Arslan Bey Dönemi (1009 – 1025)

Selçuk Bey, uzun ve başarılı bir ömrün sonrasında 100. Yaşını devirerek 1009 yılında vefat ettiğinde veliahdına büyük ve güçlü bir beylik bırakmıştı. Selçuk Bey’in oğlu Arslan Bey, babasından devraldığı beyliğini daha da güçlendirecek, Büyük Selçuklu Devletinin temellerini atacaktır. Arslan Bey, henüz babası Selçuk Bey hayattayken beyliğinin idaresinde görevler almaya başlamıştı.

992 yılında Samani Karahanlı mücadelesinde Samanilere yardım ederek Karahanlıların mağlup eden Arslan Bey, bunun karşılığında Buhara – Semerkand arasında bulunan Nuh köyünü Selçuklu Beyliğine yurt haline getirmişti. Karahanlılar 999 yılında Buhara’yı ele geçirip Samani Devletini yıkınca Samanilerin yerleşim izni verdiği bölgeler Selçuklu Beyliğinin mutlak hakimiyeti altına girmişti. Samaniler, Karahanlılar tarafından yıkılınca Samani Şehzadesi Ebu İbrahim el-Muntasır, Karahanlılara karşı mücadele etmek için Arslan Bey’den yardım istemek zorunda kaldı (1003). Arslan Bey, Samani Şehzadesini korumak için giriştiği mücadelede Karahanlı ordusunu bozguna uğrattı ve Samanilerden sonra hakimiyeti altına aldıkları bölgelerden Karahanlıları uzak tutarak yeni sınır komşularına göz dağı vermiş oldu. Bu savaşın akabinde Karahanlı ordusu bizzat Sol Yabgu’nun komuta ettiği bir orduyla Selçuklu Beyliğinin üzerine taarruza kalksa da Arslan Bey’inde bizzat ordusunun başında bulunduğu bu mücadele de Karahanlılar ikinci bir bozguna daha uğrayarak Selçuklu Beyliğinin gücünü kanıksamış oldular.

Arslan Bey, babası Selçuk Bey’in vefatı ile (1009) Selçukluların liderliğine geçtiğinde sınır komşuları olan Karahanlılar saltanat mücadeleleri ve iç karışıklıklar ile boğuşuyordu. 1012 yılında Karahanlı Hükümdarı İlek Nasr’ın vefat etmesi üzerine Karahanlı varislerinden Ali Tigin, yönetimi ele geçirmek için Arslan Bey’den destek talep etti. Arslan Bey ve Ali Tigin birlikte hareket ederek Buhara Kentine girdiler (1021). Bu stratejik hamle ile birlikte Selçuklu Beyliği artık Buhara Kentinde de yerleşme olanağı bulmuş oluyordu.