir işte taciz etme
Hımbıl : Avanak, enayi
Hırma hış : Çok ezilmiş
Hıtap : Pide çeşidi
Hazna : Su biriken yer
Hırtlek : Boğaz içi

I
Iğınma : Bir işi zorlanarak yapma

İ
İleç : Bahis
İçme : Ilıca
İsabet : Nazar değme

K

Kulunç : İki omuz arası
Kakırcama : Bayatlama, bozulma
Kındırik : Ufak tefek
Koruk : Olmamış üzüm
Kırtik : Biraz
Kırcik : Taşla oynanan mahalli bir oyun
Kekeşme : Uyuşma
Kızzılkurt : Beddua
Kurrik : Sıpa
Kantarma : Kemerli yapı
Köme : Yığın

L
Lappıdana : Ortadan konuşma
Lüllük : Musluk
Lülük : bir sıkımlık köfte
Lığlama : Yuvarlanma

M
Manca : Salata
Meyrat : Ölenden kalan işe yaramaz şey
Mıt-mıt : Yavaş-yavaş

N
Nıkıs : Eli sıkı, cimri
Niniyesen : Sana ne
Nezelme : eskime

O
Oğunma : Bayılma
Onart : Doğru

Ö
Össeat : Anında
Örgetleme : aklını çelme
Özü baymak : acımak
Ökünme : Taklit etme

P
Pallikleme : Elle yoklama
Peçel : Beceriksiz, sakar
Pezzik : sebzenin nazik kısmı


S
Sırpıncak : Kaygan
Soyha : kirli üst-baş
Surha : Angarya
Sasımış : bozulmuş, kokmuş

Ş
Şapşak : Su kabı
Şuka : Pestilin katlanmış şekli
Şakuka : Yabani süslü kabak
Şörük : Tükürük
Şibik : Göz çapağı

U
Uşak : Çocuk
Urğun urğun : Gizli gizli

Ü
Üleş : Leş


Y
Yunma : Yıkanma
Yetmeti : Minder
Yampeş : Yan-yan yürüyen
Yarendik : Latife

Z
Zırtapoz: işsizgüçsüz - başıboş
Zumzuk : Yumruk
Zaar : Herhalde
Zaklanma : Alaya alma
Zağal : Tembel
Zıpır : Görgüsüz, kaba,cahil
Zoppik : Çıkıntı

Trabzon şivesi
Abdesluk : Ev içinde üzerinde abdest alınan leğen.
Aca : Acaba.
Afgurmak : Havlamak.
Aha : İşte.
Amofti (homarta) : Yabani yer çileği
Analis : Yumuşama.
Ander : Değersiz,işe yaramaz.
Angona : Zehirsiz kısa boyda bir yılan türü.
Anis : Yüksek kesimlerde yetişen bodur bir ağaç türü.
Aruk : Zayıf,çelimsiz,sıska.
Aşana : Köy evlerindeki geniş yeme-içme yeri.
Avat : Geniş yapraklı bir tür diken.
Ayam : Hava durumu.

Badama : Köy evlerinin önündeki sofa.
Bakla : Fasulye
Bakraç : Kova.
Bansi : ****** yemliği
Behrenk : Üstü örtülü su kanalı.
Berinnemek : Genellikle soğuk su veya hava ile ilk temasta yaşanan ürperti-irkilme
Bezleme : Saçta pişirilen ince yassı ekmek.
Biçki (bıçkı): Odun kesmeye yarayan testere.
Bitige : Çok küçük , az.
Bolaki : İsterim ki ,dilerim ki.
Bostan : Salatalık
Buldur : Geçen yıl.
Burşunda : Kavrulmuş arpanın öğütülmesiyle elde edilen un ve sıcak sudan oluşan karışıma pekmez yada yağ karıştırılarak yapılan yemek.
Campil : Elfeneri ampulü.
Ceyran : Elektrik
Çakaloz : Sincap.
Çalbara : Küçük bakır tencere.
Çangal : Bitkilerin kurutulduğu, yere dikilmiş dallı ağaç gövdesi.
Çaplama : Çit.
Çapula : Ayakkabı.
Çaştak : Salatalık,kabak gibi sebzelerin yetiştirildiği,dallarla örülü yer.
Çayan (zağana) : Yengeç
Çencik : Kapı ve pencerelerin kilitlenmesine yarayan küçük çengel.
Çeten (çöten) : Mısır koymak için yapılmış derme çatma ambar.
Çıngıl : Ağaç üzerine çakılıp çekilmesini sağlayan demir aygıt.
Çıtıman : Biçilmiş mısır bitkisinden yapılmış bağ (demet).
Çivit : Meyve çekirdeği.
Çolbaz : Beceriksiz.
Çortluk : Dikenlerle kaplı, girilmesi zor yer.
Çömen : Mısır bitkisi demetlerinin birbirine dayandırılmasıyla oluşturulan küme.
Daraba : Ahırdaki ******ları birbirlerinden ayıran tahta engel.
Darı : Mısır.
Dastar : Yün veya kıl ile dokunan bir çeşit kilim
Dırmaç : Yük taşımaya yarayan,iplikle dokunmuş uzun şerit.
Dimla : Az,biraz.
Dümbelek : Davul gibi vurmalı çalgı.
Düve : 1 yada 2 yaşında genç inek
Ediş : Gürültü,ses.
Eğercek : Yün eğirmeye yarayan alet.
Ekşili : Turşu.
Enük : ***** yavrusu.
Erşin (eğşin) : Köz karıştırmaya veya sac bazlama çevirmeye yarayan spatula biçiminde demir araç.
Eşka : Gölge.
Evza : Kibrit
Faraş : Küçük kürek
Ferbela : Entarinin etek kısmına yapılan fırfır.
Ferister : Küçük sepet.
Ferük : Piliç.
Fırçette : ****** gübresinin ahırdan dışarı atılması için yapılmış delik.
Firahti (fıraklı) : Bahçe ve arazi etrafını çevreleyen genellikle tahtadan yapılan çit.
Fisil : Taze soğan.
Folluk : Tavuğun üzerine çöküp yumurtladığı yardımcı yumurta.
Foti : Çukur.
Furunkurusu : Fırında kurutulmuş mısır.
Fuzan : Hububatın kepeği.
Gaban : Yamaç.
Gazel (gazal) : Kuruyup dökülmüş ağaç yaprağı. (genellikle ahırlarda üzerinde ******ların yatması için serilir.)
Gelber : Toplamaya yarayan aygıt.
Gelder : Bkz. Kertel.
Gıdık : bkz.şelek
Glavu : Kesici araçların keskinlik durumu.
Gosu (gosi) : Kuluçkaya yatmış tavuk.
Gotila : Ense.
Görüm : Gelinin kocasının kız kardeşi.
Göscek : Gözlük
Haçan : Madem ki.
Handoşira : Kirpi.
Harar : Büyük çuval.
Hartama : Eskinde yapılarda çatı örtüsü olarak kullanılan ince tahta
Hışır : İşe yaramaz,yıkık,viran.
Hızan : Çoluk-çocuk
Hızar : Büyük testere.
Horom : Bkz. Çömen.
Hoşafliza : Kertenkele.
Hurek : Baykuş.
Iba : Nem, rutubet
İfteri: Eğrelti otu.
İlistir : Büyük süzgeç.
İs : Akıl
İskemle : Tahtadan yapılmış alçak tek kişilik oturak. Bir çeşit sandalye.
İsriç : Bir ağaç türü.
İstif : Lahana ve fasulye ile yapılan bir yemek.
İşkebit : Eşek arısı.
İşlik : Gömlek.
İşmar : El ile işaret etme,çağırma.
İvez : Sivrisinek.
İzimlang (izimlan) : Taze sürgünleri yenilebilen bir tür dikenli bitki.
Kafkal : Fındık tanelerini koçanından ayırma.
Kangel : Eğri.
Kapaniza (kapan) : Kuş veya fare yakalamak için kullanılan mekanizma (tuzak)
Kaput (gabut) : Ceket, kaban türü kalın giysi
Karak : Kapı veya pencerelerin kilitlenmesi için kullanılan çengelli araç.
Karavu : Meyve toplarken dalları çekmeye yarayan çengelli uzun dal(sopa)
Karganak : Değirmen taşına mısırın akmasını sağlayan,taşın üzerine sürtünen tahta.
Karniluk : İşkembe.
Kartobi : Patates.
Kaş : Yamaç,uçurum.
Kaybana : Sevilmeyen,istenmeyen.
Kelek : koyun-keçi gibi ******ların boynuna asılan sac zil
Kelem : Bkz. Uli.
Kelep : Yumak
Kemçük : Elma, armut gibi meyveleri yenildikten sonra kalan kısım.(artık)
Kenef : Tuvalet.
Kepengi : Evden Ahıra inmek için kullanılan kapak.
Kerenti : Tırpan.
Kermone (kirman) : Yün eğirme aracı.
Kertel : İneklerin içinde yem yediği kap.
Keski : Kalemtıraş.
Kıdım : Çok az miktarda olan. Kız çocuğu anlamında da kullanılır.
Kırnap : İp, ip parçası
Kilostor : Tahtadan yapılmış kapı sürgüsü.
Kobi : Küçük ***** türü.
Kodofla : Mısır koçanı yaprağı.
Kohle : Salyangoz.
Kolik : Kerestelik ağaç.
Komar : Kısa boylu bodur çalılık.(Ormangülü)
Komri : İskemle
Kopça : Düğme.
Korkotila : Büyük bir solucan türü.
Korsa : Evin içinde köşe başında odun konulan yer.
Korzil : ****** yiyeceğinin üzerinde doğrandığı odun parçası.
Kosu : Kuluçkaya yatmış tavuk.
Koşa : Patlamış mısır.
Koşama : Avuç dolusu.
Kot : Mısır ve fasulye ağırlığını ölçmeye yarayan beş kiloluk ölçek.
Kotoş : Mısır koçanı.
Kozer : İçerisinde kedinin yemek yediği odundan yapılmış yontma kap.
Kozik : Kabuğu soyulmuş,taşınmaya hazır kütük.
Köhle : Pire.
Kömre (kemre) : ****** gübresi.
Kön : Deri
Kudal : Kazanda pişenleri karıştırmaya yarayan uzun odun.
Kudene(güdene) : Ayıklanmış mısırdan geri kalan odunsu kısım
Kuguvak : Yenilebilen bir tür mantar.
Kukus : Tuz,dolu tanesi.
Kukuvak : Mantar.
Kuplas : Yüzüstü durma.
Kurebi : Diken kesmeye yarayan küçük balta.
Kurut : Çökeleğin kurutulmuş şekli.
Kusa : Siğil.
Kuş lastiği : Sapan.
Kuz : Kuzey
Labaza : Geniş yapraklı,yabani bir ot.
Lalak : Çevresinde olup bitenlere duyarsız,zor anlayan.
Langi : Uçurum.
Lapçin(lepcük) : Yassı.
Lazıt : Mısır.
Lenger : Tabak.
Levor : Etkileyici kokusu olan yabani bir ot.
Lifoz : Dağ çileği.
Limanda : İkiz.
Longoz (langoz) : Derin, dipsiz kuyu. Kör, karanlık kuyu.
Madirka : Çekiç
Manca : Koyu kabak veya lahana yemeği.
Melevücen : Bkz. İzimlang.
Merek : ****** yiyeceği (sap, saman, ot) veya gazel konulan baraka.
Mertek : Ev yapımında kullanılan büyük kalas.
Meşebe (meştebe) : Maşrapa
Mile (misket-mıras) : Çocukların oynadığı cam yada ****l küre (bilye).
Mintan : Gömlek - bluz
Mizir : Cimri
Mol : Bitki topluluğu.(Örneğin; Fındık Molü)
Mora : Çilek.
Mudara : İşe yaramaz,güçsüz.
Murç : Genellikle taş kırma yada odun yarma işinde kullanılan büyük çivi
Navlun : Yol parası, araç kirası-ücreti.
Nakıs : Eli sıkı (pinti, cimri).
Oğli : Erkek çocuğu.
Otluk : Mısırın ineklere yedirilen kurutulmuş gövdesi ve yaprakları.
Öksoğu : Ucu yanmış,köz olmuş odun.
Ömen : Çocuk oyunlarında başlama çizgisi.
Panti : Bkz. Bansi
Payanda : Desteklemek amacıyla yanlardan dayanmış direk.
Pelit : Meşe ağacı.
Peşko(pöşke) : Saç soba.
Petaliza : Kelebek.
Pırtı : Elbise
Pileki (Bileki) : Üzerinde ekmek pişirilen ocak taşı.
Pitil : Buzağı kursağı.
Pontul : Pantolon
Puspuran : Büyük sıçan.
Rızi : Kara lahana bitkisinin gövdesinin içindeki yenilebilen kısım.
Riğoz (Verauz) : Evlerin arka tarafındaki dar aralık.

Sap : Biçilmiş mısır bitkisi.
Sayfan : Genellikle evden uzak arazilerde geçici barınak olarak yapılan derme çatma yapı.
Sazluk : Bataklık.
Sef : Yanlış
Sekmen : Bkz. İskemle.
Serender : Hububatın konulduğu, direkler üzerine yapılmış serin depo.
Silikta : Tavada yapılan zeytinyağlı küçük pide.
Simla : Gözün kenarında birikmiş tortu.
Sinakliza : Ateşböceği.
Sini : Üzerinde yemek yenilen genişçe tepsi
Sirke : Bit yumurtası.
Solak : Sol elini kullanan.
Somar : Yeşil renkli, geniş yapraklı bir bitki.
Suğnis etme : Yemeğin tencerenin dibine tutması,yanması.
Suluk : Eski evlerde lavabo yerine kullanılan bölüm.
Sumul : Ekmek kırıntısı.
Sumur : Sıcak mısır ekmeğinin içine yağ ve şeker konularak hazırlanan yemek.
Supramak : Yontmak.
Surgu : Fermuar.
Şafla : Ağız akıntısı,salya.
Taflan : Kiraza benzeyen çekirdekli bir meyve.
Teçir : Sığırların ticaretini yapan kişi.
Tekir : Bkz. Serender
Temreğü : Egzamaya benzeyen bir cilt hastalığı.
Tentene : Dantel
Terek : Kapaksız mutfak dolabı.
Tevek : Salatalık, kabak veya üzüm gibi bitkilerin uzun kolları(dal)
Tirma : Ayran ve mısır unundan yapılan muhallebi kıvamında bir yemek.
Tirmaç : Bkz Dırmaç. Yük taşımaya yarayan,iplikle dokunmuş uzun şerit.
Tirmuk : ****** gübresini atmaya yarayan demir aygıt.
Tohli(toklu): Bir yaşındaki erkek koyun.
Tumbi :Tümsek
Uli : Bkz. Rızi.
Urba : Bkz.Pırtı.
Uşak : Çocuk
Üğleşmek : Oyalanmak suretiyle geçikmek. Eğleşmek.
Üğo : Eğe.
Üsküt : Küsmüş,sessiz
Varagel : Teleferik.
Vindo : Kan emici büyük sinek.
Vizora : Biberon.
Vumbura : Yaban arısı
Yaba : Ucu iki çatallı dal. Genellikle çamaşır ipinin yerden yükseltilmesi için kullanılır.
Yal : Otların kazanda kaynatılmasıyla hazırlanan ****** yiyeceği.
Yalak : Ağaçtan oyulmuş ******ların su içtiği büyük oluk.
Yavşan : Dallarından süpürge yapılan bodur bitki.
Yaylim : Otlak.
Yazgı : Küçük saplı et doğrama baltası.
Yeygü : Çeşitli otların karışımıyla elde edilen ****** yiyecek türü.
Yüklü : Hamile.