Moda yalnızca giysi anlamına gelmez.
Sanat, müzik, tiyatro, edebiyat, yemek, iç mimarlık, mimari, bahçe bakımı gibi duyuları uyaran herşeyi içine alır.
Artık işler değişti.
Her şeye tüketici karar veriyor.
Uygun veya pratik olmayan şeyleri onlara empoze etmek mümkün değil.
Kitle iletişim araçları sayesinde moda herkese, her kesime ulaşabiliyor.
Yeterince paranız varsa istediğiniz herşeye sahip olabilirsiniz.
İnternet moda haberlerinin evrensel iletişimini, moda dünyasının bütün kapılarını dünyaya açtı.
Kimin, ne giydiğini merak ediyorsanız internete girin.
peki moda nedir?
1. Giysi, etiket, davetler ve diğerlerinin günlük alışkanlık veya stili
2. Giyimin, davranışların vb. özellikle seçkin veya seçkin olmak için yapılanan bir toplum tarafından geleneksel kullanımı
3. Tarz, yol
4. Herhangi bir şeyin yapısı, formu
Bu tanımlar modanın zaman içinde gerçek anlamından uzaklaştığını kanıtlıyor.
Bugün çoğumuz için moda, yalnızca giysi anlamına geliyor.
Oysa bu kadar basit değil.
Moda; sanat, müzik, tiyatro, edebiyat, yemek, iç mimarlık, mimari, bahçe bakımı gibi konuları, daha doğrusu duyuları uyaran herşeyi içine alır. Gene de, bu değişimin mantığı anlaşılabilir.
Tarihte, belirli bir çağa ait olan giyim stili kayıtlara 'moda' diye geçiyor.
Giyim alışkanlığı; yaşanan anın havası ile eşanlamlı olarak kullanılıyordu.
Fikir önderleri tarafından daha çok tarihsel önemi kavranan sanatlar, o devrin modasından sorumlu olan insanlara da bağlıydı.
Kraliçe Elizabeth dönemini düşünün...
Shakespeare'in edebiyatını dobra dobra, siyasi anlamda dizginsiz ve güzeldi diye tanımlarken o dönemin giysileri için de aynı kelimeleri kullanabiliriz.
Dönemin sanat halkalarını incelemeye devam edecek olursanız, benzerlikler yakalayacaksınız.
Tüm bunlar, toplumun elit kesiminin modayı bir kalıp içine koymak istediğini gösteriyor. Peki ne tür etkiler yarattı?..
Tarihe bakmak yeterli.
Şimdilerde modanın anlamı çok farklı.
Kitle iletişim araçları sayesinde moda herkese, her kesime ulaşabiliyor.
Birçok ülkedeki asil sınıf neredeyse yok oldu.
Mevcut olan yerlerde de kişinin giysisinden asil veya basit biri olup olmadığını anlamak neredeyse imkansız.
Kısaca, artık yeterince zenginseniz herşeye sahip olabilirsiniz.
Moda hükmedilemeyen hayati bir güç olarak kaldı.
Hergün giyinmek zorunda olduğumuz gerçeğiyle yüzleşirsek, giysi seçimimiz ne giydiğimizi umursamamıza bağlı.
Kıyafetlerimiz bizimle ilgili birçok şey söyler.
Kendimize olan güvenimizi ve başkalarının bize bakışını etkiler.
Özünde doğru olmasa da, bu böyle algılanıyor.
Tüm bunların ardından, gerçek şu ki moda üzerine çok konuşuluyor, para harcanıyor, yatırılıyor.
Doğal bir talebin oluşmasıyla doğal olarak yeni bir iş alanı açılıyor.
Eğer başarı sağlanırsa, moda sektörü kesinlikle getirisi en büyük olan iş kolu.
Yeni milenyum yaklaşırken, moda her yıl bir öncekinden daha farklı.
WWD ve VOGUE gibi tarz belirleyicileri tarafından beğenildiği zaman satışa sokulan giysilerin yaratıldığı günler çok geride kaldı.
Modanın itici güçleri olan tasarımcılar, perakendeciler, aracılar ve moda basını, bugün çok daha büyük bir güçle yer değiştirdi.
Kitle pazarlaması, modayı ele geçirdi.
Etek boylarının kısalması veya uzaması gibi kaprislerle ilgilenilmiyor artık.
İnsanlar ne istediklerinin farkında 'daha fazla' olmaya başladılar ve moda yarışı içinde olmak istemiyorlar.
Şık giyinme arzusu yerini rahat giyime bıraktı.
Değerler değişti ve artık insanlar giyimi hayatlarında bir öncelik olarak görmüyorlar.
Daha ötesi insanların yalnızca eğlenmek için alışverişe harcayabilecekleri kadar zamanları yok.
Neyse ki, modacılar zeki ve tasarımcılar yavaş yavaş daha değişik düşünmeye başladılar.
En yeni modayı dayatmak yerine, imaj oluşturmak üzerine yoğunlaştılar.
İmaj, bugün modayla eşanlamlı düşündüğümüz bir kelime.
Sezonun geçici heveslerinden yorgun düşen insanlar bu yeni düşünce akımını hoş karşılıyorlar.
Her sezon sokakları adım adım gezmek yerine, kendi imajlarıyla özdeşleştirebilecekleri bir mağazayı tercih ediyorlar.
Bu nedenle belirsizlikle geçen bir dönem yerini güvenilir bir kaynağa bıraktı.
Eğer Ralph Lauren hayattaki tutkularınıza hitap ediyorsa, kıyafetlerini yalnızca gece ve gündüz giymez ayrıca iç çamaşırlarını, ev eşyalarını kullanabilir, duvarlarınızı onun tonlarıyla boyayabilir, parfümünü sürebilir, ayakkabılarını giyebilir, çantalarını taşıyabilir ve Ralph Lauren'in sizin için yarattığı dünyada yaşayabilirsiniz.
İmaj modadır.
Bir düşünün, Calvin Klein-minimal; Ralph Lauren-yöresel İngiliz tarzı, rahat, lüks; Prada-keskin çizgiler, global; Gucci-sofistike.
Eğer bunların imajlarıyla özdeşleşebiliyorsanız satın alırsınız.
Bu çok basit formül milyarlarca dolarlık bir sektör yarattı.
Stratejik düşünenler, tasarımcı ve terzilerin her sezon yarattıklarının yalnızca modaya göre değil kişinin kendini rahat hissedebileceği bir imaja uygun olmasını isterler.
Bu nedenle, bir tüketicinin modaya uymasını garanti etmek yalnızca modaya uyması ile değil, kendi stili ve rahatının sağlanmasıyla da olur.
Rahatlık, moda dünyası için yeni bir kavram.
İmaj yaratılması bir uzman ordusunun dahil olduğu bir 'dolar basma' makinasıdır.
Pazar araştırması, tanıtım, 'in' modeller, makyaj uzmanları, fotoğrafçılar, kuaförler, art direktörler, stilistler, promosyon, reklam, ünlü kişilerin giydiği kıyafetler ve tabii ki satın aldığınız yerin havası...
Her biri tüketiciyi baştan çıkarmada rol oynuyor.
İmaj yaratmak bir elbisenin basit bir taslağından çok daha karmaşık.
Moda pazarlaması, büyük paraların döndüğü bir pazar ve tasarımcılar başarı için yalnızca yeteneklerine güvenmiyorlar.
Bu yüzden yetenekleri, dizaynırlığın yanında tüketicinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde çok yönlü olmalı.
Bu büyük miktarda nakit para gerektiriyor.
Geçen yüzyılda müşteri desteği ön plandaydı.
Günümüzde markanın evrenselleşmesi için finansal destek gerekiyor ve bu alanda birçok yatırımcı var.
LVMH'den Bernard Arnault, yeteneği zenginliğe çevirmeyi bilen işadamına iyi bir örnek.
Sırada internet var.
Moda haberlerinin evrensel iletişimi, moda dünyasının bütün kapılarını dünyaya açtı.
Başlangıçta değişken ve gizli dünyalarına ne derece girilebileceğinden korkan modacılar, sonunda internetin işlerini öldürmekten çok, milyon dolarlık olanaklar sunduğunu fark ettiler ve siber dünyaya adım attılar.
Bugün, kimin ne giydiğini merak ediyorsanız internete girin.
Hepsi karşınıza çıkacak.
Vogue, Elle, Bazaar gibi modanın önemli dergileri, daha ışıltılı ve ayrıntılı olan web sitelerini tamamladılar.
Artık işler değişti. Yaratıcılık tek başına yeterli değil; gerçekçilik, esneklik artı bu çok değişken ve rekabetçi dünyada ayakta kalabilmeyi sağlayacak yeterli kaynaklara sahip olmak, bugün modanın ne olduğunu bize anlatıyor.