Ardahan Şivesi..
Aba: kıldan örülmüş kalın kumaş ve bu kumaşdan yapılan elbise
Ağa: Büyük erkek kardeş, Ağabey
Abad: Gelir
Abad olmak: Gelirden memnun olmak
Ağıl: ******ların dışarıda kapatıldığı yer
Ağhee: Eyvah anlamında olan sözcü
Ağhır: Son, insanı son
Ağartı: Yağ, peynir, süt yoğurt gibi yiyeceklerin genel adı
Ağırsak Teşinin üst kesiminde çengelli olan yuvarlak parça
Ahan İşte, burada
Anık Yeterince mayalanmamış ekmek hamuru
Ahırı: Sonu
Ağhırın gele: Sonun gele, ölesin
Ağhur: Hayvenlerin konulduğu yer. Ahır
Ağhbun: Gübre
Akuçka Pencere
Alha: Hele gör
Alaf: Kışlık için hazırlanan ****** yemi. Ot Saman
Andır: Uğursuz şeyler için söylenilir.
Asaca Yıkımak: Başını önden yıkamak
Andıra Kalsın: Uğursuz olan şeylerin sonu gelsin
Atol: Patatese benzer fındık büyüklüğünde kök
Avlu: Odaların önüne yapılan koridor
Ayar: Atın sırtına vurulan eğer
Ayvan: Eyvan Balkon, evlerin önüne yapılan örtme
Azgun: Şimarık


B

Baca: Evlerin üst kısmını konulan küçük pencere
Badval: Ambarın bir çeşidi
Baga,Pege: Ahırda ******lara ot ve samanın verildiği tahta bölme
Barç Etmek: Seslice şapırdatarak öpmek
Basma: ****** pisliğini bastırarar düzeltilmiş şekli
Beç: Biraz geri zekalı anlamında, safca
Bed: Çirken
Bednar: Bir çeşit çıban yarası
Bege: Ahırda ot ve samının konulduğu yer.
Beng: Ben, hal, insan vücudunda ki siyah lekeler
Belli: Bilinen
Berf: Kar
Besmi: Bir isim
Bıçğı, Bışğhı: Testere
Bıldır: Geçen sene
Bınıvız: Sinsi
Bışkol: Koyun pişliği
Bibi: Babanın kız kardeşi
Biçin: Tırpanla biçilmiş ot ya da ekin
Bidibidi Az, az ufak ufak
Bij,bijli: Sivri uç
Bişi: Hamur kızartması
Bişka: Kibrit
Boğozlu: Obur.çok yemek yiyen
Bölme: Büyük tepsi
Buğari, puğhari: Evlerin üstündeki duman çıkan baca
Buluz: Elbise
Büzdük: Kalça


C

Cadi: Yağcı, insanlara yağ yakan kimse
Cağ: Şiş ya da mil
Camuş: Manda
Cancur: Bir tür küçük erik
Cazigudiyan: Yağcı ya da şeytan
Cemse: Askeri araç
Cici bici Süslü, püslü
Çigelek: Yaban çileği
Cigerakraba: Enyakın akraba
Cillenmek Toprağın yeşillenmesi
Cinav: Kamçı ya da bir ot çeşidi
Cıcık: Güzel
Cığız: Oyun bozan Cığıza cur bahane
Cılcıbıl Çırıl- Çıplak
Cırcır: Fermuar
Cırnak Kuşların ayak parmak ucu
Cızlavet: Siyah içi astarlı lastik ayakkabı
Cırnağ: Tırnak
Coc: Bataklık,
Cucul: Civciv,
Culuk: Hindi
Cur: Çocuk oyunlarında oyun bazmak
Cücük: Tavuk Kaz hindi kuş gibi ******ların yumurtadan çıkan yavruları

Ç

Çar: Bir tür bez çarşaf
Çaynik: Çaydanlık
Çeçil: Tel peyniri
Çemirlemek: Gömlek kolunu katlayarak çevirmek
Çengel: Kargaburnu Çatal
Çimmek: Yıkanmak, banyo yapmak
Çit: Kadın baş örtüsü
Çor: Sinirli bir zamanda söylenilen söz
Çorağh: Verimsiz


D


Dabak: Bir ****** hastalığı
Dadağh: Ağabey, Kardeş
Dadda: Çocuk maması
Damçı: Damla
Davar: Koyun
De hayde: Çabukça gel
Degenek: Sopa, çubuk
Değirmi: Yuvarlak
Demiray: Bir tür yara, egzama
Derekep: Derhal, hemen
Desinler için: Gösteriş olsun diye
Diksinmek: Tiksinmek
Dıldıbıl: Çırılçıplak
Dillo: Ketenden örülmüş çuval
Dınaz: Alay
Dınaz etmek: Alay etmek
Dolamaç: Dönemeç
Dolap: Büyük su değirmeni
Dolça: Maşrapa
Doydoy: Güvercin
Dummak: Suya dalmak
Düge: Düve
Düğmeç: Ekmek ve yağla yapılan bir çeşit yamak, ekmek aşı


E

Eebele gel: İşte böyle bu yana gel
Efsene: Saf insan
Eğiş Teknede hamur kazıyan, kazıyacak
Ekmek aşı: Düğmeç
Eqgo: Nene, ana anlamında
Ele deme: Öyle söyleme
Endeze olmak: Oyalanmak
Erek: Orman içinde ki açıklık alan
Ergiş: Herif , ev adamı
Eringen: Tembel, üşenen
Eseslice: Esaslıca
Eşgere Açık , alenen
Evlek: Tarla sürümünde pulluğun açtığı iz
Eze Teyze


F

Fanti: İskambil
Ferik: Henüz yumurtlamamış tavuk, Piliç
Fırtık: Sümük
Fırtıklı: Sümüklü
Fışğı: Tezeğin ufalanmış şekli
Fitoz: Sevimli
Fizzah: Bağırmak
Fizahlanmak: Bağırmak, ağlamak
Furuç: Armat kurusu

G

Gagaç: Kurumuş otlara verilen ad
Gağ: Meyve kurusu
Gada: Dert, bela
Gadan alem: Dertlerini ben üstüme alayım
Gakka: Çocuk dilinde şeker
Galak: Tezek yığını
Galet: Bisküvi
Ganayahlı: Kadın ya da kız için söylenilen bir söz
Ganfet: Akide Şekeri
Garo: Eski anbar
Garonun yokuşu: Ambar yokuşu
Gaşka: At Arabası
Gav: Kil, toprak
Gavçe: Çengel
***ğana: Sahanda yumurta
Gecen ğhere kalsın: İyi geceler
Gedek: Manda yavrusu
Gejjo: Aptal, bilinçsiz
Gem: Döven
Geven: Dikenli derelerde olan bitki
Gıdella: Küçük sepet
Gıdıl: Küçük
Gımı Atol denen bitkinin uzanmış sapı
Gımı gıçlı İnce bacaklı
Gıdik: Oğlak, Keçi yavrusu
Gıjgırmak: Yoğurdun ekşimesi
Gıjjik: Kıvırcık saç
Gınco: Zayıf, çelimsiz
Gırgal: ******ları bağlamak için ağaçtan yapılmış boyun bağı
Gırnap: Sağlam ip
Gobbuz: Yumruk
Gobbal: Büyük burun
Gocik: Kaban
Golopi: Tahtadan yapılmış sitil
Gizenguggi: Saklambaç oyunu
God: Bir ağırlık ölçüsü
Godda: Büyük zar, makara
Godik: Manda yavrusu
Gor: Mezar
Gorbagor: Toplu mezar
Gorluk: Cenaze için saklanan para
Gorhana: Mezarlık
Goruhçu: Kır bekçisi
Gozo: Biçimsiz, düzeni bozuk
Göze: Pınarın suyunun çıktığı yer
Gurra,Gurre: Kendini beğenmiş
Gudik: Enik, ***** yavrusu
Gurduşka: Kadınların giydiği bir çeşit gömlek
Guli: Hindi
Gurban: Bir isim
Guşhana: Tencere
Guzzik: Kambur
Güman: Umut
Güman etmek: Umut etmek



H

Hacillenmek: Yaptığına pişman olmak
Hal: Siyah ben
Hamarat: Becerikli
Harbi: Doğru
Hardahurda: Kırık ya da döküntü
Harğ: Ark, su kanalı
Harbutlamak: Sıcak su ile soğuk suyu karıştırmak
Haro: Ambar ya da samanlık içinde ki bölme
Haros: Ekilmemiş tarla
Hasıllama: Yoğurmak
Hedik: Haşlanmış buğday, diş hediği
Hengel: Mantı
Helek: Yorgun
Helek olmak: Yorgun düşmek
Herk: Sürülmüş tarla
Herslenmek: Sinirlenmek
Hetircek: Ocak taşları üzerine, yemek pişirmek için konulan demir çubuk
Hevenk: Kara batmamak için ayağa giyilen geniş ayakkabı
Heyat,hayat: Bahçe
Himm: Bina yapımı için kazılan temel
Hırkal: Mantı
Hışt: Çivili ***** tasması
Hızan: İş bilmeyen
Hodak: Öküzün boyunduruğuna binen ve öküzleri süren çocuk
Hop, ğhop: Sabanın demir olan ucu
Noravel: Hodak denen çocuğun söylediği maniler
Hozan: Biçilmiş tarlanın birdiyer adı

İ

İstikan: Çay bardağı
İstol: Sandalye
İskat: Ölünün arkasından günahına karşılık verilen para
İşkınlanmak: Filiz vermek
İşkirlenmek: Şüphelenmek
İşmar: İşaret etmek
İtelemek: İtmek

K

Kanfet: Akide şekeri
Kargun: Yazın karların erimesiyle oluşan sel
Kaşka: Ağaçtan yapılmış el arabası, küçük araba
Kayış: Kemer
Kayğana: Sahanda yumurta
Kebani: Ev işlerinde hamarat olan kadın
Kefterkuski: Hortlak
Kerme: Koyan pisliginden yapılan tezek
Kerti: Bayat
Kidik: Keçi yavrusu
Kınnap: İnce dayanıklı ip
Kırlent: Sekilere konulan yastık
Kirtil: Kısa ve oldukça sert ot
Kitmir: Küçük
Kodik: Manda yavrusu
Kolik: Boynuzu olmayanan ******lara denir
Kollik: Kuyruğu kesilmiş ******
Kolopi: Küçük sitil
Kopça: Düğme
Kopti: Kaba,saba
Kor: Kör
Kart: Yeşil çimenlik ama sert olan yer
Koraraba: Kağnı
Koroğlu: Köroğlu
Korberevi: Önünü görmeyen
Koşat: Binalarda yük taşıyan kalın ağaç
Kotan: Pulluk
Kozik: Ahırda danaların kapatıldığı yer
Köçmek: Evlenmek
Köynek: Gömlek
Kudik: Küçük *****, Enik
Kulun: Kısrakların yavrusu
Kullik: Bere
Kunkul: Omuz
Kurig: Kısrakların yeni kulunu tay
Kurun, Kürün: Ağaçtan oyularak yapılan su kabı
Kuşkana: Küçük tencere
Kuzzik: Kambur
Küllah: Böğürtlen
Külek: Ağzı geniş, altı dar su kabı
Külül, Külür: Yabani bezelye
Küski: Kaldıraç Söz sözün küsküsüdür
Kütan: Kotan,Pulluk
Küze: Su kabı

L

Lallo: Konuşamayan, lal
Lapatka: Kürek
Laçin: Doğan
Laz: Karadenizliye denilir
Lazut: Mısır
Leçek: Beyaz renkli başörtüsü
Lelê: Ana, bakıcı
Lenger: Geniş ve derin leğen
Lezgi: Halk müziğinde bir makam adı. İsim, bir aşık adı
Lıbbız: Parasız, Züğürt
Lığlanmak: Mızmızlanmak gibi
Lili: Lakap,
Lobya: Fasulye
Loda: Büyük ot yığını
Lokko: Büyük kaba
Lök: Büyük
Lüle Musluk, Suyun aktığı boru

M


Mahal: Yer, mesken
Mafiş: Küçük kare şeklinde kesilmiş yufkanın yağda kızartılması
Makat: Tahtadan yapılmış sedir
Mar: Yılan
Maşrapa: Kulplu bir çeşit su kabı
Mattavar: Bir çeşit hastalık
Maya: Kadın adı
Mazi: İki teker arasında ki mil
Mehriban: Kadın adı, merhametli
Mercana: kışlık yakacağın ormandan temini.
Meşe: Orman
Merek: Ot ya da saman konulan ev: Merek yandı sıçana da kalmadı
Mintan: Gömlek
Miras kalsın: Mal sahibinin ölmesini dilemek
Modgam: İmece
Morbet: Çırak, yardım eden çocuk
Mozik: Bir yaşına girmiş dana
Möğkgem: Sağlam
Muzveil: Muhbir
Muzveillenmek: İhbar etmek
Mürgülemek: Otururken hafifden uyumak, şekerleme

N


Nahır: Sığır sürüsü
Neft: Gazyağı
Nevale: Erzak
Napuzzar: Kapının önünde ya da arkasında kalan tarla
Nat: Tırpan sapı
Nataş: Çıra parçasına verilen ad
Nöker: Hızmetkar

O

Ola, Ula: Ulan, arkadaş
Oçkur: Uçkur
Ola Çabuğh Gaç: Hemen kaç

Ö

Ögeç: Bir yaşını geçmiş erkek kuçu



P

Pağaç: Yuvarlak ve kalın bir tür ekmek, somun
Pağhıl: Kıskanç
Pağhıllanmak: Kıskanmak
Pampara: Bir tür yabani bitki
Panta: Yabani armut, ahlat
Papağ: Başa giyilen tiftik başlık
Papul: Çocuk ayakkabısı, patik
Peg: Yıkıntı, virane olmuş ev kalıntısı için denir
Pege: Ahırda ******ların ot ya da saman yedikler bölme
Pepe: Kekeme
Peleş: Boynuzları yanlara doğru açılmış ******lara verilenad
Peçkir: El havlusu
Pisik: Kedi
Peş: Arka
Peşine gitmek: Arkasından gitmek
Peşlemek: Kovalamak
Peşgun: Ayakları kısa yer sofrası
Pırti: Elbise
Pızık: Yabani arı
Pızıklanmak: Sineklenmek
Pin: Tavuk yuvası, kümes
Pingal: Folluk, tavuk yuvası
Pitik: ***** yavrusu
Polum: Oyun
Polim yapma: Oyun yapma
Portlak: Göz yapısı büyük olan
Poşa: Çingene,
Potur: Büzgü
Poy Poy: Hele bakın anlamında Poy Poy Gülen
Pöçük: Kuyruk, en geride kalan
Puç: Hiç, yitirmek Emegim puç oldu
Punğar: Pınar
Pumpul: Yastık başlarına dikilen püskül, süslü
Pulul: Ot demeti
Put: Bir ağırlık ölçüsü
Puti: Yiyeceği olmayan ailenin fertlerini komşuları alıp besleme işi
Püşürik aşı: Bir tür çorba
Pöçük: Son. Kuyruk
Pörçük: Tırpanı sapına bağlanan yeri
Pörçüklü: Yağcı,
Punğar: Çeşme

S

Sağdıç: Düğünde damadı gezdiren kişi
Sahi: Gerçek
Sahi mi: Gerçek mi
Sak: Çorabın tabandan yukarı olan kısmı
Sako: Sakar, dökülen
Sambağı. Samileri bağlıyan ip
Sami: Boyunduruğa takılan ağaç ya da demir çubuk
Sanaksal: Ahırların orta yerinde çukur ****** bokunun toplandığı kanal
Sap: Başakların tutunduğu dal
Sarol: Can eriği
Sazna: Arazi ölçümünde kullanılan bir ölçü aleti
Secele: Soy kütüğü
Segirtmek: Çabuk gitmek
Sıggavus: Ahır temizlemede kullanılan süpürge
Seki, Sevki: Sedir
Sıloık: ıslık
Sinor: Tarla hududu, sınır
Sitekan İstikan Bardak
Sitil: Süt kabı
Sivirlenme: yokuş aşağı kayma olayı
Stol: Sandaliye
Sosiya: Parlak renkli kara kuş



Ş

Şaplak: Tokat
Şillopa: Karla karışık yağmur
Şirat: Peynir Suyu
Şoğurt: Salya
şourtlu: Salyalı
Şor Tuzlu
Şoş: Asfalt yol
Şöbe: Oltu taşından yapılan boncuk
Şuşlanmak: Fazla yatmak
Şuşurtluk: Değirmen oluğunun su dökülen yeri
Şüzzük: Peynirin suyu

T

Tağaryirlenme: Kendinden geçme
Tanış: Tanıdık
Talaş: Telaş
Tapan: Sürülmüş tarlayı düzeltmeye yarıyan tahta kalas
Tapul: Ot demeti
Tar: Tavukların üstüne dizildiği ince sırık
Tavşal: Kadınların baş örtüsünün kalını
Tecgere: ****** pisliğini taşımaya yarıyan tahat alet
Têlli: Güzel, narin
Telis: Çuval
Teper: Doldurur, Ha bire teper
Terek: Raf
Termaş: Bozuk
Termaşa kalsın: Bozulsun kalsın
Terpen: Kımılda
Terpet: Kımıldat,
Teşi: Yün eğirmeye yarayan alet
Teşt: Saç legen
Tevür: Çeşit
Têy: bir nida, Têy nezaman geldi
Trink: Peşin para anlamında
Tik: Yüksek, dik
Tığ. Harman yerinde ki saman yığını
Tığa: Saygısız olan delikanlıya denir
Tırık: İshal
Tırhıç: Ahırın içini bölmek için yapılmış tahta duvar, bölme
Toklu: Yaşına girmiş erkek kuzu
Tulla: ***** eniği
Tullanmak: Yuvarlamak
Tuluk: Tulum
Tuman: Don
Tülek: Korkudan çabukça kaçan, ödlek
Torpağh : Toprak
Torpağh başına: Ölesin, mezara gidesin
Torlak: İş bilmeyen, acemi
Tosbağa: Kaplumbağa
Toklu: Bir yaşında kuzu
Toy: Düğün
Tump: Tarlaların kenarı
Tütün: Duman
Tütüye Bir kadın ismi

U

Uca: Yüce, “Uca dağların başında
Uçuğh: Yıkık
Uğuz: Oğuz
Ula: Ola, olan
Ula Ula: Hele hele
Umaç: Hamurdan yapılan bir yemek
Uşağh: Çocuk

Ü

Ürek: Yürek
Üstü: Elbisesi
Üzerlik: Sedefotu
Üzdür: Yüzdür

V

Varlı: Zengin
Vedre Kova, su kabı
Veran: Viran, harabe
Veran kalsın: Harabe olsun
Voj: Yular
Vurgun: tutkun
Vışşş! Şaşırma ifadesi

Y

Yad: Yabancı
Yal: ***** yiyeceği
Yalağh: Köpeğe yal verilen kap, yal kabı
Yalaka: Yağcılık eden
Yanaşma: Yandan takılan
Yanbegi: Yatay olan eğiri
Yanpuri: Eğri düz olmayan
Yansılama: Taklit etmek
Yarpağh: yaprak
Yaşik: Ağaçtan yapılan kasa
Yaşmağh: Başörtüsü
Yavan: Katıksız
Yaylığh: Başörtüsü
Yêddi: Yedi
Yege: Eye
Yegin: Çalışkan, üşenmeyen
Yeke: Büyük, kocaman
Yêri: Yürü
Yerinmek: Heveslenme
Yesir: Esir
Yesir olmak: Kurban olmak
Yeşilpiç: ¼ lük Rakı
Yığ: Topla
Yığın: Ot yığını, kalabalık
Yumri: Yuvarlak
Yuha: Sığ derin olmayan
Yuha: ince
Yuğhu: Uyku Yuğhun Gelêr
Yüngül: Hafif
Yola vurma: Gönderme
Yon: Bir ağacı yontmak.
Yoz: Kısır mal



Z

Zabun: Çelimsiz
Zağar: Küçük *****
Sağ: Kara karga
Zağ: Keskin sivri
Zağar: Küçük *****
Zanduğh: Sandık
Zanka: Kızak
Zahar: Gerçekten öyle
Zeher: Ağu, Zehir anlamında
Zehrimar: Sinirli bir anda Ne var anlamında kullanılır
Zer: Altın
Zerzebil: Perişan
Zerge: Değersiz, değeri düşük olan denir
Zeşt: İnce sac
Zeşt: Ağıt
Zıbın: Bebek gömleği
Zevsek: Geveze
Zırlama: Ağlama, çok söylenme
Zırza: Asmalı kapı kilidi
Zırzop: Uyumsuz, kaba saba
Zibidi: Giyimiyle topluma uymayan kişi
Zibil: İnce toz
Zirt: Gösteriş meraklısı
Ziyankar: Zarar veren
Ziyil: Siğil
Zoğ: Tarla, çayır biçiminde tırpanın biçerek yığdığı ot
Zokko: Mantar
Zukkum: Haram
Zukkum: Zehir, zakkum anlamında
Zanduk: sandık