Bitkiler toprağa bağlıdırlar. Bu nedenle bitkilerde yer değiştirme şeklinde bir hareket görülmez. Ancak bir uyarı olduğunda durum değiştirme hareketi yapabilir. Bitkilerdeki hareketler tropizma ve nasti olarak iki grupta incelenir.
Bitkilerde hareket uyarının yönüne bağlı olursa tropizma, uyarının yönüne bağlı olmazsa nasti adını alır. Tropizma ve nasti hareketleri aşağıdaki tabloda verildiği gibi gruplara ayrılmaktadır.
Bitkilerde Hareket

Tropizma


  • Fototropizma
  • Geotropizma
  • Hidrotropizma
  • Kemotropizma
  • Haptotropizma
  • Travmatropizma

Nasti


  • Fotonasti
  • Termonasti
  • Sismonasti

Fotoperyodizm


  • Kısa Gün Bitkileri
  • Uzun Gün Bitkileri
  • Nötr Gün Bitkileri

ÖNEMLİ NOT: Bazı biyoloji kaynakları fotoperyodizm hareketini nasti hareketler içerisinde anlatmış ancak biz bu yazımızda fotoperyodizm hareketini farklı bir başlık latında ele aldık.
Tropizma Hareketleri


  • Tropizma, Yunanca “dönme” anlamındadır. Uyarının yönüne bağlı olarak gerçekleşen yönelim hareketleridir.
  • Bu hareketler oksin hormonunun etkisiyle organların asimetrik büyümesi sonucu meydana gelmektedir.
  • Tropizma hareketleri, uyarana doğru olursa pozitif tropizma, aksi yönde olursa negatif tropizma olarak adlandırılır.

Tropizma hareketlerinden başlıcaları şunlardır:


  • Fototropizma
  • Geotropizma
  • Hidrotropizma
  • Kemotropizma
  • Haptotropizma
  • Travmatropizma

Fototropizma


  • Fototropizma, bitkilerin ışığa doğru yönelmelerini sağlar.
  • Fototropizma hakkında bilinenlerin pek çoğu, özellikle yulaflar olmak üzere, çimen fidelerinin üzerinde yapılan çalışmalardan elde edilmiştir.
  • Bir çimen fidesinin gövdesi koleoptil olarak isimlendirilen bir kınla kuşatılmıştır.
  • Bu çalışmaları ilk olarak 1880 yılında Charles Darwin (Çarls Darvin) ve oğlu Francis Darwin (Fransis Darvin) yapmıştır.



  • Darwinler çalışmalarında, koleoptil ucu kestiklerinde veya ışık geçirmeyen bir başlık ile kapattıklarında, koleoptilin ışığa doğru yönelmediğini gözlemlemişlerdir.
  • Buna karşılık koleoptil uç açıkbırakıldığında ya da ışığı geçiren bir başlık ile kapatıldığında ışığa doğru yönelim olduğunu saptamışlardır.
  • Darwinler ışığın algılanmasında koleoptil ucunun sorumlu olduğu ve uç kısımdan kıvrımın oluşacağı alt kısımlara bazı sinyaller gönderildiği sonucuna varmışlardır.
  • 1913’te, Danimarka’dan Peter Boysen-Jensen (Pitır BoysenJensen), bu varsayımı denemiş ve sinyalin hareketli bir kimyasal madde olduğunu göstermiştir. Araştırmacı, koleoptil ucunu, hücreler arasındaki teması kesen fakat kimyasalların geçişine izin veren jelatin bir blokla koleoptilin diğer kısımlarından ayırmıştır. Bu fideler, ışığa doğru kıvrılarak yönelmişlerdir.
  • Koleoptil ucu, alt kısmından geçirimsiz bir engelle (mika ile) ayrıldığında koleoptillerde yönelim olmamıştır.
  • 1926’da Hollandalı F. W. Went, Boysen-Jensen’in denemelerinde değişiklik yaparak fototropizma olayındaki etkili kimyasal olan oksin hormonunun agar bloklarına difüzyonla geçmesini sağlamıştır. Agar bloklar koleoptillerin merkezinden uzağa yerleştirildiğinde, yerleştirilen bölgede büyüme artmış, koleoptilin yönlenmesi zıt yönde gerçekleşmiştir.



  • Oksin hormonu ışık almayan tarafta aşağı doğru taşınarak burada bulunan hücrelerin, ışık alan taraftaki hücrelerden daha hızlı büyümesine neden olur ve asimetrik büyümeyi sağlar.
  • İçinde su bulunan cam kaptaki bir bitkiye ışık verilirse bitkinin gövdesi ışığa doğru pozitif fototropizma gerçekleştirir. Bitkinin kökü ışıktan kaçarak negatif fototropizma gerçekleştirir

Geotropizma


  • Bitkiler yalnızca ışığa değil, yer çekimine de tepki gösterir.
  • Bir fideyi yatay olarak konumlandırırsak gövdesinin yukarı, kökünün ise aşağı doğru büyüdüğü görülür.
  • Bitkilerin yer çekimine karşı verdikleri tepki, geotropizma olarak adlandırılır.
  • Kökler pozitif, gövdeler ise negatif geotropizma gösterir.



  • Toprağa hangi yönde düşerse düşsün, tohum çimlendikten hemen sonra geotropizma ile bitkinin kökü toprağa doğru ilerlerken (pozitif geotropizma), gövdesi ise zıt yönde (negatif geotropizma) büyür.

Haptotropizma



Bitkilerin, dokunmak gibi uyarılara karşı verdiği tepkilere haptotropizma denir. Asma, sarmaşık gibi sarılıcı bitkiler özel emeçleriyle bitkilere veya herhangi bir yere sarılır. Bu sarılma olayına pozitif haptotropizma denir.
Travmatropizma


  • Bitkilerde yaralanmalara bağlı olarak gösterilen yönelme hareketlerine travmatropizma denir.
  • Genellikle köklerde görülür.
  • Bitkinin kökü yaralanırsa yaralanan bölgeden bir çeşit hormon salgılanır.



  • Salgılanan bu hormonun etkisiyle kök, yara yönünün tersine doğru yönelir.
  • Yara yıkanırsa hormon kaybolduğundan böyle bir tropizma görülmez.

Hidrotropizma

Bitki kökleri her zaman suya doğru yönelim gösterir. Suya doğru gerçekleşen bu yönelme hareketine hidrotropizma denir. Hidrotropizma her zaman pozitiftir.

Kemotropizma

Bitki köklerinin, kendisi için yararlı olan organik ve inorganik maddelerin bulunduğu bölgeye doğru büyümesi pozitif kemotropizma, aşırı tuz (NaCl) vb. bulunan bölgeden uzaklaşması ise negatif kemotropizma olarak adlandırılır.
Nasti Hareketleri

Bitkide turgor basıncı değişimiyle gerçekleşen ve uyarının yönüne bağlı olmayan hareketlere nasti denir. Başlıca nasti hareketleri şunlardır:

  • Fotonasti
  • Termonasti
  • Sismonasti

Fotonasti

Işık etkisiyle gerçekleşen hareketlere fotonasti denir. Akşam sefası bitkisinin çiçeklerinin aydınlıkta kapalı, karanlıkta açık olması bir fotonasti hareketidir.

Termonasti

Sıcaklık etkisiyle gerçekleşen nasti hareketine termonasti denir. Örneğin lalelerin taç yapraklarının 5-10 °C’ta kapalı, 15-20 °C’ta açık olması termonastidir.

Sismonasti

Bitkilerde dokunma, sarsıntı gibi olaylarla turgor basıncındaki değişime bağlı olarak gerçekleşen harekettir. Küstüm otu bitkisine dokununca yapraklarını kapatması, böcekçil bitkilerin böcek konduğunda yapraklarının kapanması sismonastiye örnek olarak verilebilir.

Fotoperiyodizm


  • Gün uzunluğu yapay olarak değiştirildiği zaman bazı bitkiler ilginç tepkiler gösterir.
  • Bitkilerin gün ve gece uzunluğuna verdikleri biyolojik yanıta fotoperiyodizm adı verilir.
  • Bitkilerin bir günde ışığa ya da karanlığa maruz kaldıkları süreye ise fotoperiyot denir.
  • Fotoperiyodizmin, çiçeklenmeye olan etkileri yeryüzünde bitki türlerinin dağılımını da etkilemektedir.
  • Bitkiler normal gelişimlerini gerçekleştirmek için günde belirli bir süre ışığa ihtiyaç duyar.
  • Bitkilerde büyüme, gelişme, yaprakların dökülmesi vb. fizyolojik olaylarda fotoperiyodizm önemli rol oynar. Örneğin ıspanağın çiçeklenmesinin başlaması için 14 saat gün ışığına ihtiyacı vardır.
  • Işık alma süresine göre bitkiler uzun gün bitkileri, kısa gün bitkileri ve nötr gün bitkileri olmak üzere üç ana grupta incelenir:.
  • Uzun Gün Bitkileri
  • Kısa Gün Bitkileri
  • Nötr Gün Bitkileri

Uzun Gün Bitkileri


  • Gündüzün geceye oranla daha uzun olduğu yani gün uzunluğunun kritik bir süreden daha uzun olduğu günlerde çiçeklenen ve genellikle ekvatordan uzak bölgelerde yaşayan bitkilerdir.
  • Bu bölgelerde yetişen kültür bitkileri yalnız gün ışığının yoğun olduğu yaz mevsiminde çiçeklenir. Aksi durumda çiçeklenme gecikir.



  • Bu bitkilerin çiçeklenebilmesi için günde 12 saatten fazla ışığa ihtiyaç vardır. Yapılan araştırmalar çiçeklenmeyi kontrol eden faktörün gün uzunluğu değil, gece uzunluğu olduğunu göstermiştir.
  • Uzun gün bitkileri aslında “kısa gece” bitkileri olup gecenin gündüze oranla daha kısa olduğu günlerde genellikle ilkbahar ve yaz aylarında çiçek açar. Uzun gün bitkilerine ıspanak, dereotu, şeker pancarı, turp, marul, süsen, yonca ve birçok tahıl çeşidi örnek olarak verilebilir.

Kısa Gün Bitkileri


  • Bazı bitkiler kısa bir fotoperiyoda ihtiyaç duyar ve bir günde aldıkları ışık çok fazla olduğu takdirde çiçek meydana getirmez. Bu bitkilere kısa gün bitkileri denir.
  • Fotoperiyodun gece bölümü aydınlatma ile bir süre kesintiye uğrarsa kısa gün bitkilerinde çiçeklenme gerçekleşmez.
  • Kısa gün bitkileri aslında “uzun gece” bitkileri olup gecenin gündüzden daha uzun olduğu mevsimlerde yaz sonu, sonbahar ve kış aylarında çiçek açıp gelişir.



  • Kısa gün bitkilerine soya fasulyesi, çilek, sütleğen, patates, kasımpatı örnek verilebilir.
  • Fotoperiyodizmin mekanizması, gün uzunluğunu yapay olarak değiştirerek yani bitkinin ışıkta kaldığı süre değiştirilerek incelenir.
  • Gün uzunluğu bazı özel amaçlar için de değiştirilebilir. Örneğin sütleğengillerden bir bitki türü olan yılbaşı bitkisi (Ruscus aculeatus – ruskus asuleatus), çiçek tomurcukları geliştirmek için günde 12 saat veya daha kısa bir süre ışığa ihtiyaç duyar.
  • Bu bitkileri yılbaşında satmak için yetiştiren çiçekçiler kasım ayından itibaren bitkileri günde 12 saatten daha fazla karanlık bir odada bırakır. Böylece bu bitkiler, kısa gün bitkisine yetecek kadar ışık almış olur ve yılbaşına kadar çiçeklerini açar.

Nötr Gün Bitkileri


  • Uzun gün bitkileri ve kısa gün bitkilerinin yanı sıra günün uzunluğundan etkilenmeyen bitkiler de vardır. Bu bitkiler nötr gün bitkisi olarak adlandırılır.
  • Nötr gün bitkilerinde çiçeklenme fotoperiyottan etkilenmez. Gün uzunluğunun kısa ya da uzun olması önemli değildir.
  • Nötr gün bitkilerine örnek olarak ayçiçeği, karanfil, karahindiba, pamuk, tütün ve domates verilebilir.