KUDÜS KUŞATMA ALTINDA

Bütün bunların yanı sıra Britanyalılar Ürdün Kralı Abdullah’ı, Arap bölümlerini istila etmesi ve krallığına katması için destekledi. Bunlar Abdullah için yeterli değildi. Kudüs’ü de istiyordu.

Böylece Kudüs kuşatıldı.

Nisan ve Mayıs 1948’de mücadelenin odağı, dağlardan geçen Kudüs yolu idi. Yoldaki araçlar, yukarıdaki silahlı kişilere tamamıyla açıktı. Şehirdeki Yahudilere gerekli olan her şey bu yoldan gelmeliydi ama ulaşamıyorlardı.

Açlık hüküm sürüyordu. Eski Şehir’deki Yahudi mahallesinde oturanlar tamamıyla tecrit edilmiş durumdaydı.

Derken, şaşırtıcı bir olay meydana geldi. Nişan alma becerileriyle ünlü olmayan genç bir Yemen Yahudisi, neredeyse kaza ile tepelerdeki üç Arap’ı öldürdü. Bu adamlardan biri Arap lider Abdül Kader el Hüseyni idi. Moralleri bozulan Arap güçleri konumlarını terk ederek cenazeye katılmaya gitti.

Bunun sonucunda yiyecek taşıyan 250 kamyonluk devasa bir konvoy şehre girmeyi başardı. Berel Wein Triumph of Survival (Hayatta Kalmanın Zaferi) adlı eserinde şöyle yazar (sh.397):

“(17 Nisan 1948 Şabat günü) Yahudiler tallet’leri omuzlarında sinagoglardan çıkarak konvoyun boşaltılmasına yardım etti. Kudüs kuşatması bir anlığına yarılmıştı. Ancak Araplar Nisan sonunda güçlü bir karşı saldırıya geçerek Kudüs yolunu bir daha kesti. Yahudi Kudüs’ü sonraki yedi hafta boyunca tecrit edilmiş durumdaydı.”