Uykuyu gelişim, psikoloji, konsantrasyon ve güç toplama için gerekli olduğunu düşündüğümüzden hep beyin ile özdeşleştirdik. Peki ya bildiklerimiz doğru değilse?
Kaliforniya Enstitüsü Teknoloji Bölümü'nden Lea Goentoro liderliğindeki ekibin aklına, deniz analarının uyku düzenini incelemek gibi bir fikir geldi. Öncelikle söylemek lazım; deniz anaları beyinsiz canlılar…Işığı ve gölgelenmeyi sinir sistemleri vasıtasıyla algılıyor, böyle avlanıyorlar. Ya da av olmaktan kurtuluyorlar diyelim... Midye, istiridye, kalamar gibi deniz canlılarının da, tıpkı deniz anaları gibi beyni yok.
Araştırmacılar bildiklerimizle ters düşecek bir şey keşfetti. Beyni olmayan deniz anaları da uykuya ihtiyaç duyuyor ve geceleri performanslarını minimuma düşürerek uyuyorlar. Bu durum bize şunu gösteriyor: Uyku aslında evrimsel açıdan çok daha eskiye dayanıyor ve sadece beyin ile özdeşleştirmemiz yanlış! Daha önce omurgalı hayvanlarda, böcek, kurt ve eklem bacaklılarda uyku ihtiyacının olduğu saptanmıştı fakat beyinsiz bir canlı türünde böyle bir araştırma ilk kez yapıldı.
Şemsiye deniz anası türü olan Cossiopea’yı ilk kez inceleyen araştırmacılar ilginç bir durum gözlemledi. Bu hayvanlar normalde saniyede bir kez kasılarak hareket etmesine rağmen gece bu oran neredeyse üçte bire düşüyor.
Araştırmacılar bu sefer de bizde olduğu gibi gece uykusuz kalmanın gündüz aktivitelerinde performans düşüklüğü yaratıp yaratmayacağını merak ettiler. Deniz analarını gece boyunca uykusuz bıraktılar. Uykusuz kalan deniz analarının gündüz aktivitelerinde yüzde 17 oranında azalma görüldü.
Bu araştırma gösteriyor ki, uyku evrimsel süreç içinde canlılarda korunan en temel ihtiyaçlardan biri. Merkezi sistemin geliştirilmesinden önce uyku durumu zaten mevcuttu. Uyku yalnızca beyne ve yaygın sinir ağına sahip organizmalar için değil, birçok tür için biyolojik bir gereksinim.
Büşra Özbelli